Haber: Düzgün Barış Deniz / Kamera: Ünal Aydın
(ANKARA) - Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, Kırşehir'de altın maden sahası için oluşturulan ÇED raporunun ilk toplantısının ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın önünde açıklama yaptı, Ekicioğlu, "Altın madenciliği bir ekokırım sistemidir. Bölgemizde ne endemik bitkilerin, ne Seyfe Gölü Kuş Cenneti'nin, ne tarımın, ve hayvancılığın, ne de Kırşehir'in su havzasının gözetilmediğini gördük. Biz torunlarımızın geleceğini savunmak için buradaydık. ÇED raporunu sonlandırmazlarsa yasal haklarımızı kullanacağız" dedi.
Kırşehir'de birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Seyfe Gölü, küresel iklim değişikliği ve yeraltı sularının çekilmesi nedeniyle kuraklıkla karşı karşıya. Seyfe Gölü'ne yakın bölgelerde başlayan altın madeni arama çalışmaları ise kentte endişe yaratıyor. Bölgede arama faaliyetlerini AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'nun sahibi olduğu Fernas Madencilik ile Koç Holding'e bağlı Demir Export'un ortaklığındaki Defaş Madencilik yürütüyor.
Kırşehir'de altın maden sahası için oluşturulan ÇED raporunun ilk toplantısı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda gerçekleştirildi. Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısının ardından Bakanlık önünde açıklamalarda bulundu.
Ekicioğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
"Kırşehir'deki altın madeni aramasıyla ilgili İDK toplantısına katıldık. ÇED rapor sonuçlarının iptal edilmesini talep ettik. Çünkü ÇED raporları kopyala-yapıştır sistemiyle hiçbir çevresel etkileri düşünülmeden maden aramaya yol açacak bir rapor hazırlamışlar. Biz de toplantıda Kırşehir'i talana karşı savunduk. Komisyon raporunu yazacak. Bütün eksiklikleri söyledik. Kırşehir Belediyesi kamu kurumu olmasına rağmen bu sürecin içerisine dahil edilmedi. Sivas'a giden hızlı tren, Kırıkkale hattından geçen trenden bile Kırşehir Belediyesi'nden görüş alınırken bile, burada komisyona dahil edilmedik. Çünkü Kırşehir Belediyesi'nin görüşü belliydi. Kırşehir'in su havzası üzerinde maden aramak istiyorlardı. Kırşehir merkezi 150 bin nüfuslu, ilçeleriyle birlikte 250 bin nüfuslu bir il. Bu ilin su havzasını tehdit eden bir maden aramasına karşı çıkacağımız için bizi dahil etmediler. Biz tabii ki ülkemizin zenginleşmesinden yanayız ama altın madenciliği bir ekokırım sistemidir. Bölgemizde ne endemik bitkilerin, ne Seyfe Gölü Kuş Cennetinin, ne tarımın, ne hayvancılığın, ne de Kırşehir'in su havzasını gözetmediklerini gördük. Biz kentimizin, torunlarımızın geleceğini savunmak için buradaydık. ÇED raporunu sonlandırmazlarsa yasal haklarımızı kullanacağız."
CHP'li İlhan: Kırşehir'in altın sömürgeciliğine kurban gitmesini istemiyoruz
Maden kazıları için izin verilmesi durumunda Kırşehir'in içme suyunun büyük ölçekte etkileneceğini vurgulayan CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan açıklamalarında şu ifadelerde bulundu:
"Az önce Bakanlıkta toplantı yapıldı. Maalesef şunu gördük: gerçeklerden uzak, insanlara bilgi vermeyen, Kırşehir'in kaderinin ne kadar zor şartların ellerinde olduğunu gördük. Maden arama yerlerine bakıyoruz. Maden yerleri; Boztepe'yi, Çimeli'yi, Seyfe Gölü'nü, Mucur'u ilgilendiriyor. Yani yaklaşık 200 bin insanımızın hayatının geçtiği yeri ilgilendiriyor. Oranın bir tek geçim kaynağı var. O da; tarım ve hayvancılık. Maden şirketi bize bir sunum yaptı. Sunumda sadece teknik konular anlatıldı. Halbuki, madenin çıkartıldığı alanda her türlü sıkıntı yaşanabilir. Bütün Kırşehir'in suyu var orada. Altın madeni aranırken siyanür de kullanılacak, kimyasal maddeler de karışabilecek. Kırşehir'in hayatı o maden şirketinin vicdanına kalacak. Yakın zamanda İliç faciası yaşandı. Dokuz canımızı kaybettik. Daha yeni bunu yaşamışken, aynısının Kırşehir'de yaşanmasını istemiyoruz. Kırşehir'in altın sömürgeciliğine kurban gitmesini istemiyoruz. Bir altın madeni şirketi orada para kazanacak diye 250 bin Kırşehirlinin hayatını tehlikeye attırmayacağız. Bütün demokratik haklarımızı kullanacağız."
Kırşehir'i Koruma Platformu Başkanı Mustafa Düger ise, "Bu doğa felaketi olacak. Su sıkıntısı yaşayacağız. Tarım ve hayvancılığı bitirecekler. İçme suyunu bulamıyoruz. Bundan sonra da daha büyük sıkıntılarla karşılaşacağız. Kuraklık başlıyor. Bu yapacakları ile suyumuzu tamamen yok edecekler. Milli hazinemiz Seyfe Gölü, tamamen yok olacak. Bunların yok olmasına göz yummayacağız. Bunun için mücadele edeceğiz. Endemik bitkilerimiz, çevremiz, doğamızın mücadelecisi olacağız" dedi.