(ANKARA) - Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü'nün (HÜNEE), 67 ilde farklı yaşam koşullarına sahip 3 bine yakın hanede 15-24 yaş grubundaki gençlerin katılımıyla yaptığı araştırmaya göre, lise düzeyindeki gençlerin üçte biri ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için okulu bıraktı. Gençlerin beşte birinin ne eğitimde ne istihdamda yer aldığı belirtilen raporda, “Gençlerin özellikle cinsel sağlık, üreme sağlığı ve çocuk yaşta evliliklerle ilgili alanlarda ciddi bilgi eksikliği yaşadığını, sağlık ve koruma alanında çeşitli risklerle karşı karşıya olduğunu gösteriyor” denildi.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (HÜNEE) iş birliğinde, İsveç Hükümeti’nin finansal desteğiyle yürütülen 2023 Türkiye Gençlik Araştırması’nı (TGA-2023) tamamlandı. Araştırma sonuçları, Hacettepe Üniversitesi Beytepe kampüsünde gerçekleştirilen lansman etkinliğinde 2 ayrı rapor halinde derlenerek kamuoyuyla paylaşıldı. Araştırma sonuçları özetle şöyle:
“Nicel araştırma bulgularına göre: Araştırmaya katılan hanehalkı nüfusunun yüzde 14'ü 15-24 yaş grubundaki gençler. Her 3 evden birinde en az bir genç var (yüzde 33). Gençlerin neredeyse yarısının kendine ait bir odası yok (yüzde 44). Gençlerin 5’te 1’i ortaokul mezunu ya da daha az eğitimli (yüzde 17). Yüzde 37'si lise öğrencisi, yüzde 23'ü lise mezunu, yüzde 23'ü üniversite öğrencisi ya da mezunu. Lise düzeyindeki gençlerin 3’te 1’i (yüzde 31) ailesinin maddi durumu iyi olmadığı ya da çalışması gerektiği için okulu bıraktığını beyan ediyor. 2007 Türkiye Gençlik Araştırması ile karşılaştırıldığında, üniversite öğrencisi veya mezunu gençlerin oranının erkeklerde yüzde 2'den 22'ye, kadınlarda yüzde 4'ten 24'e yükseldiği görülüyor.
"Çalışmayan gençlerin yüzde 14’ü de iş arıyor"
Gençlerin yarısına yakını çalışıyor (yüzde 42), ancak bunların sadece yarısı sigortalı (yüzde 46). Çalışmayan gençlerin yüzde 14’ü de iş arıyor. Çalışma oranı genç erkeklerde 5’te 3 iken (yüzde 61), genç kadınlarda 4’te 1 (yüzde 24). Gençlerin 5’te 1’i (yüzde 20) ne eğitimde ne istihdamda ne de bunlara yönelik yetiştirme programlarına dahil. Bu oran, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir yansıması olarak, kadınlarda 3’te 1’e (yüzde 29) çıkarken, erkeklerde 10’da 1’e (yüzde 10) düşüyor.
"Gençlerin yüzde 92’si sosyal medya kullanıyor"
Gençlerin yüzde 92’si sosyal medya kullanıyor. En çok tercih edilen platform ise Instagram (yüzde 88), ardından Tiktok (yüzde 31) ve X (yüzde 28). Gençlerin yüzde 88’i kadına yönelik şiddet, yüzde 69’u cinsel sağlık ve üreme sağlığı, yüzde 64’ü çocuk yaşta evlilikler, yüzde 61’i gençlik ve şiddet ile ilgili bilgileri sosyal medyadan alıyor.
"15-24 yaş arası evlenmiş genç kadınların 4’te 1’i çocuk yaşta evlendirildi"
Gençlerin yüzde 90'ı hiç evlenmemiş, yüzde 9'u evli, yüzde 1'i ise boşanmış ya da ayrı yaşıyor. 2007’deki araştırmaya göre evli gençlerin oranının önemli oranda azaldığı anlaşılıyor. 15-24 yaş arası evlenmiş genç kadınların 4’te 1’i çocuk yaşta evlendirildi (yüzde 27). Ortalama ilk evlenme yaşı kadınlarda 19, erkeklerde 25. 2007-2023 döneminde ortalama ideal ilk evlilik yaşının erkekler için 23,4’ten 24,6’ya; kadınlar için 22,2’den 24,3’e yükseldiği görülüyor. Gençlerin yüzde 5’i, ‘kadın ve erkeğin kendi kararıyla evlenmek için 18 yaşını doldurması gerektiğini’, yüzde 28’i ise ‘erkeklerin birden fazla kadınla evlenmesinin suç olduğunu’ bilmiyor. Gençlerin yüzde 8’i ‘Kadının ergenliğe girmiş olması evliliğe hazır olduğu anlamına gelir’ ifadesine, yüzde 10’u ‘Kadının bir flörtü olduysa flört ettiği kişi ile evlenmeli’ ifadesine, yüzde 62’si ise ‘Kadınların evlilik öncesi cinsel deneyimi olmamalı" ifadesine katıldığını belirtiyor.
Nitel araştırma bulgularına göre ise: Gençlerin eğitimden beklentilerinin azaldığı görülüyor. Gençler, okulların yaratıcılığı yeterince desteklemediğini, diplomaların iş bulma konusunda yeterli olmadığını düşünüyor. Gençler arasında, eğitim hayatının yaratacağı fırsatların sınırlı olacağı inancı, özellikle oğlan çocuklarının erkenden iş hayatına atılmalarını teşvik ediyor. Bazı okullarda karşılaşılabilen sınırlı öğretmen-öğrenci iletişimi, akran zorbalığı, şiddet ve taciz gibi durumlar da çocukların okuldan uzaklaşmasına ve okul terklerine sebep olabiliyor.
Çocuk yaşta evlilik: Kız çocuklarının eğitime devamın desteklenmediği, kadınların ev ve bakım işlerinden sorumlu görüldüğü ve ücretli bir işte çalışmalarına olumlu yaklaşılmayan ailelerde, kız çocukları için evliliğin tek seçenek gibi görüldüğü ortaya çıkıyor.”
"Gençler ciddi bilgi eksikliği yaşıyor"
Araştırmanın sonuç ve öneriler bölümünde şu değerlendirmelere yer verildi:
“Araştırma sonuçları genel olarak gençlerin ergen sağlığı konusundaki bilgilerinin 16 yıl önce yapılan araştırmaya göre beklenen düzeyde artmadığını, hatta bazı yerlerde azaldığını gösteriyor. Gençlerin özellikle cinsel sağlık, üreme sağlığı ve çocuk yaşta evliliklerle ilgili alanlarda ciddi bilgi eksikliği yaşadığını, sağlık ve koruma alanında çeşitli risklerle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Araştırma sonuçlarında, ayrıca, genç kadınları ve erkekleri etkileyen birçok konuda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yansımaları öne çıkıyor. Bu kapsamda; gençlerde bilgi eksikliğinin ve yanlış algıların giderilmesi için, gençlerin okullar, sağlık personeli ve sosyal medya aracılığı ile bilgiye ulaşma talebi de dikkate alınarak, özellikle Sağlık, Milli Eğitim ve Gençlik ve Spor Bakanlıkları başta olmak üzere ilgili tüm kamu kurumları ve yerel yönetimler, sivil toplum ve özel sektör dahil tüm paydaşların katkısıyla eğitim ve farkındalık çalışmalarının arttırılması kritik önem taşıyor.”