Gündem

CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel: “CHP olarak şu an en önemli konumuz Suriye'dir”

CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, “Suriye’de parçalanma riski ortadadır, masadadır. Bunu sahadaki gelişmeler belirleyecek. O yüzden de biz bütün bu süreçleri yakından takip ediyoruz, çok sıkı takip ediyoruz hem de. Bölgeyle bağlantılarımız var, burada çalışma gruplarımız var. CHP olarak bu konuyu çok önemsiyoruz. Şu an en önemli konumuz Suriye konusudur. Kurulacak düzenin bütün Suriye'yi temsil etmesini istiyoruz.

HABER: GÜLARA SUBAŞI / KAMERA: BERKİN GÜLSOY

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, “Suriye’de parçalanma riski ortadadır, masadadır. Bunu sahadaki gelişmeler belirleyecek. O yüzden de biz bütün bu süreçleri yakından takip ediyoruz, çok sıkı takip ediyoruz hem de. Bölgeyle bağlantılarımız var, burada çalışma gruplarımız var. CHP olarak bu konuyu çok önemsiyoruz. Şu an en önemli konumuz Suriye konusudur. Kurulacak düzenin bütün Suriye'yi temsil etmesini istiyoruz. Ama şu anda en önemli sorun, Suriye'de yaşayan bütün halkların güvenliğinin sağlanması sorunu” dedi.

CHP Dışişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Uzgel, Suriye’deki gelişmeler sonrasında ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı.

Uzgel, Suriye’deki gelişmelerin bölgeye ve Türkiye’ye etkilerine, olası senaryolara ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

“Her türlü senaryoya açık bölge özellikle Suriye. İstikrarsızlık aslında sona ermiş değil. Hâlâ, İsrail'in mesela askeri operasyonları devam ediyor, bazı yerlerde sivil halka saldırılar var. Bizim gördüğümüz, medyada öne çıkarılan husus daha çok bir HTŞ güzellemesi oldu. Yani HTŞ'nin ne kadar aslında sivilleştiği, ne kadar ılımlılaştığı gibi yorumlar yapılıyor. Bunları ihtiyatla karşılıyoruz. Yani saha daha çok yeni, genellikle de böyle olur ama Suriye'de, günümüzde yani şu anki koşullarda istikrar sağlayacak bir aktör var mı? Bütün Suriye'ye hakim olacak, bizim beklentimiz olan, demokratik, toprak bütünlüğü korunmuş, modern anlamda devlet kuracak bir yapı var mı? Bu çok tartışmalı.”

"CHP olarak şu an en önemli konumuz Suriye konusudur”

Uzgel, Suriye’nin farklı güçlerin kontrolündeki bölgelere ayrılma olasılığı hakkında ise şunları söyledi:

“Bu risk var. Yani şu an Suriye bütüncül bir devlet değil, farklı farklı yönetimler var Suriye'de. Mesela Şam'ı ele geçirdi HTŞ ve başka örgütler de var. HTŞ’nin kendisi bir de çatı örgüt ama mesela PYD'nin kontrol ettiği bölgeleri kontrol edemiyor şu anda. Hani oraya yönelik bir egemenlik yetkisi yok gibi gözüküyor. Dolayısıyla da parçalanma riski ortadadır, masadadır. Bunu sahadaki gelişmeler belirleyecek. O yüzden de biz bütün bu süreçleri yakından takip ediyoruz, çok sıkı takip ediyoruz hem de. Bölgeyle bağlantılarımız var, burada çalışma gruplarımız var. CHP olarak bu konuyu çok önemsiyoruz. Şu an en önemli konumuz Suriye konusudur.”

“Hükümet tarafından kamuoyunun gözünü boyamaya yönelik bir algı operasyonuyla karşı karşıyayız”

Uzgel, “Bu istikrarsızlık ve bölgenin parçalanması durumunda Türkiye'yi önümüzdeki süreçte neler bekliyor” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Şimdi hükümet ve çevreleri çok seviniyor. Özellikle bu sığınmacı konusunu öne çıkarıyorlar. Buna da çok ihtiyatlı yaklaşmak lazım. Bir defa öyle kitlesel dönüş falan yok, onu söyleyelim. Gidenler çok sınırlı, mesela bir her aileden bir kişi gidiyor. Durumu görmek istiyorlar. Çünkü şu an kalkıp ailecek, hemen gidip oradaki evini bulacaksın da bir hayata başlayacaksın... Böyle bir durum yok Suriye'de. O yüzden bir erken sevinç, kamuoyunun biraz gözünü boyamaya yönelik hükümet tarafından bir algı operasyonuyla karşı karşıyayız. Gidişleri hâlâ teşvik edici hiçbir önlem yok. Biz hükümetten bir yol haritası hazırlamasını bekliyoruz. Çok uzun süredir bunu tekrar ediyoruz. Suriye'de koşullar değişti, yani geçici koruma altında kabul edilmişti bu Suriyeli sığınmacılar, Esad'dan kaçtılarsa. Dolayısıyla da  artık koşullar değişti, ‘Geri dönme zamanı geldi’ diyoruz.”

