CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesini eleştirerek, "2025 yılı, tarım sektörü için daha da zor bir yıl olacaktır. Çiftçiler üretimden çekilmeye devam ederken, tüketiciler yükselen fiyatlarla karşı karşıya kalacaktır. Borç ve faiz yükü altında ezilen çiftçiler, borçlarını ödeyemez hale gelecek, üretimde daralma hızlanacaktır. Su yönetimindeki plansızlık, gıda güvenliğini daha büyük bir tehdit haline getirecektir" dedi.

CHP Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesinin TBMM’de kabul edilmesinin ardından konuya ilişkin bir basın açıklaması yayımladı. Adem, açıklamasında şunları kaydetti:

"2024 yılında karşı karşıya kalınan sorunların başında, ithalata bağımlı bir tarım politikası yer almaktadır. Yerli üretimi desteklemek yerine, yurtdışından ithal edilen ürünlere milyarlarca dolar harcanmış, çiftçimizin alın teri değersizleştirilmiştir. Bu politika yalnızca çiftçiyi değil, tüketiciyi de vurmuştur. Yükselen döviz kurlarıyla birlikte artan ithalat maliyetleri, tüketicinin sofrasına yansıyan fahiş fiyat artışlarını körüklemiştir. Öte yandan, yerli üretimin desteklenmesi ve tarımsal bağımsızlığın sağlanması konusunda hiçbir somut adım atılmamıştır.

"Üretim kalitesini artırmaya yönelik hiçbir somut adım atılmamıştır"

Gıda güvenliği 2024 yılında ciddi bir tehdit haline gelmiştir. Hileli üretim, tağşiş ve halk sağlığını tehdit eden ürünlerin piyasada artış göstermesi, Bakanlığın denetim mekanizmalarının zafiyetini açıkça ortaya koymaktadır. Halkımıza domuz eti yedirildiği haberleri kamuoyunda infial yaratmış, ancak Bakanlık bu skandallar karşısında gerçek bir çözüm sunamamıştır. Denetim ve yaptırım süreçleri etkisiz kalmış, üretim kalitesini artırmaya yönelik hiçbir somut adım atılmamıştır.

"Yerli hayvancılık, neredeyse yok olma noktasına gelmiştir"

Hayvancılık sektöründe ise 2024 yılı tam bir çöküş yılı olmuştur. Yerli hayvancılık, ithal hayvan politikaları nedeniyle neredeyse yok olma noktasına gelmiştir. İthal edilen hayvanların yüksek maliyetleri, yerli üreticinin rekabet gücünü tamamen ortadan kaldırmıştır. Hayvan hastalıklarının yaygınlaşması ve aşılama gibi temel koruyucu önlemlerin eksikliği, sektörün sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir.

2025’te Bitcoin’in zirve yolculuğuna volatilite eşliği 2025’te Bitcoin’in zirve yolculuğuna volatilite eşliği

Tarımda su krizi de 2024 yılında daha görünür bir sorun haline gelmiştir. Azalan su kaynakları ve tarımsal sulama projelerindeki yetersizlik, çiftçinin üretim kapasitesini daha da düşürmüştür. Su yönetimindeki plansızlık, tarımsal üretimi doğrudan etkilerken, Bakanlık modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması konusunda hiçbir çözüm üretememiştir.

Tüm bu tablo, 2024 yılı boyunca yanlış tarım politikalarının doğurduğu krizleri açıkça göstermektedir. Ancak 2025 yılı bütçesi, bu sorunlara çözüm üretmek yerine aynı yanlış politikaları devam ettirme niyeti taşımaktadır. Çiftçinin belini büken maliyetler düşürülmeden, ithalata dayalı politikalar terk edilmeden, gıda güvenliği sağlanmadan ve tarımsal üretim desteklenmeden tarımda bir iyileşme mümkün değildir.

2025 yılı, tarım sektörü için daha da zor bir yıl olacaktır. Çiftçiler üretimden çekilmeye devam ederken, tüketiciler yükselen fiyatlarla karşı karşıya kalacaktır. Borç ve faiz yükü altında ezilen çiftçiler, borçlarını ödeyemez hale gelecek, üretimde daralma hızlanacaktır. Su yönetimindeki plansızlık, gıda güvenliğini daha büyük bir tehdit haline getirecektir. Tüm bunlar, Bakanlığın pembe tablolarının aksine, sektörün daha büyük bir krize sürükleneceğinin açık göstergesidir.

"Tarımda bağımsızlık, üreticiyi desteklemekle ve tüketiciye uygun fiyatlı ürün sunmakla mümkündür"

Sayın Bakan’ın büyük bir başarı gibi sunduğu 2025 yılı Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi, çiftçimizin içinde bulunduğu zor durumu yansıtmamakta ve çözümler sunmamaktadır. CHP olarak, çiftçilerimizin ve üreticilerimizin yanında olmaya devam edecek, gerçekleri kamuoyuyla paylaşmayı sürdüreceğiz. Çözüm üretmeyen bu bütçeye karşı mücadelemizi kararlılıkla devam ettirecek; çiftçimizi, üreticimizi ve tüketicimizi koruyacak politikaları savunmaya devam edeceğiz. Tarımda bağımsızlık, üreticiyi desteklemekle ve tüketiciye uygun fiyatlı ürün sunmakla mümkündür. İthalata dayalı politikalar terk edilmeden, yerli üretimin önü açılmadan, tarımsal üretimde sürdürülebilirlik sağlanmadan Türkiye’nin bu krizden çıkması mümkün değildir.”

Kaynak: anka