(ANKARA) - CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i eleştirdi. Öztürk, "Yeni sosyal medya fenomeni oldu. Kendi başarısızlığıyla şimdi sosyal medya üzerinden halkı kin, nefret, din, mezhep ve bölge ayrımı gözeterek ayrıştıran cümleler kuruyor. Biz tabii ki kendisini anlıyoruz. Yıllarca parsel parsel Ankara'yı sattıktan sonra görev de alamayınca bu boşlukta sıkılıp sosyal medya üzerinden değerlerimize, insanlarımıza canıyla, kanıyla, alın teriyle Türk milleti vatandaşlığını kazanan, insanları ötekileştiren cümleler kuruyor" dedi.
CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melik Gökçek'i eleştirdi ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öztürk, şunları kaydetti.
"Hepimiz biliyoruz ki eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı yeni sosyal medya fenomeni oldu ve geçenlerde sosyal medyadan hem cahilliğini hem de cehaletini bize gösterdi. Sayın Başkan kendi başarısızlığıyla şimdi sosyal medya üzerinden halkı kin, nefret, din, mezhep ve bölge ayrımı gözeterek ayrıştıran cümleler kuruyor. Biz tabii ki kendisini anlıyoruz. Yıllarca parsel parsel Ankara'yı sattıktan sonra görev de alamayınca bu boşlukta sıkılıp sosyal medya üzerinden değerlerimize, insanlarımıza, canıyla, kanıyla, alın teriyle Türk Milleti vatandaşlığını kazanan insanları ötekileştiren cümleler kuruyor. Biz tabii ki senin meselenin Selanik olunca Selanik'in yanında Yahudi dönmeleri cümlesinin altında asıl amacının Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Selanik'ten gelen ve bu ülkenin, vatanın kaybedildiğinin farkında olan, Anadolu'yu örgütleyen, 200 yıldır süren vatan savunmasını son ve başarıyla tamamlanan 19 Mayıs 1919'da Samsun'da başlayan, İzmir'de Yunan'ın denize döküldüğü kurtuluş mücadelesinin kahramanı ve bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e laf uzatan bir açıklama olduğunu ve oradan gelenlere de aynı şekilde bugün Selanik deyince senin aklına eğer Yunan dönmesi geliyorsa Yunan kazansaydı diyenlerden öğrendiğin tarih kitapları ve onun resimlerine bakarak öğrendiğin Balkan ve Rumeli insanını ne kadar anladığını, ne kadar anneni anladığını, ne kadar verilen mücadeleyi ve bedeli anladığını anlayabiliyoruz.
Dolayısıyla bizim sana söyleyecek çok da lafımız yok ama bize Selanik'ten kim geldi diye bakarsan İzmir'de kurşunu ilk sıkan Hasan Tahsin, matematik tarihine geçen Cahit Arf gibi bugün hala şiirleriyle öyküleriyle bize yol gösteren Nazım Hikmet gibi bu ülkeyi kuran Mustafa Kemal Atatürk gibi insanların Selanikli olduğunu sana bir kez daha buradan hatırlatmak istiyorum."
"En düşük emekli maaşına zam yapmayacaksan kimin maaşına zam yapacaksın?"
CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, emekli maaş zammına ilişkin şöyle konuştu:
"Emekli konusuna değinmek istiyorum. Emekli maaşı bakın bugün televizyon kanallarında her yerde çok garip bir soru var. En düşük emekli maaşına zam yapılacak mı? Ya en düşük emekli maaşına zam yapmayacaksan kimin maaşına zam yapacaksın? Yani en düşük emekli maaşına zam yapılacak mı sorusu kadar kafamızı rakamlarla algılarla karıştıran bir TÜİK, bir Recep Tayyip Erdoğan hükümeti var. TÜİK'in artık adını genel başkanımız da değiştirdi. Biz de tekrar ifade edelim. 'Tayyip Bey'i üzmeyen istatistik kurumu' öyle rakamlar açıklıyor ki herhalde bu rakamların nasıl hesaplandığını, ne kadar doğru olduğunu ve aslında temelde emeklinin, emekçinin, tüm çalışanların cebine gelecek zammı belirlemekte, onu küçültmekte kullanılan bir araç olduğu konusunda herkes hemfikir.
