Bülten

BTP Lideri Baş: "AKP’nin siyasi başarı dediği şey, ABD’nin isteklerini Türkiye’de ve Ortadoğu’da yerine getirmektir”

Partisinin Mersin İl Kongresi'ne katılan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Suriye'deki gelişmelere ilişkin; "Suriye'de bundan sonra bir federasyon olacaksa, bunu Amerika istediği için olacak. Suriye'de bir federasyon olmayacaksa, bunu Amerika istemediği için olmayacak" dedi.

Partisinin Mersin İl Kongresi'ne katılan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Suriye'deki gelişmelere ilişkin; "Suriye'de bundan sonra bir federasyon olacaksa, bunu Amerika istediği için olacak. Suriye'de bir federasyon olmayacaksa, bunu Amerika istemediği için olmayacak" dedi.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin Mersin İl Kongresi'ne katıldı. Ramiz Akın’ın İl Başkanı seçildiği kongrede konuşan Hüseyin Baş, Suriye gündemine ilişkin açıklamalar yaptı. MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Emevi Camiinde namaz kılması ve bindiği arabanın HTŞ lideri Colani tarafından kullanılmasına değinen Hüseyin Baş, “Önemli olan nerede secde ettiğin değil kime secde ettiğin, önemli olan arabanı kimin sürdüğü değil arabanın nereye gittiği” dedi.

Baş, konuşmasında şunları söyledi:

“Türkiye'de zafer naraları atılıyor, ‘Suriye'de biz gücü ele aldık’ deniyor. Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan bir televizyon programına katılıp, ‘YPG'nin tek yolu var, ya kendini lağveder ya da yok edilir’ diyor. Bunu da Türk siyasetinin, Türk dışişlerinin bir başarısı olarak lanse ediyorlar. Suriye'de bundan sonra bir federasyon olacaksa, bunu Amerika istediği için olacak. Suriye'de bir federasyon olmayacaksa, bunu Amerika istemediği için olmayacak. Suriye'de bir YPG terör devleti kurulacak ve bir koridor açılacaksa, bunu Amerika istediği için açılacak eğer bir koridor açılmayacaksa, bunu Amerika istemediği için açılmayacak.

“AKP’nin siyasi başarı dediği şey, ABD’nin isteklerini Türkiye’de ve Ortadoğu’da yerine getirmektir”

Sizin bize siyasi başarı diye pazarladığınız şeyin mealini, okumasını biz biliyoruz. Sizin 22 yıllık iktidarınızın tek siyasi başarısı, iradenizi Amerika'ya teslim etmektir. Amerika'nın istediklerini ve çıkarlarını Orta Doğu'da, Türkiye'de ve Türkiye'nin etkin olduğu bütün coğrafyalarda hayata geçirerek bir siyasi ‘başarı’ elde ettiniz. Bu başarı ifadesini tırnak içerisinde kullanıyorum. Siz Türkiye'nin bugüne kadar faydasına iş yaptınız? Şu anda trollerin saldırdığı, siyasilerin parmak salladığı konu şu; onların söylediklerine inanmamak. Suçumuz neymiş? Bunların pazarlamasını biz yutmuyor, satın almıyoruz, onların dediklerine inanmıyoruz. Nasıl inanalım kardeşim? Sen rahip Branson için ‘Bu can bu bedende oldukça bırakmam’ dedin, üç günü bulmadı bıraktın. Sen ‘Bu fakirden faizi artırmasını beklemeyin nas var’ dedin 3 ayını doldurmadı faizi yükselttin, Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerine getirdin.

“Önemli olan nerede secde ettiğin değil, kime secde ettiğin”

Bu pazarlamanın içerisinde bazı şeyler de var. Neler yapıyorlar? ‘Emevi Camii'nde namaz kıldık’, yok arabaya binmiş şoförü de bilmem kimmiş. Önemli olan nerede secde ettiğin değil kime secde ettiğin, önemli olan arabanı kimin sürdüğü değil arabanın nereye gittiği. Bu adamlar 20 yıldan beri şu bölgede ülkemizin, bu bölge halklarının ve milletlerinin faydasına zerre kadar iş yaptı mı ki bugünden sonra yapacak? Ne oldu günün sonunda? Suriye'de bir rejim değişti. Neymiş efendim zalim bir rejimmiş. Tekrar edeyim Irak'ta Saddam devrildikten sonra çıkıp konuşan adam, ‘Saddam gitti bin Saddam geldi’ dedi. Eğer o Esad zalimse bak bir Esad gitti bin Esad getirecekler başına. 

