(İZMİR)- İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği'ne üye ebe ve hemşireler, İl Sağlık Müdürlüğü önünde Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne tepki gösterdi. Açıklamada, "Bizler bu ülkenin fakültelerinden mezun olmuş, sınavlara tabi tutulmuş, atanmış birer kamu meslek profesyonelleriyiz. Yoksulluk sınırı altında kalan bir ödemeyi hak etmiyoruz" denildi.

Karabağlar Kent Konseyi’nden “Gülümsemesi Yarım Kalan Kadınlar” belgeseli Karabağlar Kent Konseyi’nden “Gülümsemesi Yarım Kalan Kadınlar” belgeseli

İzmir Sağlık Platformu bileşenleri ve İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği'ne üye ebe ve hemşireler, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne karşı İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği üyeleri Ebru Canlı, Gamze Sapmaz ve Seda Dilay Sağıroğlu tarafından okunan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

"1 Kasım 2024'te aile hekimliğinde değişiklik yapılmasına dair yeni bir eziyet yönetmeliği yayınlandı. Bu yönetmelikte hem vatandaşa hem çalışana eziyet var. Bizler eziyete ve bu çarp böl sigma hesaplamasına karşı çıkmaya geldik. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan 6 ayda bir zorunlu hasta takibi ile asıl işimiz olan koruyucu sağlık hizmeti aksayacaktır. Sağlıklı bireylerin gerekmediği ve istemediği halde doktor kontrolüne zorlanması ile kaynak israfı ve iş kaybı oluşacak, sağlık harcamalarında gereksiz artış yaşanacaktır. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de özellikle duyurmak istiyoruz. Sorunlar yumağına yol açan bu eziyet yönetmeliğinin geri çekilmesi için alanlarda taleplerimizi aile hekimlerimizle birlikte anlatmaya çalışsak da bakanlığın öneri ve eleştirilerimizi duymazdan gelip kulağını tıkadığına bir kez daha şahit olduk. Bu yönetmelik ve kanun taslağı; ne halka ne hekimlere ne de biz ebe hemşirelere fayda sağlamadığı gibi ASM'lerin ticarileştirilmesinin önünü açacaktır. Bizlerin iş güvencesini ortadan kaldırmıştır. Pek çok aile hekimliği biriminde ebe ve hemşire olmadan hizmet veriliyorken aile sağlığı merkezlerinde ebe ve hemşire eksikliğinin giderilmesi gerekirken tam tersi istifalar artmıştır.

"Bizi para ile terbiye edemezsiniz"

Bizler bugün burada emeği sömürülmüş, neşesi söndürülmüş, aylığına göz dikilmiş meslek onuru ayaklar altına serilmiş birer meslek profesyonelleri olarak bulunmaktayız. Sadece kendimiz için değil gelecek nesiller ve bu mesleğe gönül vermiş gelecekteki meslektaşlarımız için de buradayız. Bakanlığın bu eziyet yönetmeliği ile iş barışını bozmaya yönelik hareketlerini görüyor amaçlarını anlıyoruz. Bölünmüyoruz. Hekimlerimizle aylardır olduğu gibi el ele mücadelemize devam ediyoruz.  Bizim yetkimizde olmayan görevlerle bizim maaşımızı kırptınız. Hekimlerle bizi karşı karşıya getirmeye çalıştınız fakat biz bu oyunlara gelmiyoruz. Hekimleri yaptıkları hastalık takiplerine göre değerlendiriyorsunuz. Peki biz ebe ve hemşireleri neye göre değerlendiriyorsunuz. Ölçtüğümüz tansiyona, izlediğimiz bebeğe, takip ettiğimiz gebeye veya vermediğiniz için yapamadığımız aşılara göre mi, neye göre? Biz sigmalı formüllere yapmadığımız işlere göre değil verdiğimiz hizmete emeğe ve özveriye göre eşit işe eşit ve emekliliğe yansıyan tek kalemde ödeme istiyoruz. ASM’lerden omuz omuza türlü imkansızlıklarla mücadele ettiğimiz ekip arkadaşlarımızla farklı ücretler ödeyerek iş barışımızı bozmanıza müsaade etmiyoruz. Bakanlığa sesleniyoruz bizi para ile terbiye edemezsiniz sadaka değil hakkımızı istiyoruz.

"Yoksulluk sınırı altında kalan bir ödemeyi hak etmiyoruz"

Bizler bu ülkenin fakültelerinden mezun olmuş, sınavlara tabi tutulmuş, atanmış birer kamu meslek profesyonelleriyiz. Yoksulluk sınırı altında kalan bir ödemeyi hak etmiyoruz. Sağlık çalışanından her konuda yetinmesi, yetirmesi beklenmektedir. Biz artık yetinemiyoruz. Biz artık yetiremiyoruz. Bu ülkede yıllardır aile planlaması malzemesi temin edilememektedir. Doğum kontrol hapı yok, aylık iğne yok, üç aylık iğne yok, ria yok, kondom yok. Buna rağmen bizlere baskı yaparak, tutanak tutarak, 15-49 yaş kadın izlemi yapılması istenmektedir. Aylardır aşı dolaplarımız boş, aşımız yok. Bakanlık aylardır aşı temini ve lojistiğini sağlayamamaktadır. Hastalarımızın menfaatini düşünen bizler, performans kaygısı gütmeden, tane hesabı verilen aşıları önce en gerekli gördüğümüze uygulama yönünde inisiyatif kullanmak zorunda bırakılmaktayız. Aşıyı temin edemeyenler, lojistiğini de sağlamayıp tane hesabı verdikleri aşıyı görev yerlerimizi bırakıp gidip bizim almamızı talep etmektedir. Bizden HYP yapmamızı istemekte ancak hastalarımıza kanser taramaları için randevu bulamadığımız KETEM merkezlerini çoğaltmamakta direnmektedir. Yaşadığımız bunca eksikliğe ve aksaklığa rağmen şifa veren eller olmaya yılmaz bir gayret ile devam etmekteyiz.

"Olmayanı oldurmaya, yetmeyen yitirmeye çalışmaktan yorulduk"

Bu kadar iş yükünün altında, imkansızlıklarla çalışan bizleri bir de maddi zorluklarla karşı karşıya bırakmaktasınız. Pandemi döneminde 'hakkınız ödenmez ödenmez' dediniz. Ve bugün de yaşadığımız gibi, hala ödemediniz. Olan maaşımıza da göz dikip, türlü kalemlerle, sigmalarla, formüllerle maaşımızı kestiniz. Olmayanı oldurmaya, yetmeyen yitirmeye çalışmaktan yorulduk. Bakanlığın istedim oldu, yaptım oldu politikalarından yıldık, yorulduk. Kamu binası olmayan, dükkandan bozma, güneş ışığı bile almayan yerlerde çalışmaya çalışmaktan yorulduk. Olmayan aşı yapamadığımız için savunma vermekten yorulduk. Olmayan malzemeyle aile planlaması hizmete vermeye çabalamaktan yorulduk. Bulunamayan randevu ile kanser taraması yapmaya çalışmaktan yorulduk. Biz artık çok yorulduk. Şimdi hemşire ve ebeler olarak soruyoruz? Artık sesimizi duyuyor musunuz? Bugün burada hemşire, ebe ve hekim el ele Bakan Memişoğlu nerede?"

Kaynak: anka