Türkiye’nin uyuşturucu gerçeğini, bağımlılık tedavisi ve alternatif yöntemleri sosyal ve psikolojik boyutlarla ele alan Ayık Yaşamlar isimli belgesel serisinin üçüncü bölümü yayınlandı. Yapımcılığını Gazeteci ve Yazar Hande Karacasu’nun üstlendiği belgesel, 'sosyal çürüme'nin bir ayağı olan uyuşturucuyu farklı perspektiflerden ele alıyor. Belgeselin yayınlanan son bölümüne konuk olan Dr. Esra Çavuşoğlu, Suriye’den gelen göçle birlikte Gaziantep’te tırmanan bağımlılık oranına dikkat çekti.
Hande Karacasu’nun yapımcılığını üstlendiği, ICRYPEX'in katkılarıyla hazırlanan "Ayık Yaşamlar" belgeseli, Türkiye’nin uyuşturucu dosyasını masaya yatırıyor. Birçok doktor, bağımlılık danışmanı ve gazetecinin katkılarıyla hazırlanan 10 bölümlük belgeselin üçüncü bölümü yayınlandı.
Belgesel, uyuşturucu bağımlılığının Türkiye’de yaygın hale gelmesiyle birlikte sosyal çürümenin bir ayağı olarak tüm toplumu nasıl terörize ettiğini, bağımlılığın Türkiye’de nasıl milli güvenlik sorununa dönüştüğünü ele alıyor. Uyuşturucunun ülkeye giriş sürecini, neden yaygınlaştığını, uyuşturucu bağımlılığının nedenlerini, bağımlılık tedavisinin çeşitli ve alternatif yöntemlerini sosyal ve psikolojik boyutlarıyla ele alan belgesel, toplumun farklı kesimlerinden gerçek yaşam öykülerine yer veriyor.
Belgesel ayrıca, bağımlılığın iş gücü kaybından aile içi şiddete, eğitimdeki başarısızlıktan artan suç oranlarına kadar uzanan sonuçlar analiz ediyor. "Ayık Yaşamlar", uyuşturucuyla mücadelede çözüm odaklı bir perspektif sunarak, aktif politikalar ile ve toplumsal dayanışmanın önemine de dikkat çekiyor.
"Gaziantep’te ciddi bir metamfetamin patlaması oldu"
Belgeselin yeni bölümünde, Türkiye'deki madde bağımlılığı tedavisinde geliştirilmesi gereken yöntemler ve mevcut sistemin eksikleri masaya yatırıldı. Üçüncü bölümün konuklarından Dr. Esra Çavuşoğlu, Gaziantep'te kurduğu rehabilitasyon merkeziyle gençleri tedavi ediyor. Suriye’den gelen göçle birlikte kentte bağımlılığın tırmandığını ifade eden Çavuşoğlu, "Gaziantep’te ciddi bir metamfetamin patlaması oldu. Maalesef bunun temel sebebi Suriye’den gelen göçlerdi. Sokağa itilen çocuklar, iletişim kurdukları çetelerle birlikte bu bataklığa iyice saplandı" dedi.
"Ailelerin bilinçli olması, madde bağımlılarının tedavi süreci için çok önemli"
Kendisi de ABD’de madde bağımlılığı tedavisi gördükten sonra bağımlılık doktorası yapan Esra Çavuşoğlu, dünyada ve Türkiye’de bağımlılık yaşının hızla düştüğünü ifade etti. Çavuşoğlu, "Bağımlılık alanında önemli başarılara imza atan uzmanları Gaziantep'teki programa dahil ettik. Programımızı da Yale Üniversitesi'nde psikiyatri kliniğinde profesör olan Dr. David J. Powell ile birlikte oluşturduk. Bağımlılık tedavisinde başarı oranımız yüzde 40'lara varıyor. Ailelerin bilinçli olması, madde bağımlılarının tedavi süreci için çok önemli. Madde bağımlılığı bir hastalık, tıpkı şeker hastalığı gibi ve tedavi ile iyileşebilir" diye konuştu.
"Zamanla hayata döndürüyoruz bu insanları"
"Rehabilite" ile "habilite" kavramlarının farkına değinen Esra Çavuşoğlu, çocuk bağımlılar üzerinde habilite tedavisini uyguladıklarını belirterek sözlerini şöyle devam etti:
"Küçük yaşta uyuşturucuyla tanışmış bir çocuk düşünün. Bu çocuk hayat nasıl idame ettirilir bilmiyor. Rehabilite dediğimiz şey daha çok genç yetişkinlikten itibaren bağımlı olanlar için kullandığımız bir ifade. Daha önce bir eğitimi, işi, aile hayatı olanlar, yani bazı hayat becerilerine sahip olanlar bağımlılıkla bu becerilerini kaybediyor. Rehabilitasyon ile bilgilerini tekrar hatırlatıyorsunuz. Habilitede ise aslında hayatı öğretiyorsunuz. Biz Gaziantep projemiz başladığında sadece çocuklarla ve ergenlerle çalışmaya başladık. İlk önce okullarını bitirmelerini sağladık, en azından ortaokul veya lise diplomalarını almaları için çabaladık. Sonrasında ise kendilerine uygun pozisyonlarda işlere yerleştirdik. Dolayısıyla habilite yöntemi bizim için daha uygulanabilir oldu. Hijyenine dikkat etmeye başlayan, yemek yemeyi hatırlayan bağımlılar ancak bir sonraki kısma geçebiliyor. Zamanla hayata döndürüyoruz bu insanları."