Gündem

Başak Cengiz Kreş ve Gündüz Bakımevi açıldı… Özgür Özel: “Yoksullukla mücadele etmek için işin ucundan tutmak gerekiyor”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye'de geçim sıkıntısı yaşandığını belirterek, "Dünün orta direği bugün yoksullaştı. Dünkü orta direk bugünün yoksulları, dünün yoksulları derin bir yoksulluğun altında eziliyorlar. Bu yoklukla bu yoksullukla mücadele etmek için işin bir ucundan tutmak gerekiyor" ifadesini kullandı.

(ANKARA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye'de geçim sıkıntısı yaşandığını belirterek, "Dünün orta direği bugün yoksullaştı. Dünkü orta direk bugünün yoksulları, dünün yoksulları derin bir yoksulluğun altında eziliyorlar. Bu yoklukla bu yoksullukla mücadele etmek için işin bir ucundan tutmak gerekiyor" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara'nın Yenimahalle ilçesinde Başak Cengiz Kreş ve Gündüz Bakımevi'nin açılış törenine katıldı. Törene Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Etimesgut Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, Başak Cengiz’in ailesi, Ankara Milletvekilleri ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Türkiye'nin gerçek gündeminin yoksulluk ve geçim sıkıntısı olduğunu vurgulayan Özel, "Türkiye’de insanların geçim sıkıntısı var yoklukla yoksullukla mücadele ediyorlar. Dünün orta direği bugün yoksullaştı. Dün işe başladığında 4-5 sene sonra bir elden düşme araba, 10 sene sonra bir yeni araba ya da bir ev alabilme ümidi olan çalışanlar şimdi annelerinden babalarından miras kalmadıysa ev sahibi olma ya da bir araç sahibi olma imkanına sahip dahi değiller. Dünkü orta direk bugünün yoksulları, dünün yoksulları ise derin bir yoksulluğun altında eziliyorlar. Öyle bir zamanda CHP’li belediyelere daha doğrusu elinde kamu yetkisi olup şurasında vicdanı olan herkese bu yoklukla bu yoksullukla mücadele etmek için işin bir ucundan tutmak gerekiyor" dedi. Özel, şunları kaydetti:

"5 yılın sonunda kantara çıktık"

"Kendilerini donatmak istedikleri yetkileri burada Ankara’yı parsel parsel satana verdikleri yetkileri Ankara’nın namuslu bir evladı Mansur Yavaş kullanıyor diye, İstanbul’a ihanet edenlerin kullandığı yetkileri Ekrem İmamoğlu kullanıyor diye, Türkiye’de yaptıkları hizmetlerden sonra rekor oylarla seçilen AK Parti’den MHP’den belediyeleri almış namuslu dürüst belediye başkanlarımız var diye, Türkiye’de 11 belediyeyi elimizden almak için bizleri ‘Teröristlerle iş birliği yapıyor’ diye ya da Mansur Yavaş belediye başkanı olursa ‘Su faturalarını teröristlere dağıtacak’ diyecek kadar akla, vicdana, ahlaka sığmayacak sözleri söyledikleri halde 5 yılın sonunda kantara çıktık ve bırakın belediye kaybetmeyi Balıkesir’i, Denizli’yi, Manisa’yı, Bursa’yı büyükşehirlerimize kattık. 21 il belediyesinde elimizdeki 15 büyükşehirin dışında Adıyaman’ından Kastamonu’suna, Kırıkkale’sine Afyon’una Kütahya’sına, Uşak’ına kadar CHP’li belediyeler oldu.

"Burada Tayyip Erdoğan’ın kimyası bozulmaktadır"

Türkiye’nin 7 bölgesinde il belediyesi olan tek parti var, CHP. AK Parti’nin Ege’de büyükşehir ya da il belediyesi yok. 9’u da CHP’lidir. İşte burada Recep Tayyip Erdoğan’ın kimyası bozulmaktadır. İşte burada ‘Eyvah bunlara bir dönem izin verdik bu kadarını aldılar. Bu dönem de ilk 6 aylarına bakıyoruz memnuniyet artmış, belediyelerden memnuniyet oranı Türkiye’de yüzde 58’e tırmanmış, rekor oylarla aldıkları yerlerde kendi rekorlarını kırıyorlar, oyları yüzde 70’lere yaklaşıyor. Ben bu belediyeleri çalıştırtmamalıyım’ diye gözü dönmüş bir anlayışa büründü. Bir gün dönüyor ‘silkeleyin bu belediyeleri’ diyor. Ya silkelemek ne demek? Zeytin mi silkeliyorsun? Zeytinde bile güzelce toplarsan verimi artar. Silkelersen bir sene sonraya verimi kalmaz. Silkelemek alıp alıp bitiremediği, erişemediğini düşürmek için yapılan bir iştir. Burada bu hizmet seviyesine erişemiyorsan Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin yaptıklarını kıskanıyorsan işte o zaman aklına desteklemek değil, silkelemek geliyor. Buradan Erdoğan'a açıkça ifade ediyorum. Eğer vatandaşın gönlünden düştüyse oraya girmenin yolu var. Bizim zaman zaman vatandaşın gönlünden düştüğümüz oldu. Hatayı kendimizde aradık. Öz eleştiri yaptık. Daha çok çalıştık. Eksiklerimizi kapattık. Vatandaşın gönlüne girdik. Gönülden düşersen çaresi neden düştüğünü düşünüp daha çok çalışmak, hizmette yarışmaktır. O zaman vatandaşın gönül kapısı açıktır, oraya girersin. Ama hazımsızlık yaparsan, arkadan çelme çakarsan, belediye hizmet aracının lastiklerini millete hizmet götüremesinler diye geceleyin indirirsen millet bu hazımsızlığı görür. Senin sindiremediği, hazmedemediğini görür bunun cezasını en ağır şekilde verir. O yüzden sen baskılarınla bizi sindiremezsin. Ama sen sindireceksin. Bu hazımsızlığı yapmayacaksın.

