CHP Genel Başkan Yardımcıları Yalçın Karatepe ve Volkan Demir öncülüğündeki ekonomi heyetinin Türkiye’nin farklı illerini gezerek başlattıkları ekonomi turunun beşinci haftasında ilk durak Zonguldak oldu. Karatepe, CHP’li belediyelere SGK borcu nedeniyle haciz işlemi uygulanmasına ilişkin, “Burada aslında haczedilen belediyelerin finansal olanakları değil, vatandaşa sunulan hizmetlerdir” dedi.
CHP’nin Hazine ve Maliye Bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe ile Ticaret Bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir öncülüğündeki ekonomi heyeti, “Ekonomik Sorunların Var Bir Çaresi” sloganıyla Türkiye’nin farklı illerinde ekonomik sorunların çözümünü anlatıp vatandaşın sorunlarını dinlemeye devam ediyor.
Karatepe ve Demir’in öncülüğündeki ekonomi turunun beşinci haftasında ilk durak Zonguldak oldu. Zonguldaklı iş insanları, sendika temsilcileri, esnaflar ve vatandaşlarla bir dizi görüşme yapan ekonomi heyeti, Zonguldak İl Başkanlığı’nda basın açıklaması yaptı.
Karatepe ve Demir’e; CHP Zonguldak İl Başkanı Devrim Dural, Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Yalova Milletvekili Tahsin Becan, Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Bolu Milletvekili Türker Ateş, Kocaeli Milletvekili Nail Çiler ve Zonguldak Belediyesi Başkan Vekili Kenan Ekiz eşlik etti.
Basın açıklamasında Karatepe şunları kaydetti:
Sabah ziyaretimizin ilk kısmını tamamladık. İş dünyasından insanlarla bir araya gelip Zonguldak'ın sorunlarını yerinde tespit ettik. Doğrudan muhataplarından dinledik. Zonguldak, Türkiye'de en hızla yoksullaşan illerin başında geliyor. Bunun değişmesi için Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında özellikle böyle kalkınma politikaları üzerinden Zonguldak'ın bu gidişatının sonlanacağını düşünüyoruz. Bunun üzerinde çalışıyoruz. “
“Hizmetlerin yapılmasından rahatsızlık duyan bir kesim var, o da mevcut iktidardır”
Karatepe, CHP’li 6 belediyeye SGK borçları nedeniyle haciz işlemi uygulanmasını eleştirerek şunları söyledi:
“Şimdi biliyorsunuz dünden beri Türkiye'nin gündeminde önemli gelişmeler yaşanıyor. Bunlardan bir tanesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çalışma Bakanı Işıkhan'a verdiği ‘silkeleyin’ talimatından sonra yaşanan ve altı belediyeye uygulanan haciz işlemleri. Belediyelere SGK borçları karşılığında başlatılan bu haciz işlemlerinin aslında bir tahsilata dönük çaba olmadığını, SGK'nın mali yapısına yönelik bir iyileştirme girişimi de olmadığını biliyoruz. Buradaki çabanın ne olduğunu çok net bir biçimde ifade etmek zaruriyeti var. Biliyorsunuz Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla vatandaşa hizmet götüren onların her derdiyle dertlenen, her soruna çözüm üreten bir belediyecilik hayata geçiriyorlar. Bu kapsamda yaptıkları faaliyetlerin de kamuoyunda büyük destek gördüğünü, karşılık gördüğünü biliyoruz. Kreş hizmetleri, ekmek fiyatlarının ucuzlatılması gibi pek çok hizmetin kamuoyunda karşılığının olduğunu biliyoruz. Bu hizmetlerin yapılmasından rahatsızlık duyan bir kesim var, o da mevcut iktidardır. Halkta geniş karşılık bulan bu hizmetlerin önüne geçebilmek için haciz işlemlerine varıncaya kadar akla mantığa sığmayacak yöntemlerle bir kamu kurumu diğer kamu kuruluşlarının üzerine gidiyor olması kabul edilebilir bir şey değil.
Burada aslında haczedilen ya da haczedilmeye çalışılan belediyelerin finansal olanakları değil vatandaşa sunulan hizmetlerdir. İktidar bu hizmetleri veremiyor olmanın mahcubiyetiyle utanç duyması gerekirken, belediyelerin de bu hizmetleri vermesinin önüne geçme çabası içerisinde olduğunu görüyoruz. Vatandaşlarımız da buradaki niyetin ne olduğunu net bir biçimde biliyor.”