“Suriye topraklarına İsrail bayrağı dikildi ama biz alkışlıyoruz, bayram ediyoruz”

Ne oldu Esad rejimi bitti? Suriye'nin Golan tepelerini İsrail işgal etti. Şu anda İsrail'in askeri Şam'a 18 kilometre kala bir bölgede mevzi almış durumda. Suriye topraklarına İsrail bayrağı dikildi ama biz alkışlıyoruz, bayram ediyoruz. Sonra bir de bakıyoruz ki olayın içinde neler var. İsrail Suriye'yi adım adım işgal ediyor. Buradaki en problemli durum da şu; İsrail Türkiye'nin komşusu oluyor, Türkiye'nin komşusu haline getiriliyor. 

Gazze ve Suriye meselesine enerji boyutundan bakış

Siz, Gazze olaylarını sadece bir perspektiften değerlendirebilirsiniz olaya dini bir yaklaşımla bakabilirsiniz ama işin bir de enerji savaşları boyutu var. İsrail'in Doğu Akdeniz'de bulduğu doğal gazın güvenliğini sağlamak için Gazze'nin kontrolünü eline alması gerekiyordu. Gazze’nin kontrolünü aldı mı, aldı. Sonraki hedef o boru hattının geçeceği Lübnan topraklarını kendisinin rahatça kontrol edebildiği bir hale getirmesi gerekiyordu getirdi mi, getirdi. Suriye topraklarında da bu boru hattının başına bir iş gelmemesi gerekiyordu bugün bu başarıldı mı, başarıldı.

 “ Amerika'nın tek kutuplu dünya düzeninin sahibi olduğunu kabul etmeye başlandı"

Eğer Avrupa artık enerji ihtiyacını İsrail'in doğal gazıyla karşılıyorsa Avrupa da tamamen Amerika'nın kontrolüne girmiş, teslim olmuş olacaktır ve bütün dünya Avrupası, Orta Doğusu, Türkiye'nin de destek ve gayretleriyle bugün Amerika'nın tek kutuplu dünya düzeninin sahibi olduğunu kabul etmeye başladı. Kim başardı bunu, Türkiye'deki o derin düşünce yapısına sahip AK Parti. Bayram diye kutladıkları şey Amerika'nın, İsrail'in 40 yıldır yapmaya çalışıp da karşısında duran güçlerden dolayı yapamadığı şeyi Türkiye'deki hükümet eliyle hayata geçirmesinin bayramını kutluyorlar.

“Birliğimizi, kardeşliğimizi tesis etmezsek parçalanmaya mahkum oluruz”

Zor günlerden geçiyoruz. Bu zor günlerden kazasız belasız geçebilmemizin bir tek yolu var bir tek yolu var. O da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütün vatandaşlarının kardeşliğini, birliğini, beraberliğini, muhafaza etmesi ve tesis etmesi. Bunun dışında parçalanmaya mahkum oluruz. Bugün Suriye'de yanı başımızda yaşanan kavganın yarın buraya gelmeyeceğini sakın zannetmeyin. Bu kavga bütün ortamı hakikaten ateş çemberi içinde kor hale getirebilecek bir potansiyele sahip.

“En çok endişe ettiğim dalga bir mezhepçilik çatışmasıdır”

Atatürk her türlü siyasi düşüncesiyle bir millet var ediyor ve bu millet kardeş bir şekilde 100 yıldır yaşamayı başarabiliyor. Şimdi bu kardeşliğe çomak sokmak isteyecekler. Suriye'den gelen dalgada hiç kimsenin görmediği veya görmek istemediği benim en çok endişe ettiğim dalga bir mezhepçilik çatışmasıdır. Türkiye'de eğer bizim üstümüze bir yerden gelmek istiyorlarsa yine aynı kavgayla gelmek isteyebilirler. O zaman biz nasıl duracağız? Biz, ‘Alevisiyle, Caferisiyle, Sünnisiyle kardeş bir milletiz diyeceğiz, hiçbirimizin birbiriyle kavgası yok’ diyeceğiz. Bunu demezsek bizleri büyük bir kavganın ortasına atmak isteyecekler.