HABER: Batuhan DÜKEL / KAMERA: Dursun ALKAYA

(BARTIN)- CHP Genel Başkan Yardımcıları Yalçın Karatepe ve Volkan Demir öncülüğündeki ekonomi heyetinin Türkiye’nin farklı illerini gezerek başlattıkları ekonomi turunda 14’üncü il Bartın oldu. Saha çalışmalarında edindiği gözlemleri aktaran Karatepe, “Kararsız denilen seçmenlerin neredeyse tamamına yakını yönünü CHP’ye doğru çevirmiş” dedi.

CHP Hazine ve Maliye Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe ile Ticaret Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir öncülüğündeki ekonomi heyeti, “Ekonomik Sorunların Var Bir Çaresi” sloganıyla Türkiye’nin farklı illerinde ekonomik sorunların çözümünü anlatıp vatandaşın sorunlarını dinlemeye devam ediyor.

Karatepe ve Demir’in öncülüğündeki ekonomi turunun beşinci haftasında ilk durak Zonguldak’tan sonra Bartın oldu. CHP’nin ekonomi takımı şimdiye kadar 14 il dolaştı.

CHP Hazine ve Maliye Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, başlattıkları ekonomi turunda vatandaşın CHP’ye bakışının nasıl olduğunu ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Karatepe şunları kaydetti:

6 Şubat Depremlerinin Ardından Yargılanma Sürecinde Son Durum 6 Şubat Depremlerinin Ardından Yargılanma Sürecinde Son Durum

“İnanılmaz derecede büyük bir ilgi olduğunu görüyoruz. Biz Türkiye'nin her coğrafyasından değişik illere gittik. Güneydoğu'ya gittik, Trakya'ya gittik, Akdeniz'e gittik, İç Ege’ye gittik. Bugün Batı Karadeniz bölgesindeyiz. Gittiğimiz her yerde, iş dünyasının, esnaf örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, çiftçilerin, çalışanların, emekçilerin, herkesin CHP'ye doğru baktığını, bizden beklentilerin oldukça yüksek olduğunu büyük bir memnuniyetle görüyoruz.

“Kararsız denilen seçmenlerin neredeyse tamamına yakını yönünü CHP’ye doğru çevirmiş”

Bazen anketlerde kararsızların oranı bilmem kaçın üzerine çıktı filan gibi yorumlar yapılıyor, ben onu görüyorum. Fakat bu saha gezilerinde gördük ki o kararsız

denilenlerin tamamına yakını neredeyse yönünü Cumhuriyet Halk Partisi'ne doğru çevirmiş. Bizim ne yaptığımıza, ne söylediğimize çok yakından bakıyorlar. Dolayısıyla Türkiye'nin geleceğinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin çok önemli bir işlevi olduğu, görevi olduğu ve bundan dolayı da vatandaşın beklentisinin bizden çok yüksek olduğunu görüyoruz. Saha çalışmalarımızda bunu çok net bir biçime görüyoruz. Şimdiye kadar biz ekonomi takımıyız tabi ağırlıklı olarak ekonomi konuşuyoruz ama toplantılar sonrasında yaptığımız açık mikrofon görüşmelerde de ekonominin dışında başka bir konunun gündem olmadığını görüyoruz. İşvereninden, asgari ücretli çalışanına, emeklisine, çiftçisine varıncaya kadar herkesin tek gündem maddesi içinde bulunduğu ağır ekonomi koşullar. Bunun dışında bir konunun konuşulduğuna tanıklık etmedik.”

Karatepe, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ndeki kaynakların dağılımı hakkında da şunları söyledi:

“Şimdi bu sadece 2025 yılı bütçesinde değil, AKP'nin iktidara geldiği dönemden beri hazırladıkları bütçelere baktığımızda, özellikle Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'ne geçtikten sonraki bütçelere baktığımızda buradaki kaynak tahsisinin kimden yana ve nasıl olduğunu çok net bir biçimde görüyoruz.

“Halkçı bir bütçeden söz etmek mümkün değil”

Halkçı bir bütçeden söz etmek mümkün değil. Emeklilerden yana bir bütçe söz konusu değil. Çalışanları önceleyen bir bütçe söz konusu değil. Çiftçiyi önceleyen bir bütçe söz konusu değil. Bütçe kaynaklarının bir kısmının transfer aracı olarak kullanıldığını biliyoruz. Dolayısıyla halkın ihtiyaçlarını önceleyen bir bütçe yapılıyor olsaydı bundan çok daha farklı yapılabilirdi.

“Kaynağın çiftçiye aktarılmadığı kesin”

Bakın bugün çiftçilerin en çok şikayet ettiği konu ne? Üretim maliyetleri çok yüksek olması sebebiyle para kazanamıyor olmaları. Peki bütçedeki tarımsal desteklerin oranı ne? Tarım Kanunu, milli gelirin yüzde 1'inden az olamaz demiş olmasına rağmen, yasal bir düzenleme olmasına rağmen, 2025 yılı bütçesinde de tarıma önerilen destek tutarının bunun çok daha altında kaldığını görüyoruz. Dolayısıyla kaynağın çiftçiye aktarılmadığı kesin. Emekli aylıklarına yapılacak artış oranı ne kadar olacak diye konuşuluyor. Ortada konuşulan oranlara baktığımız zaman, yılın ikinci yarısındaki enflasyon esas alınırsa onların da yoksulluğa, açlığa mahkum edileceği bir sonuç çıkacak. Peki o bütçe rakamlarında emeklilere daha fazla kaynak aktarmasına imkan verecek bir düzenleme var mı? Onu da görmüyorsunuz. Dolayısıyla bütçenin halkçı bir bütçe olduğuna bahsetmek, vatandaşın refahını önceleyecek kaynak tahsisinin yapıldığını söylemenin mümkün olmadığını düşünüyorum.”

Kaynak: anka