CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, “Suriye’de yaşanan gelişmeler güney sınırlarımızda ciddi ve uzun süreli bir istikrarsızlık ve güvenlik riski olasılığının arttığını gösterdi. İsrail’in toprak devşirme ve işgal girişimleriyle birlikte değerlendirildiğinde yeni bir göç dalgasıyla ortaya çıkabilecek olumsuzlukların artmasına karşı sınır güvenliği takviye edilmelidir” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu yayınladı. Suriye’de yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Toprak, “Türkiye’nin 911 kilometreyle en uzun kara sınırı bulunan Suriye’deki yeni tablonun en fazla etkileyeceği ülke yine Türkiye olacaktır” ifadelerine yer verdi.

“Bölünmüş bir Suriye ihtimaline karşı Türkiye çok daha hazırlıklı olmak zorundadır”

Toprak’ın raporundan öne çıkanlar şöyle:

“Cihatçı terör örgütü HTŞ’nin Şam’da yönetime geçmesi, PYD-YPG-SDG’nin Kürt Özerk Bölgesi oluşturma planları, etnik ve mezhep temelinde ikiye, üçe bölünmüş bir Suriye ihtimaline karşı Türkiye çok daha hazırlıklı olmak zorundadır. Bünyesinde farklı radikal cihatçı grupları barındıran HTŞ’nin Esad’ın dikta yönetimine alternatif demokratik bir yönetim kurmasını, tüm Suriyelileri eşit kucaklayacak bir demokrasi oluşturmasını beklemek saf hayalcilik olur.

El Kaide kökenli HTŞ Lideri Ebu Muhammed el Colani'nin şimdi tüm cihatçı-selefi geçmişinden ve Şii-Nusayri-Alevi-Dürzi-Süryani-Hristiyan karşıtlığından vazgeçip Suriye’de demokratik katılımcı bir sistem kurmasını beklemek zor görünüyor. Colani’nin şu ana kadar Şii, Alevi, Nusayrilerin yoğun olduğu Lazkiye ve Tartus’a dokunmaması, Hristiyanların yoğun olduğu Halep, Hama, Humus gibi kentleri ele geçirmesi, Dürzi ve Süryanilerin bulunduğu Suveyda şehrini kontrole alması öncelikle konumunu sağlamlaştırma planının parçasıdır. Colani’nin HTŞ’yi lağvedip cihatçıları silahtan arındırma, kılık-kıyafet-inanç-yaşam tarzına karışmama vaatlerinin gerçekliği yakında görülecektir.

“HTŞ mensuplarından oluşturulan yeni yönetim, ayrımcılığına yönelirse Suriye’den yeni göç dalgası gelebilir”

Ancak Colani’nin tamamıyla HTŞ mensuplarından oluşturduğu yeni yönetimin etnik ve mezhep ayrımcılığına yönelmesi halinde Suriye’den Nusayri, Süryani, Alevi, Hristiyan nüfusun göçü yaşanabilir.

İktidar, HTŞ ve Suriye Milli Ordusu (SMO) iş birliğiyle PYD-YPG-SDG’yi Fırat’ın doğusu ve Kuzey Suriye’den tasfiyeyi hedeflerken, SDG’li Mazlum Kobani’nin Trump tarafından 20 Ocak’taki ABD Başkanlık Yemin Töreni’ne davet edilmesi, ABD’nin bu bölgede Özerk Kürt Yönetimi kurma planlarından vazgeçmeyeceğini göstermektedir.

MHP Genel Başkanı Bahçeli: İmralı görüşmesi sonucunda ortak gelecek ideali açıklanmalıdır MHP Genel Başkanı Bahçeli: İmralı görüşmesi sonucunda ortak gelecek ideali açıklanmalıdır

Suriye’deki karmaşayı fırsat bilen İsrail’in Golan tepelerinde başlattığı işgali Suriye topraklarına yayıp Şam’a 40 kilometre yaklaşması bir başka vahim boyuttur. İsrail, uluslararası anlaşmaları ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını yok sayan bir pervasızlık, kural tanımazlık sergiliyor.”

“BOP’ta haritaların ve sınırların yeniden çizilmesi aşamasına geçildi”

Raporda ayrıca, “Büyük Orta Doğu Projesi’nin (BOP) adım adım ilerlediği süreçte haritaların ve sınırların yeniden çizilmesi” aşamasına geçildiğinin altı çizilirken, Suriye’deki son durum ile İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’yı ilhakı, İran’ın Şii Hilali planının çökertilmesi ve Filistin’in yalnızlaştırılarak Direniş Cephesi’nin tasfiyesinin yolu açıldı. Büyük Ortadoğu Projesi’nin adım adım ilerlediği süreçte haritaların ve sınırların yeniden çizilmesi aşamasına geçiliyor” denildi. Raporda, şu ifadelere yer verildi:

“HTŞ öncülüğündeki Radikal İslamcı-Cihatçı-Selefi ittifakının Suriye’ye hakim olmasıyla Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) yeni bir aşamasına geçildiğini öngörmek olanaklı hale geldi. Filistin Kurtuluş Örgütü’nü (FKÖ) ve Filistinlileri bölmek için Mossad desteğiyle kurulduğu bilinen İhvan çizgisindeki Hamas’ın 7 Ekim saldırısı, İsrail ve ABD’ye bölgedeki dengeleri yeniden kurma, haritaları ve sınırları yeniden çizme kapısını araladı. Filistinlilere destek veren Hizbullah’a karşı Lübnan’da başlattığı harekat ile Hizbullah’ı ve Lübnan’ı çökertti.

Tüm bu süreçlerin sonunda İran’ın Şii Hilali olarak adlandırdığı Lübnan, Suriye, Irak’taki etkinliği kırıldı. Hamas ve Hizbullah bitme noktasına getirildi. Suriye’deki gelişmelerle Gazze gündemden düştü. Filistin yalnızlaştı.”

Kaynak: anka