AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas, Beşar Esad'ın devrilmesinden sonra Batılı güçlerin bölgedeki bağlantılarını arttırma çabalarıyla birlikte, Avrupa Birliği'nden (AB) bir üst düzey diplomatın, yeni hükümet temsilcileriyle görüşmek için Şam'a gideceğini açıkladı. Kallas, "Avrupa'nın Suriye'deki en üst düzey diplomatını Şam'a giderek yeni hükümet ve oradaki insanlarla temaslarda bulunmak üzere görevlendirdim. Suriye'deki en üst düzey diplomatımız bugün Şam'a gidecek" dedi.
AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas, bugün Brüksel'deki AB Dışişleri Bakanları Toplantısı öncesinde yaptığı konuşmada, AB blokunun Suriye'deki en üst düzey diplomatını, yeni Suriye hükümetiyle temaslarda bulunması için Şam’a gitmekle görevlendirdiğini söyledi. Kallas, AB’nin dışişleri bakanlarının bugün Brüksel'de yapacakları toplantıda, Suriye'nin yeni yönetimiyle nasıl ve hangi düzeyde ilişki kuracaklarını tartışacaklarını belirtti.
Ürdün'de 14 Aralık Cumartesi günü bazı Arap ülkeleri, Türkiye ve ABD ile bu konuda yapılan toplantıları hatırlatan Kallas, "Bölgesel aktörlerin yanı sıra uluslararası aktörlerin de resmi aynı şekilde görmesi ve bu ülkenin istikrarlı, barışçıl ve herkesi kapsayan bir hükümete sahip olmasını istemesi çok önemli" dedi.
Kallas, "Bizim için mesele sadece sözler değil, eylemlerin de doğru yönde ilerlediğini görmek istiyoruz. Yani sadece ne söyledikleri değil, ne yaptıkları da önemli. Bence önümüzdeki haftalar ve aylar bunun doğru yönde olup olmadığını gösterecek ve bence o zaman sonraki adımları tartışmaya da açığız" dedi. Kallas, Suriye'deki yeni hükümetin azınlıklara zarar verilmemesi, kadın haklarının korunması ve daha kapsayıcı bir politika izlemesi konularında güvence verene kadar AB'nin Suriye'ye ilişkin kısıtlamalarının kaldırılmayacağını vurguladı.
Kallas’ın bu açıklaması, ABD ve İngiltere'nin isyancı grup HTŞ öncülüğünde Şam'daki yeni yetkililerle temas kurduklarını açıklamalarının ardından geldi.
HTŞ yetkilileri, "kapsayıcı" bir hükümet kurma sözü verdi
Arap medyasında yapılan yorumlara göre, Esad'ın devrilmesi ve ailesinin 50 yıllık iktidarına son verilmesinin ardından bölgesel ve uluslararası güçler, Suriye'de "güç sahibi olma veya güçlerini pekiştirme mücadelesi" veriyor. Batı'daki diğer ülkeler gibi AB ülkeleri de HTŞ'nin El-Kaide kökenli olması ve birçok devlet tarafından terör örgütü olarak listelenmesi nedeniyle Şam'daki yeni yönetime karşı temkinli yaklaşıyor.
Şam'da yeni kurulacak hükümette yer alacak HTŞ yetkilileri, "azınlıkları koruma ve kapsayıcı bir hükümet kurma" sözü verirken, uluslararası aktörler, bu sözleri “ihtiyatlı bir iyimserlik” içinde değerlendirdiklerini ifade etti. Birçok diplomat, bazı AB üyesi ülkelerin Esad'ın devrilmesinden sonra Suriye ile ilişkilerini arttırmaya çalıştığını, diğerlerinin ise daha temkinli olduğunu söylüyor.
AB’nin Suriye’ye ilişkin politikasına değinilen haberlerde, AB’nin Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş sırasında, Şam'daki Esad yönetimi ile bağlarını kopardığı belirtilirken, aynı zamanda Suriyelilere insani yardım sağlayan önemli bir donör olmaya devam ettiği kaydedildi.