“22 yıllık iktidarınız boyunca yoksulluktan başka bir şey üretemediğiniz için bu konuda sizden çözüm beklemiyoruz”
Karatepe basın açıklamasında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmaya da değindi. Karatepe, Şimşek’in bazı ekonomik sorunlar hususunda tespitlerinin doğru olduğunun altını çizerken tespit edilen sorunlara karşı Şimşek’in bir çözümü olmadığını belirterek şunları kaydetti:
“Dün Meclis’te Hazine ve Maliye Bakanı'nın bütçe görüşmeleri vardı. Sayın Şimşek'in orada yaptığı açıklamalar vardı. Bazı tespitlerini doğru tespit olarak görüyoruz ama doğru tespit ettiği konulara ilişkin bir çözümünün olmadığını da net bir biçimde görüyoruz. Diyor ki Sayın Bakan ‘Evet hayat pahalılığının farkındayız.’ Sayın Bakan siz farkındasınız da vatandaş her gün bu hayat pahalılığını yaşıyor. Buna yönelik ne yapıyorsunuz? İnsanların karşı karşıya kaldığı bu yoksulluk sorununu çözmek için bir girişiminiz var mı? Vatandaşın gelirini artırmak için bir çabanız var mı? Sadece durum tespiti yapmak bugün karar merciinde olanların yapacağı bir şey değil. Buna yönelik çözümlerinizin de olması gerekir. Ama zaten 22 yıllık iktidarınız boyunca yoksulluktan başka bir şey üretemediğiniz için bu konuda sizden çözüm beklemiyoruz elbette. Enflasyonda hissedilen yavaşlamanın yaşandığından da bahsetmiş Sayın Bakan. Enflasyonun yavaşlıyor olması fiyatların artmaya devam ettiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bir taraftan gelirler, emekli aylıkları, çalışanların maaşları sabit tutulurken fiyat artış oranı görece yavaşlasa bile hala hayatın daha pahalı hale geldiği gerçeğini maalesef ortadan kaldırmıyor.
“Övündüğünüz enflasyon rakamı yoksulluğun derinleşmeye devam ettiğinin çok açık göstergesidir”
Dolayısıyla sizin övündüğünüz enflasyon rakamı vatandaş açısından da yoksulluğun derinleşmeye devam ettiğinin çok açık göstergesidir. Dolayısıyla enflasyonu düşürdük söyleminizin vatandaşın refahında bir karşılığı olmadığını da biliyoruz. Üstelik Bakanlık görevine sizin gelmenizin üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçti. Hala düştü dediğiniz enflasyon oranı sizin göreve geldiğiniz tarihteki enflasyonun on puan üzerinde. Buna bakarak bu ülkede insanların enflasyonun düştüğüne inanmasını mı bekliyorsunuz? Biraz gerçekçi olalım. Rakamların varlığını İnkar etmeyelim enflasyon hala Türkiye'de çok yüksek seyrediyor.
“MR randevusunun 6 ay sonraya verildiğini gören bir emeklimiz ne hissediyor?”
Karatepe, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın emeklilere sağlanan sağlık hizmetlerinin iyi olduğuna yönelik açıklamalarına eleştiri getirdi. Karatepe şunları kaydetti:
“Çalışma Bakanı Işıkhan emeklilere verilen sağlık hizmetinin ne kadar iyi olduğunu dünya standartlarının üzerinde olduğunu söylemiş yaptığı bir açıklamada Yani bu açıklamayı duyan ve bir MR randevusunun 6 ay sonraya verildiğini gören bir emeklimiz ne hissediyor? Ben hakikaten merak ediyorum. Çalışma Bakanı bu konuda açıklama yapmadan önce Sağlık Bakanlığı'na randevu sisteminin nasıl çalıştığını, randevu almaya çalışan emeklilerimize ne kadar sürede randevu verildiğini bir öğrenip bu tür konularda açıklama yapsa çok daha yerinde olur diye düşünüyorum.
“Grevde olan işçilerimizle dayanıştığımızı bir kez daha vurgulamak isterim”
Karatepe, grev yapan metal işçilerine desteğini belirterek şunları kaydetti:
“Şimdi biz Zonguldak'tayız. Demir, çeliğin, kömürün üretildiği yerdeyiz. Biliyorsunuz metal sektöründe bir grev olmuştu. Cumhurbaşkanı da bu grevi yasaklama yönünde bir karar almıştı. Sendikalı işçilerimiz bu yasak kararına uymayarak doğru bir şey yapıyorlar. Hak mücadelesinin önüne bir siyasetçinin geçmesine izin vermeyecek bir ülke inşası için siyaset yaptığımızı buradan ifade etmek isterim.”
