(İZMİR) – Bornova Emek ve Demokrasi Güçleri, 2025 yılı bütçesi ve iktidarın asgari ücretle ilgili söylemlerine tepki gösterdi. Eğitim Sen İzmir 4 Nolu Şube Başkanı İsmail Akyol, beş maddelik taleplerini sıralayarak “Bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını, halkın, emekçilerin bütçe süreçlerine etkin katılımının sağlanmasını istiyoruz. İnsanca yaşanacak bir asgari ücretin belirlenmesini istiyoruz” dedi.
TBMM’de merkezi yönetim bütçe görüşmelerinin sonuna doğru gelinirken toplumun birçok kesiminden bütçeye karşı tepkiler geliyor. Son olarak Bornova Emek ve Demokrasi Güçleri, 2025 bütçesi ve asgari ücret zammına ilişkin basın açıklaması yaptı. Bornova eski çarşı girişinde yapılan açıklamada konuşan Eğitim Sen İzmir 4 Nolu Şube Başkanı İsmail Akyol, hazırlanan bütçelerin, iktidarın ‘sermaye yanlısı’ politikalarını ortaya koyduğunu vurgulayarak, asgari ücret artışına ilişkin iktidar kanadından yapılan açıklamalara da TÜİK’in enflasyon oranını işaret ederek tepki gösterdi.
“Bütçelerde kaybedenler, alın teri ile geçim savaşı verenler olmuştur”
Hazırlanan bütçelerde sermaye sahiplerinin korunduğunu ve vatandaşların ezildiğini ifade eden Akyol, şunları söyledi:
“Bütçeler sadece birtakım rakamlara, bilançolara, cetvellere yer verilen metinler değildir. Bütçeler, bir ülkede kaynakların, gelirlerin kimlerden toplandığını ve söz konusu gelir ve kaynakların kimler için kullanılacağını gösteren belgelerdir. Ödediğimiz vergilerden aldığımız maaşlara-ücretlere, sosyal haklarımızdan yararlanacağımız kamu hizmetlerine kadar hayatımızın hemen her alanı bütçe ile belirlenmektedir. Dolayısıyla herhangi bir ülkedeki mevcut sistemin kimden veya kimlerden yana olduğunu anlamanın en kolay yolu bütçesine bakmaktır. AKP–MHP hükümeti, taleplerimizi görmezden gelinerek sermayeden yana bir bütçede ısrar edilmektedir. Ülkeyi yönetenlerin yıllardır yaptıkları, birbirinin kopyası bütçeler ile tercihlerini hep patronlardan, zenginlerden, sermaye sahiplerinden yana kullandıkları ortadadır. Buna karşın söz konusu bütçelerde kaybedenler, hep halkın ezici çoğunluğunu oluşturanlar, alın teri ile geçim savaşı verenler olmuştur.”
“Enflasyon belimizi bükmeye devam ediyor”
Asgari ücret görüşmeleri ve zamma ilişkin yapılan açıklamalara da ‘halkın enflasyonu’ üzerinden tepki gösteren Akyol, şu ifadeleri kullandı:
“Asgari ücret görüşmelerinin ikincisi yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Ülkemiz ekonomisine ağır yük getirmeyecek bir anlayışla süreç yürütülecektir’ diyor. Soruyoruz; asgari ücretle çalışanlar mı ülke ekonomisine yük, yoksa karlarına kar katan, sanayiciler ve bankalar mı? Ocak ayından beri asgari ücret 17 bin 2 lira, açlık sınırı ise kasım ayı itibarıyla 20 bin 562 lira. ‘Asgari ücret artarsa enflasyon da artar' yalanıyla, emekçileri açlığa mahkum etmek istiyorlar. Bir yıldan bu yana asgari ücrette bir artış olmamasına karşın, her şey ateş pahası. Enflasyon belimizi bükmeye devam ediyor. İktidarın uyguladığı Mehmet Şimşek programına göre, asgari ücret 'hedeflenen enflasyon oranında' artırılırsa enflasyon düşecekmiş! TÜİK'in açıkladığı enflasyon bile yüzde 47 artış göstermesine karşın, yerli ve uluslararası sermaye temsilcilerinin isteği doğrultusunda, ücretleri en dibe çekmek istiyorlar. Yapılan bütün bilimsel çalışmalarda, yüksek enflasyonun en büyük nedeninin, şirketlerin yüksek karları olduğu belirtilmesine rağmen, yalanlarında ısrar ediyorlar. AKP ve Mehmet Şimşek programı, yaşanan ekonomik krizin yükünü, asgari ücretle geçinmeye mahkum edilen işçi ve emekçiler ile emeklilere kesmek istemektedir.”
“Bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz”
Bornova Emek ve Demokrasi Güçleri adına talepleri sıralayan, Akyol, şöyle konuştu:
“Bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını, halkın, emekçilerin bütçe süreçlerine etkin katılımının sağlanmasını istiyoruz. İnsanca yaşanacak bir asgari ücretin belirlenmesini istiyoruz. Acil olarak emeklilerin ücretlerinin yoksulluk sınırının üzerine çekilmesini istiyoruz. Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını, kamu hizmetlerinin; piyasalaştırılmasına ve özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz. Vergide ve ücretlerde adalet istiyoruz. Bunun için, tükettiğimiz her şeyden alınan KDV, ÖTV gibi tüm dolaylı vergilerin düşürülmesini; gelir vergisinin tüm çalışanlar için birinci diliminin yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin yüzde 10’da sabitlenmesini istiyoruz.”