Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesine ait maden ocağında 2022'de 43 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin yaralandığı patlamaya ilişkin 4'ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davanın duruşması sonrası Bartın Adliyesi önünde Avukat Derviş Emre Aydın, açıklamalarda bulundu. Aydın, ''patlamada sorumluluğu olan TTK Genel Müdürlüğü yönetici düzeyindeki kişiler hakkında iddianame hazırlanmadığını ve sanıkların korunduğu'' söyledi.
Bartın'ın Amasra ilçesinde 14 Ekim 2022'de Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocağında meydana gelen patlamada 43 işçi hayatını kaybetti 9 işçi yaralandı. Patlamaya ilişkin açılan davada 7'si tutuklu 23 sanık hakim karşısına çıktı.
Bartın 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 10'uncu celsesinde tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına ve adli kontrol tedbirlerinin de devam edilmesine hükmedilerek, duruşma 20 Ocak 2025'e ertelendi.
Dava sonrası Bartın Adliyesi önünde yapılan ortak açıklamayı mağdur aileleri Avukatı Derviş Emre Aydın yaptı. Patlamaya ilişkin haklarında soruşturma izni verilen TTK Genel Müdürlüğü çalışanlarının da yargılamaya dahil edilmesi gerektiğini vurgulayan Aydın, şunları söyledi:
"Yönetici pozisyonundaki dört sanığın 'olası kastla öldürme' suçundan 43 kez ayrı ayrı cezalandırılmalarına ve yine 'olası kastla yaralama' suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına, diğer 19 sanık için ise 'bilinçli taksirle birden fazla kişiyi öldürme ve yaralama' suçundan cezalandırılmasına dair mütaalasını sundu. Mağdur ailelerin avukatları olarak biz bu katliam dosyasında olası kast mütaalasının sunulmasını katliamın en başından beri açık olan gerçeklerin bu şekilde hukuki bağlamda da ortaya konması gerektiğini yönünde düşüncelerimizi ve taleplerimizi sunmuştuk. Fakat başka bir talebimiz daha vardı. Katliamın tüm sorumlularının yargılanması talebiydi. Bugün geldiğimiz noktada TTK Genel Müdürlüğü düzeyindeki sorumluluğu tespit edilen haklarında soruşturma açılan öncesinde soruşturma izni verilmeyen, sonrasında taleplerimiz doğrultusunda soruşturma açılan sanıkların da bu yargılamaya dahil edilerek onlar hakkında "olası kast" mütaalası verilmesi gerektiği düşüncesindeydik.
Taleplerimiz bu aşamaya kadar bu yöndeydi. Fakat geldiğimiz noktada şu anda onlar hakkında TTK Genel Müdürlüğü düzeyindeki yöneticiler hakkında iddianame düzenlemesinin önünde herhangi bir engel olmadığı görülüyor fakat iddianame düzenlenmiyor. Bu da üst kademede yönetici pozisyonundaki diğer sanıkların korunduğu anlamına geliyor. Bizim onların da yargılamaya dahil edilmesi yönündeki taleplerimiz her zaman devam ediyor. O soruşturmaya sürekli da bir şekilde iddianamenin hazırlanabilmesi için talepler gönderiyoruz. Fakat bu aşamada savcılık mütaalasını mevcut sanıklar üzerinden 'olası kast' değerlendirmesi yaparak sunmuş oldu.''
Patlamadan sonra madeninin keşif yapılmadan kapatılmasının hatalı olduğunu belirten Aydın, şöyle devam etti:
"Diğer bir husus, keşif meselesi ile ilgili henüz bir sonuç alınamamış olması. Buna ilişkin değerlendirmelerimizi yapmıştık. İlk soruşturma aşamasında katliamdan sonra sanıkların kasıtlı hareketleriyle maden hatalı şekilde kapatılmış ve keşif için uygun oluşamayacağı bir ortam yaratılmıştı. Şimdi bu durum şu anda yargılamada keşif yapmamızın önüne geçiyor. Bu mevcut sanıkların kendi kasıtlı davranışlarıyla yargılamayı, soruşturmayı sürüncemede bırakmak için yarattıkları ortamdan kaynaklıydı. Mahkeme keşif için tekrardan TTK Genel Müdürlüğü ve ATİM’e keşif koşullarının uygun olup olmadığına görüş bildirmelerini istedi. Fakat geldiğimiz aşamada dosyanın karar noktasına geldiğini ve sanıklardan esas hakkında savunmalarının yapmaları için duruşmanın 20 Ocak tarihine ertelendiğini gördük. Sonraki duruşmada mağdur ailelerin avukatları olarak burada olacağız. Onların yanında olmaya devam edeceğiz. Hazırladığımız beyanları ve ceza istemlerini mütaala ile birlikte değerlendirerek sunmuş olacağız. Kamuoyunu ve emekçileri Amasya kaden katliamı yargılamasını takip etmeye çağırıyoruz.''