Emekli maaşlarının aşağıya gelmesinde, çalışanların maaşlarının aşağıya gelmesinde hem TÜİK’in hem de AKP yönetiminin çok önemli matematiksel rakamlarla dans eden ve milleti aldatan hesaplarına biraz değinelim. 2003 yılında 6 milyon civarındaki emeklinin gayri safi milli hasıladan aldığı pay yüzde 5,5. Bugün 16 milyon emeklimiz var yaklaşık 15 milyon küsur. Yine emeklilerin gayri safi milli hasıladan aldığı pay yüzde 5,36. Buradan bakıldığında emekli sayısının üç katına çıkmasına rağmen gayri safi milli hasıladan alınan payın aynı seviyede kalması aslında emeklinin yükünü iktidarın, iktidarın Hazine ve Maliye Bakanı'nın ve SGK sorumlularının yükü emeklinin üzerine yıktığının ispatıdır. Dün iki emekli vardı, otuzar bin lira alıyorlardı. Bugün dört emekli oldu, toplam rakam 60 bin 15 bin lira almaya başladılar anlamına gelen bir hesaptır bu. Dolayısıyla asgari ücret karşısında sürekli aşağıya gelen emekli maaşının temel hesabı budur. Bağlanma oranlarına da baktığımızda yüzde 35’le bugün bağlanıyor emekli ama yüzde 35 olmasına rağmen ödenen 6 bin 900 lira üzerinden hesaplarsak yaklaşık 2 bin 500 lira emekli olacak kişinin sözde SGK emeklilik hesabına aktarılıyor. 25 yıl prim ödeyen bir kişinin o kumbarada birikmesi gereken parası 750 bin lira. Bugün bireysel emeklilikte bir milyon lirası biriken kişinin bireysel emeklilikte önerilen rakamı 25 bin lira arkadaşlar. 750 bin lirası olan bir kişinin 20 bin lira alamıyor olmasının bu rakamları, bu paraları yani bu kumbarada biriken paraları birilerinin bir yerlerde hiç ettiği, çarçur ettiği veya başka bir deyişle çaldığı anlamına gelir.
Yine çok ciddi sorunlardan birisi emeklilerde sürekli kök maaşı arttırarak aslında çok daha fazla prim ödeyen bugün net 50 bin lira alan, 60 bin lira alan, 70 bin lira alan birçok insanımız var. Bunlar da aşağı yukarı aynı oranda yani maaşının oranında emeklilik kumbarasına, emeklilik fonuna para yatırıyorlar. Ve üç katı dört katı para yatırıyorlar. Ama günün sonunda emekli olunca 12 bin 500 lira alan var, diğer tarafta yirmi bin lira alıyor. Bu hesabı da anlatmanız lazım. Yani Ahmet'in ödediği primden Mehmet'e mi veriyorsunuz? Tabii ki öyle. Az önce anlattığım gibi. Dolayısıyla herkesin hakkını herkese verin ve adaleti sağlayın. Adalet kimsenin alın terini alın teriyle kendi hesabına yatırılan ama işveren ama kendi tarafından yatırılan paraları tekrar kendilerine vermekten geçer. Siz ne yaptınız? aşağıdaki maaşı sürekli güncelleyerek emeklilerin neredeyse tamamını fakirlikte, açlıkta birleştirdiniz.”
"Birleşik Metal-İş Sendikası'nın yanındayız"
Hasan Öztürk, Birleşik Metal-İş Sendikası grevine ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:
“Birleşik Metal-İş Sendikası'nın haklı ve meşru grev kararı Cumhurbaşkanı kararnamesiyle bir listede belirtilen 5-6 firma için iptal edilmiş ve bunun bir tehdit, bunun bir milli sorunmuş gibi kullanılmasını da anlamış değiliz. Grev hakkı kesinlikle bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle hiç kimsenin elinden alınamaz. Ama asıl gerekçe tabii ki birilerinin çıkarlarını korumak ama asıl sorun emekçinin sesini özellikle böyle bir dönemde kısmak olduğunun farkındayız. Bu sesler her yerden yükselecek. Eğer siz bu adaletsizliği bu doğru pay etmeyi beceremezseniz yönetemezseniz. Bununla ilgili sorunların artacağını da kesinlikle bir kez daha buradan ifade etmek istiyorum. Birleşik Metal-İş Sendikası'nın haklı ve meşru grev hakkının ve bu adaletsiz kararın karşısında onların yanında olduğumuzu da buradan bir kez daha hepinize ifade etmek istiyorum."