Gündem

Bornova’da ÇEDES nöbeti... Veliler ve atanamayan öğretmenlerden tepki: Ben öğretmen olarak sokaktayım ama imamlar okulda

ÇEDES projesi kapsamında İzmir'deki bazı okullara imam, müezzin, vaiz ve kuran kursu hocası görevlendirilmesine karşı CHP Bornova İlçe Örgütü’nün başlattığı ‘ÇEDES nöbeti’, ikinci günde sürüyor. Nöbete katılan atanamayan öğretmenler ve veliler, uygulamaya tepki gösterdi. Atanamayan öğretmen ve bir veli olan Nevin Keskin, “Ayrımcılık yapan, ötekileştiren imamların okulda işi olmadığını düşünüyorum. Şimdi ben öğretmen olarak sokaktayım ama imamlar okulda” dedi.

Haber: TENZİLE AŞÇI   Kamera: KERİM UĞUR

(İZMİR) - ÇEDES projesi kapsamında İzmir'deki bazı okullara imam, müezzin, vaiz ve kuran kursu hocası görevlendirilmesine karşı CHP Bornova İlçe Örgütü’nün başlattığı ‘ÇEDES nöbeti’, ikinci günde sürüyor. Nöbete katılan atanamayan öğretmenler ve veliler, uygulamaya tepki gösterdi. Atanamayan öğretmen ve bir veli olan Nevin Keskin, “Ayrımcılık yapan, ötekileştiren imamların okulda işi olmadığını düşünüyorum. Şimdi ben öğretmen olarak sokaktayım ama imamlar okulda” dedi.

ÇEDES projesi kapsamında İzmir'deki bazı okullara imam, müezzin, vaiz ve kuran kursu hocası görevlendirilmesine karşı CHP Bornova İlçe Örgütü’nün başlattığı ‘ÇEDES nöbeti’ ikinci gününde devam ediyor.

Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde tutulan nöbete, CHP Buca, Çeşme ve Karaburun örgütlerinden destek gelirken Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki de nöbete katıldı.

Nöbete katılan Başkan Eşki ve veliler, ÇEDES programına tepki göstererek ‘laik ve demokratik eğitim’ çağrısında bulundu.

Eşki: “Türkiye’de eğitim düzelmedikten sonra hiçbir şeyin düzelmeyeceğine inanıyoruz”

Eğitimin bir ülkedeki tüm mekanizmaların temelini oluşturduğunu belirten Başkan Eşki, şunları söyledi:

“Bu, herhangi bir CHP ilçe örgütünün yaptığı sıradan bir eylem değil. Türkiye’nin son 22 yılında bilinçli, programlı ve sistematik bir şekilde eğitim sistemimiz darp ediliyor. Eğitim sistemimize zarar veriliyor. Bugün ülkemizdeki liyakatsizliğin, ekonomik sıkıntının, adaletsizliğin ve çarpık hukuk sisteminin, her şeyin temelinde eğitim sistemine verilen zarar yatmaktadır. Eğitim sisteminizi her yıl değiştirirseniz ülkenizde nitelikli mühendis, doktor, avukat, sanatçı yetiştiremezsiniz. Sürekli darp edilen eğitim sistemine bir zarar daha verilmek isteniyor. Bugün okullarımızın temizlenmemesi, okullardaki temiz su ihtiyacının karşılanmaması, köy okullarının kaldırılması, eğitimin içinin boşaltılması gibi her gün ayrı ayrı problemler olması gerekirken, eğitimin farklı amaçlara yönlendirilmesiyle karşı karşıya kalıyoruz. Biz, okullarımızda hijyenik ortam, daha çok öğretmen daha çok laboratuvar daha çok bilgisayar istiyoruz. Eğitimin kalitesinin artırılmasını istiyoruz. Eğitim, eğitimcilerin işi. Eğitim; demokratik, laik eğitim olmalı. Eğitim, hiç kimsenin oyuncağı olmamalı. Türkiye’de eğitim düzelmedikten sonra hiçbir şeyin düzelmeyeceğine inanıyoruz. Bunun da gereğini yapıyoruz.”

Aytaç: “Hocalar daha çok din eğitimi vererek çocukları etkisi altına almaya çalışıyorlar”

Nöbete katılan ve 12 yaşında çocuğu olan Sevim Aytaç, ÇEDES projesiyle çocuğunda değişimler başladığını ifade ederek şu ifadeleri kullandı:

“Bir veli olarak okullarda imam istemiyoruz. Okullarda din eğitimi, sadece öğretmen tarafından verilir. İmamın yeri camilerdir. Laiklik elden götürülmek isteniyor. Çocuğumda değişimler başladı. Hocalar daha çok din eğitimi vererek çocukları etkisi altına almaya çalışıyorlar. İmamın yeri camilerdir. Okullarda eğitim, öğretmen tarafından verilir.”

Gürel: “İleriki süreçlerde depresyonlu, psikolojik sorunları olan bir nesil yetişecek”

Hem atanamayan öğretmen hem de bir veli olan Sümbül Gürel, bir veli olarak endişeli olduğunu belirterek şunları kaydetti:

“Okullar; laik, demokratik ve bilimsel eğitim için var. Atatürk laik, bilimsel, ilerici sistemi getirdi fakat Atatürk’ün getirdiği laik sistemi, şu anki iktidar yıkmaya çalışıyor. İmamın yeri camilerdir, öğretmenin yeri okullardır. Bizler çocuklarımız için bilimsel laik eğitim istiyoruz. Bu yüzden de hem bir veli hem de bir öğretmen olarak ÇEDES programına hayır diyoruz. Ben ücretli öğretmenlik yaptım. Yıllarca aynı işi yapmama rağmen maaşımız asgari ücretin de altındaydı. İki çocuk annesiyim. Lise son sınıfa giden bir kızım var. Onların geleceği için ÇEDES’e hayır diyorum. Anaokulundan itibaren başlayacak bir program olduğu için çocuklarda soyut ve somut kavramı oluşmamış vaziyette. Sen kalkıp da çocuklara cin, peri gibi gözle görülmeyen şeyleri anlatırsan bu, çocuklarda psikolojik sorunlara neden olur. İleriki süreçlerde depresyonlu, psikolojik sorunları olan bir nesil yetişecek. Bilime değil, tarikatlara dayalı bir eğitim sistemi! Ben bir veli olarak bu durumdan endişeliyim.”

Keskin: “Ayrımcılık yapan, ötekileştiren imamların okulda işi olmadığını düşünüyorum”

Atanamayan öğretmen ve veli olan Nevin Keskin, pedagojik eğitimi olan öğretmenler atanamazken imamların okullara girmesine tepki göstererek şöyle konuştu:

“Biz okullarda bilime, fenne, yabancı dile önem veren öğretmenleri görmek istiyoruz. Ayrımcılık yapan, ötekileştiren imamların okulda işi olmadığını düşünüyorum. Bir film vardı. Orada ‘Hoca camide, öğretmen okulda’ diyordu. Şimdi ben öğretmen olarak sokaktayım ama imamlar okulda. Oğlum 5. sınıfa gidiyor. Arkadaşlarıyla yeni yeni alışıyor. ÇEDES programı olduğu zaman sınıfta bir ayrımcılık olacak. Yarısı gidecek sınıfın. Bir camiye götürüyorlar, bir eğitim verdiklerini düşünüyorlar. Aralarında siz ve biz ayrımcılığı oluyor. Bunu istemiyorum. Bütün çocukların eşit olmasını, aynı derece eğitim görmesini ve mutlu bir eğitim hayatı olmasını diliyorum.”