"Hesabı CHP'li belediyeler ödesin"

Belediyelerin SGK'ya borçları varmış. Niye var? Bu iktidar yüzünden var. SGK borçlarına af çıkardığın için, vergi borçlarına af çıkardığın için belediye başkanları eskiden ödeyenle dalga geçiyorlardı. Diyorlardı ki ‘Reis nasılsa af çıkarıyor. SGK'yı yatıracağına o parayı kullan. Af çıkınca faizsiz bölecek nasılsa’. Alıştırdın 22 yıl boyunca bunu yapa yapa. O yüzden AK Partili belediyeler başta olmak üzere öldür Allah SGK vergi borcu taksitlendirilmeden ödemiyorlardı. Biz AK Parti'den aldığımız her belediyeyi SGK ve vergi borcuyla aldık. Faizleri var. Şimdi belediyeler kendisinde olunca faizi silip, taksitlendirme yaparken, ‘Yemeği biz yedik, hesabı faiziyle CHP’li belediyeler ödesin ve bir kerede ödesin, aldıkları paradan keselim. Keselim ki yurt yapamasın, kreş yapamasın, çorba dağıtamasın, okul temizleyemesin, hizmetleri aksasın. Hatta mümkünse hepsini keselim, maaşları dağıtamasın.’ Bu noktaya gelmiş durumda yaptıkları işler.

"Burada 400 çocukla Türkiye'nin en büyük kreşini açıyoruz"

Bütün engellemelere rağmen geldiğimizde bu ilçede bir tane kreş var, koca Ankara, Ankara'nın büyüme potansiyeli, en yüksek ilçesi. Bir tane kreş var. Bugün geldik 13’üncü kreşi açıyoruz. Burada 400 çocukla Türkiye'nin en büyük kreşini açıyoruz. Bütün engellemelere, Recep Tayyip Erdoğan'ın bütün kıskançlığına rağmen 400 öğrenciyi kreşe alıyoruz. 400 annenin içi rahat olacak. Çocuğu bu yaşta alması gereken doğru eğitimi alacak. Evinde olmayan oyuncakla oynayacak. Arkadaşıyla sosyalleşecek, zeka gelişimine, öğrenmeye açık olacak. Annenin içi rahat. Belki evde içiremediği sütü içirecek. Yediremediği yemeği yedirecek. Almadığı proteini alacak. Eve bir maaş daha girecek. 17 bin lira asgari ücret söylemeye utanıyorum. Vermeye utanmıyorlar. 17 bin lira asgari ücret. Bu asgari ücretle şurada kiraya versen aç kalıyorsun. Karnını doyursan sokakta kalıyorsun. Bu kreş sayesinde 400 ailede eşin de çalışma imkanını bulmasıyla bir gelir daha sahibi olacak. Bunu yapıyorsun diye engelleme olur mu ya? Bunu yapıyorsun diye engelleme olur mu?

 "Şimdi bir kızları gitti ama 400 evlat onların evlatları"

Beyhan Anne burada. Avni Amca burada. Onlar evlatlarını, bir kız evlatlarını devlet koruyamadı diye genç bir kadını devlet koruyamadı diye Başak Cengiz'i hatırlarsınız 28 yaşında mimar İstanbul'da kendi yolunda giderken elinde kılıçla gelip saldıran bir cani yüzünden hayatını kaybetmişti. Bu güzel hizmet onun adıyla birlikte bugün yaşamaya başlıyor. Ben annemin ellerinden öpüyorum. Allah dayanışma gücüyle birlikte onlara sabır verdi. Bugün ayaktalar. Şimdi bir kızları gitti ama 400 evlat onların evlatları. Bu güzel projeyi, bu 400 öğrencilik rekor büyüklükteki kreşi kazandırdığı için ve rahmetli Başak Cengiz kardeşimizin adını kendi evinin hemen karşısında burada yaşattığı için Fethi Yaşar'a ve ekibine teşekkür ediyoruz."

(SÜRECEK)