(ANKARA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ortak basın toplantısı düzenledi. AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, mültecilere ev sahipliğinin desteklenmesi amacıyla AB’nin Türkiye’ye bu yıl bir milyar euro tahsis ettiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi ziyaret eden AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüşmesinin ardından, Cumhurbaşkanlığında düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Erdoğan, başta Suriye olmak üzere bölgesel gelişmelere ve Türkiye-AB ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
''(Avrupa Komisyonu Başkanı Leyen ile)Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafazası başta olmak üzere, katılımcı bir idarenin tesisinde hemfikir olduğumuzu gördük... Gerek DEAŞ gerekse PKK ve uzantılarıyla mücadele, görüşmemizde ele aldığımız hususların başında geldi. Türkiye her iki terör örgütü sahada bozguna uğrratan tek ülkedir, yegane NATO mütfetikidir. Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.
(AB ile ilişkiler) Ortak çıkarlarımızın bazı üyelerin kısır gündemlerine esir edilmemesi gerekiyor...
(Gazze'deki durum) Bundan 13 ay önce ruhumun ruhu dediği üç yaşındaki torunu Rim’i gözlerinden öperek cennete uğurlayan Halir Nebhan’ın dün şehit edildiğini öğrendik. Rabbim torunuyla birlikte cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin diyorum.
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında her zamankinden daha güçlü ve kurumsallaşmış bir ilişkiye ihtiyaç var. Aday ülke olarak biz bu iradeye sahibiz... (Bu hafta gerçekleşecek AB zirvesinde) Gümrük Birliğinin güncellenmesine cevap verecek, vize serbestisi sağlanana dek vize süreçlerini hızlandıracak kararlar alınmasını temenni ediyorum."
Von der Leyen: Yaptırımların kalkması için görüşmelerin başlatılması gerekiyor
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen Suriye’ye ilişkin değerlendirmesini Ürdün’ün Akabe kentinde üzerinde uzlaşılan hususların önemine vurgu yaptı. Leyen, şu ifadeleri kullandı:
''En üst düzeydeki diplomatımız Şam’a geri dönecek. AB’nin insani yardım ekipleriyle Şam’da bulunduğunu da ifade etmek istiyorum. Avrupa zaten şu anda Suriye’nin en büyük donörü seviyesinde. 2011 yılından bu yana düzenlediğimiz Suriye konferanslarında 33 milyar eurodan daha fazla bir katkıda bulunduk. Bu desteği yeni bir odakla gerçekleştirmeliyiz. Yeniden yapılanmaya odaklanmalıyız ve tabii ki bu adım adım uygulanacak bir yaklaşım olmalı. Yaptırımların kalkması için görüşmelerin başlatılması da gerekiyor. Ancak bu yalnızca barışcıl bir geçiş süreci konusunda sahada gerçek bir ilerleme kaydedilirse olabilir.
Geri dönüşlerin tümü, gönüllü, güvenlikli ve onurlu olmalı. Bu konuda gerekli hususların karşılandıüından emin olmak için BM mülteci ajansı UNHCR ile çalışıyoruz... Türkiye’nin bölgedeki durumu stabilize etmek için temel bir rolü bulunuyor. Terörizme karşı uyanık olmamız gerekiyor. IŞİD’in Suriye’nin doğusunda yeniden palazlanması tehlikesi gerçek. Bunun olmasına izin veremeyiz ve Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerinin karşılanması gerekiyor.
(Türkiye -AB ilişkileri) İlişkilerimiz karmaşık olduğu kadar da zengin ancak bir şey kesin, ilişkiler ileriye gidiyor... Ayrıca Rusya’ya karşı yaptırımlar çerçevesinin korunması gerektiğini konuştuk ve tabii ki Kıbrıs (GKRY) ile BM çatısı altında görüşmeleri yeniden başlatmak önemli.
Türkiye’nin bu yıllar içerisinde kararlılıkla milyonlarca kişiye ev sahipliği yaptığını biliyorum. Bu çerçevede bu çabanızda biz de sizin yanınızda durduk. 2011 yılından bu yana AB neredeyse 10 milyar euroyu mültecilerin ve ev sahibi toplumun desteklenmesi için sağladı. Bu çerçevede ilave bir bir milyar euronun 2024 yılı için şu anda tahsis edilmiş durumda olduğunu memnuniyetle bildiriyorum. Bu Türkiye’deki mültecilerin eğitim, sağlık ve diğer ihtiyaçlarını destekleyecek.''