(ANKARA) - CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, "Kobani’nin silahsızlandırılmış bir bölge haline getirilmesine yeni çatışma ve operasyon yöntemleriyle engel olmak yerine, bunun sağlanması için barışçıl ve diplomatik adımlar atılmalıdır. Türkiye, Suriye’de yeni çatışmaların değil, büyük barışın kurucusu olmaya odaklanmalıdır" ifadesini kullandı.

ANKA Ekonomi Editörü Zülfikar Doğan’ın kaleminden Haftalık Ekonomi Analizi: En büyük holding TMSF’den 22 milyarlık satış ANKA Ekonomi Editörü Zülfikar Doğan’ın kaleminden Haftalık Ekonomi Analizi: En büyük holding TMSF’den 22 milyarlık satış

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, "Esad ve Baas rejimi düşmüştür. Şu anda Şam’da meşru süreçlerden geçmiş, Suriye halklarının iradesini temsil eden bir rejim yoktur. Geçici bir yönetim vardır. Bu şartlarda Türkiye’nin yapması gereken kendi sosyolojisinin parçası olan halkları, etnik grupları, dini azınlıkları korumak, onların hukukunu çatışma, operasyon ve savaş olmadan savunmak olmalıdır. Bu Suriye’nin toprak bütünlüğü, üniter yapısı korunarak, ademimerkeziyetçi yaklaşımlarla pekâlâ yapılabilir" dedi. Tanrıkulu, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye, Suriye'de barışın kurucusu olmaya odaklanmalı"

"Bu kadar yıkımdan, ağır insani bedellerden sonra yeni operasyon, çatışma hiçbir biçimde onarılamaz sonuçlar doğuracaktır ve Türkiye’nin iç barışına büyük zarar verecektir. Bu bağlamda Kobani, Ortadoğu’da farklı sınırlar içinde yaşayan Kürtlerin, hatta dünyadaki bütün Kürtlerin, siyasi görüşleri ne olursa olsun, ortak duygusunu ifade eden ve hafızamızda IŞİD’in soykırımına karşı büyük bir mücadelenin ağır bedeller ödenmiş bir simgesidir. Bu duygu halinin iyi okunması ve anlaşılması gerekir. Kobani’nin silahsızlandırılmış bir bölge haline getirilmesine yeni çatışma ve operasyon yöntemleriyle engel olmak yerine, bunun sağlanması için barışçıl ve diplomatik adımlar atılmalıdır. Türkiye, Suriye’de yeni çatışmaların değil, büyük barışın kurucusu olmaya odaklanmalıdır. Bir insan hakları savunucusu, avukat, bu cumhuriyetin yurttaşı ve TBMM’nin bir üyesi olarak bu hatırlatmayı tarihsel bir sorumluluğun gereği olarak yapıyorum. Yurtta barış, Ortadoğu’da barış, dünyada barış."

Kaynak: anka