“Kurulacak düzenin bütün Suriye'yi temsil etmesini istiyoruz”

Uzgel, “Dün yapılan Dış Politika ve Milli Güncelik Danışma Kurulları’nın ortak yaptığı toplantı ve bugün TBMM’de CHP Grubu’nun Suriye gündemine ilişkin bilgilendirilmeleri sonrasında, CHP’nin Suriye konusundaki yol haritası, söylemleri ne olacak” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Suriye'deki gelişmeleri öncelikle analiz ettik. Devamında ne tür riskler barındırıyor, bunları tartıştık. Ve tabii ki ‘Biz nasıl bir Suriye görmek istiyoruz’, bunun üzerinde duruyoruz. Yani Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruması lazım. Buradan devletler çıkarsa yeni bir istikrarsızlığa kapı açılır bir defa. İkincisi bir geçiş hükümeti olması lazım, yani bir anayasa çalışması yapılacak ama bunun koşulları  önemli. Yani nasıl yapılacak, içeriden mi yapılacak, dışarıdan mı yapılacak? Bir hükümetin olması lazım ve oradaki daha kırılgan gruplara karşı çok dikkat olunması lazım. Bunların takipçisiyiz. Mesela Lazkiye civarında Aleviler var. Bunlara dair aldığımız ilk haberler hoş değil. Bu konuda çok ciddi, gerekirse hükümetle de temas ederiz. Suriye'deki diğer grupların da Türkmenler var, Dürziler var; yani kendini koruma konusunda daha hassas gruplar var. Kurulacak düzenin bütün Suriye'yi temsil etmesini istiyoruz. Ama şu anda en önemli sorun Suriye'de, bütün Suriye'de yaşayan halkların güvenliğinin sağlanması sorunu.”

“Bu sürecin en büyük kazananı İsrail. Hükümet bununla mı övünmek istiyor”

Uzgel, “Bazı kesimlerce, Esad’ın ülkeyi terk edişi ve Suriye’deki gelişmeler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın haklı çıkması şeklinde yorumlanıyor ve Erdoğan’ın dış politikası başarılı olarak değerlediriliyor. Erdoğan haklı mı çıktı” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Hayır, bu bir algı. Ortada başarı sayılabileceğimiz hiçbir şey yok. HTŞ, Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği bir örgüt. O gitti, Esad'ı devirdi. Bunun nesine sevinmemiz gerekiyor, bunu anlamış değilim. İkincisi, bu sürecin en büyük kazananı İsrail. Hükümet bununla mı övünmek istiyor? Halep'i aldık, oraya plaka dağıtma siyasetiyle göz boyamaya çalışmasınlar. Bu süreç, belli ki çok iyi hazırlanmış. Türkiye  de HTŞ'yi koruyordu sonuçta İdlib'de. Dolayısıyla Türkiye de bu sürece katkı sağlamış oldu. O yüzden de böyle buradan büyük bir başarı varmış gibi... Eğer bir başarı varsa buradan İran sökülüp atıldı ve bu süreçten kazançlı çıkan arıyorsanız İsrail'e bakın, Netanyahu'ya bakın. En çok sevinen Netanyahu.”

“HTŞ, İsrail'e bırakın kurşun atmayı, laf bile atmıyor”

Uzgel, HTŞ'nin İsrail'e yönelik tavrı konusunda ise şunları kaydetti:

“HTŞ, İsrail'e bırakın kurşun atmayı, laf bile atmıyor. İsrail'e bırakın dokunmayı, dokunana dokunuyor. Hizbullah savaşıyordu İsrail'le. HTŞ’nin en büyük düşmanı Hizbullah'tı. Dolayısıyla tablo bana sorarsanız çok açık ve halkımız da bunu görüyor.”

“Suriye'de düzenin kurulması lazım. Türkiye buna katkı sağlayabilir”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, pazartesi yaptığı bütçe konuşmasında, “Ülkemizdeki Suriyelilerin evlerine dönmelerine yardımcı olacak kapsamlı bir geri dönüş programı hazırlanmalıdır” ifadelerini kullandı. Uzgel, bu bağlamda “Suriyelilerin geri dönüşünü teşvik etmek için CHP'nin bir önerisi var mı” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Tabii ki yani bizim önerimiz var. Bir defa gidişler teşvik edilmeli. Şu an çıkarken zorluk çıkarılıyor bazı Suriyelilere. Bu olmaz, bu caydırır. Öncelikle Suriye'de düzenin kurulması lazım. Türkiye buna katkı sağlayabilir. Çünkü biz bunu hem Türkiye Suriye'de istikrarsızlık olmasın hem de buradaki sığınmacılar geri gitsin diye istiyoruz. İstikrarlı Suriye, Türkiye'nin yararınadır. Bir defa bu ilkeyle hareket ediyoruz.”

“Esad yönetiminin hatalarının bedelini, korumasız bir gruba yöneltmek insani de değildir ahlaki de değildir dinen doğru da değildir”

Geçici koruma statüsünün kaldırılmasının yavaş yavaş kaldırılması gerektiğini ifade eden Uzgel, “Yeni bir düzenleme gerekiyor. Artık Suriye'de koşullar tamamen değişti. Buradakiler, ‘Çok mutluyuz’ diyorlar. Hatta gösteri yapıyorlar, sokağa çıkıyorlar. Onlardan başlansın Suriye'ye dönüşler, ilk onlar gitsin. Bu kadar mutlu oluyorlarsa, o zaman demek ki onların gitmesi daha uygun olur.

Uzgel, bölgeden, özellikle Lazkiye’den gelen Arap Alevilerine yönelik kötü muamele görüntülerini ise şöyle değerlendirdi:

“En ciddi risklerden biri bu. Esad yönetiminin hatalarının bedelini, orada şu an korumasız bir gruba  yöneltmek insani de değildir ahlaki de değildir dinen doğru da değildir. Sonuçta sivil halkla bir hesaplaşmanız olamaz. O rejimdi, onunla ilgili sıkıntılar olabilir. İnsanların bu konuda şikayetleri de olabilir, sıkıntıları olmuş olabilir. Ama bunun muhatabı sivil halk olmaz. Dolayısıyla buna karşı sesimizi bundan sonra daha da fazla yükselteceğiz.”