Karatepe’den sonra açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir de şunları kaydetti:
“Biz bugün Cumhuriyet Halk Partisi ekonomi takımı olarak on ikinci ilimizdeyiz. Bugün Zonguldak’tayız. Türkiye'nin her ilini karış karış dolaşıyoruz. İş insanlarımızla, esnafımızla, halkımızla, emeklimizle, asgari ücretlimizle tüm emek kesimleriyle, meslek örgütleriyle bir araya geliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yazmakta olduğu ekonomik programını temel ilkelerini anlatıyoruz ve bu temel ilkeler ışığında karşılıklı fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bizi mutlu eden nokta bütün kesimlerin Cumhuriyet Halk Partisi'nin yazdığı ekonomik programa desteğinin tam olmasıdır. Bizim ekonomik programımızın temeli halkçı, adil paylaşımı önceleyen refahta vatandaşı buluşturmayı hedef edinen bir ekonomik programdır. “
“Vatandaşın adalete olan güvencinin tam olduğu bir Türkiye hedefimiz var”
CHP’nin ekonomi programına değinen Demir sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak bu ekonomik programımızın iki tane olmazsa olmazı vardır. Çok demokratikleşmiş bir Türkiye , hukukun üstünlüğünün temel olduğu ve her vatandaşın adalete olan güvencinin tam olduğu bir Türkiye hedefimiz var. Ancak böyle ekonomik gelişmişliği sağlayabileceğimizi düşünüyoruz.
“İktidarın derdiyle halkın dertlerinin aynı olmadığını görüyoruz”
Bizler çalışmalarımız esnasında halkımızla sohbet ediyor, onların dertlerini dinliyoruz. Maalesef onların dertlerini dinlerken iktidarın derdiyle halkın dertlerinin aynı olmadığını görüyoruz. Halkın derdi, geçim derdi. Halkın derdi, emekli parasıyla bir ay boyunca nasıl geçineceği derdi. İktidarın derdi, Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri çalıştırmama derdi. İktidarın ekonomik anlayışı sürdürülebilir kriz yönetimine dayanmaktadır. Bizim ekonomik anlayışımız sürdürülebilir kalkınma amaçlıdır. İktidar, yoksulluğa yönetmek üzere çareler bulmaya çalışıyor. Biz yoksulluğu yok etmek üzere çalışıyoruz. Temel ayrımımız bu. Bu nedenle de farklı gündemlerimiz var.
“Son 5 yıldır kaç tane şirkete haciz uyguladınız?”
Demir, İktidara ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na sorular yöneltti. Demir sorularını şöyle sıraladı:
“Ben iktidara ve onun yönettiği Sosyal Güvenlik Kurumu’na ve ilgili Bakanlığa çağrı yapıyorum. İki tane sorumuzu cevaplayın. Son 5 yıldır kaç tane şirkete haciz uyguladınız? Bu sorumuzu kamuoyuna açıklayın. SGK prim yüzsüzlerini de yayınlayın da görelim bakalım hangi müteahhitler, hangi yandaşların ne kadar prim borcu var?”
“Yoksulluk sınırı dahilindeki ücret alanlardan vergi dilimini yüzde 15’ten yukarıya çıkarmayalım”
CHP’nin asgari ücrete olan yaklaşımından bahseden Demir şunları kaydetti:
“Biz Cumhuriyet Halk Partisi'nin asgari ücrete bakışını anlatıyoruz. Asgari ücrete bakışımız Sayın Genel Başkanımızın ifadesiyle de net belirttiği üzere 30 bin lira, ‘bunun altında yokuz’ diyoruz. Ancak asgari ücretin alana az, verene de külfet olduğunu da çok iyi biliyoruz. Özellikle esnafa, mikro işletmelere, küçük işletmelere onun için de bir destek paketi çalışması yaptık. Sayın hocamla birlikte bu destek paketimizi açıklıyoruz. Diyoruz ki çalışana kişi başı altı bin lira asgari ücret desteği verilsin. Onu kademeli olarak 1500'e kadar indirebilirsin. Bunun bütçeye bir yükü yoktur. SGK'nın yaratacağı prim gelirleriyle bunu çok kolaylıkla çözebiliriz diyoruz. İkincisi, madem enflasyon programınıza güveniyorsunuz ki yılda dört kere revize ettiler. Orta vadeli planınıza güveniyorsanız iki sene içerisinde enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeye inanıyorsanız bunu yapana kadar sosyal güvenlik priminin işçi payını beş puan düşürün, herkes rahatlasın. Üçüncüsü de yoksulluk sınırı dahilindeki ücret alanlardan vergi dilimini yüzde 15’ten yukarıya çıkarmayalım. Yani ilk vergi dilimi yoksulluk sınırı dahilinde hep aynı kalsın. Bu taleplerimizin yerine getirilmesini istiyoruz. Bu talepleri sıralıyoruz, vatandaşımızla paylaşıyoruz, iş dünyasıyla paylaşıyoruz, meslek örgütleriyle paylaşıyoruz. Kabul gördüğünü görmek, duymak bizleri mutlu ediyor. Dolayısıyla da biz ‘Ekonomik sorunların var bir çaresi’ diyoruz.
Bunların çaresini halkımıza sunuyoruz. Bunları birlikte çözümleyebileceğimize inanıyoruz.”