Gündem

TBMM önünde "Halk için Bütçe, Demokratik Türkiye" konulu açıklamaya polis izin vermedi

Aralarında DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve Tüm Emekliler Sendikası üyelerinin bulunduğu grup tarafından TBMM önünde "Halk için Bütçe, Demokratik Türkiye" çağrısıyla yapılmak istenen açıklamaya polisin izin verilmemesi üzerine yaşanan arbedede, iki kişi gözaltına alındı.

Aralarında DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve Tüm Emekliler Sendikası üyelerinin bulunduğu grup tarafından TBMM önünde "Halk için Bütçe, Demokratik Türkiye" çağrısıyla yapılmak istenen açıklamaya polisin izin verilmemesi üzerine yaşanan arbedede, iki kişi gözaltına alındı. Yaşanan arbede ve tartışmanın ardından Sakarya Caddesi'nde yapılan ortak açıklamada, "İktidar sahipleri koltuklarını koruyabilsin, onların etrafındaki bir avuç sermayedar daha da zenginleşebilsin daha da lüks içerisinde yaşayabilsin diye çocuklarımızın hayatlarından feragat ederek yaşıyoruz. Bütçe Kanun Teklifi, halkın hiçbir sorununa çözüm olmayacaktır" ifadeleri kullanıldı.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Tüm Emekliler Sendikası’nın "Halk İçin Bütçe, Demokratik Türkiye" çağrısıyla TBMM Dikmen Kapısı’nda yapmak istediği basın açıklaması polis tarafından engellendi. Engelleme üzerine grup açıklama için Olgunlar Caddesi’ndeki Madenci Heykeli’ne yönlendirildi. Eylemciler Sakarya Caddesi'nde açıklama yapmak istediklerini söyleyince, polis bayrak ve üniformaların çıkartılmasını istedi. Bunun üzerine bir arbede yaşandı. Polisin müdahalesi sonucunda 2 kişi gözaltına alındı. Eylemciler polis eşliğinde Olgunlar Caddesi’nden Sakarya Caddesi’ne açıklama yapmak üzere yürürken bazı eylemcilerle polis arasında tartışma yaşandı. Halk TV kameramanına polis tarafından müdahale edildi. Bir buçuk saati aşan müzakereler sonucunda açıklamanın Sakarya Caddesi’nde yapılmasına izin verildi.

"İnsan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz"

TMMOB Genel Sekreteri Özgür Topçu tarafından yapılan basın açıklamasında, "Bugün Meclis’te geleceğimiz için hayati önem taşıyan Bütçe görüşmeleri gerçekleştiriliyor. Bizler, emeğiyle geçinenler, yaşam mücadelesi verenler meydanlarda haklarımızı talep ederken, onlar, rant bütçesini, sermaye bütçesini oylatmaya çalışıyorlar. Bizler bu bozuk düzene, emekçiyi, halkı dışlayan bu sermaye düzenine karşı durmak için buradayız. Israrla bizi duymazlıktan gelen iktidar temsilcilerine buradan bir kez daha sesleniyoruz: Halk için bütçe istiyoruz. İnsan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz. Çünkü yüksek enflasyon karşısında her gün ama her gün yoksullaşırken yaşam mücadelesi veriyoruz. Sadece ekonomik olarak değil, siyasi ve toplumsal bir krizin de içinden geçiyoruz" dedi. Topçu, şunları kaydetti:

"Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki doğduğunuz an aldığımız nefese dahi göz dikiyorlar"

"22 yıldır uygulanan usulsüzlük, kuralsızlık ve yolsuzluklar üzerine oturtulmuş neoliberal ve rantçı politikalar, bizleri yoksulluğun pençesine sürüklemiş, bizleri temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz koşullara sürüklemiştir. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki doğduğunuz an aldığımız nefese dahi göz dikiyorlar. Emekçinin boğazından geçen tek bir lokmaya, emeklerimize, haklarımıza, geleceğimize saldırıyorlar. Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle yatıyoruz. Başta temel gıda maddeleri olmak üzere bütün harcama kalemlerindeki yıllık fiyat artışı yüzde 50’yi geçti. Akaryakıta, doğal gaza, elektriğe birbiri ardına fahiş zamlar yapılıyor. Ev kiraları, ulaşım ücretleri, haberleşme giderleri akıl almayacak kadar yükseliyor. En temel haklarımız olan sağlık, barınma, eğitim, sosyal güvenlik, emeğiyle geçinenler için neredeyse birer lüks haline getiriliyor. Her şey pahalanırken, her şeyin fiyatı yükselirken artmayan tek şey emeğiyle geçinenlerin gelirleri oldu.

"Bütçe, hiçbir soruna çözüm olmayacak"

Hepimiz giderek daha zor koşullarda yaşıyoruz. Artık sadece kendi hayatımızdan değil, gelecek kuşaklarımızın, çocuklarımızın hayatlarından da feragat ederek yaşıyoruz. Ne için? İktidar sahipleri koltuklarını koruyabilsin, onların etrafındaki bir avuç sermayedar daha da zenginleşebilsin daha da lüks içerisinde yaşayabilsin diye. İşte, bu koşullar altında kabul edilecek 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi, halkın hiçbir sorununa çözüm olmayacaktır. Bizler, bu dünyayı döndürenler, ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üretenler, işçiler, emekçiler, emekliler, işsizler, güvencesiz bir geleceğe hapsolan milyonlar olarak, bu oldu bittiyi kabul etmiyoruz.

"Eşit, özgür, adil ve demokratik bir Türkiye için bütçe istiyoruz"

Tüm ekonomik yükü ve vergi yükünü halkın sırtına yükleyen rantçı bütçeyi kabul etmiyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yok sayılmasını, kadın istihdamındaki adaletsizlikleri, işyerinde şiddet ve tacize karşı ILO sözleşmesinin dahi onaylanmamasını, kadınların kamusal hizmetlere eşitsiz erişimini, bakım ve ev içi emeğinin yok sayılmasını kabul etmiyoruz. Eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe harcanması gereken bütçenin, yandaşlara, tarikat ve cemaatlere, silah tüccarlarına aktarılmasını kabul etmiyoruz. Bizler halk için bütçe istiyoruz. Eşit, özgür, adil ve demokratik bir Türkiye için bütçe istiyoruz.

"Biliyoruz ki bu sömürü düzeni kendiliğinden değişmeyecek"

Yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, insanca çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adil bir vergi düzeni istiyoruz. Gelirde adalet, vergide adalet istiyoruz. Biliyoruz ki bu sömürü düzeni kendiliğinden değişmeyecek. Halk için bütçe ve demokratik bir Türkiye toplumsal mücadelelerle elde edilebilecek bir kazanım olacaktır. Bizlere her geçen gün daha fazla yoksulluk, sefalet, güvencesizlik dayatılan bu pespaye sistemi değiştirmek ve dönüştürmek elimizde. Tüm emekçileri ve halkımızı ağırlaşan yaşam koşullarına, hayat pahalılığına, insafsız vergi düzenine ve yoksullaşmaya karşı demokratik ve adil bir ülke için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Ekmek ve emek mücadelesi gelecek mücadelesidir. Demokratik bir Türkiye’yi hep birlikte kuralım. Hep birlikte yoksullaşmaya hayır diyelim."

"Vergide adalet olmadan, gelirde adalet olmaz"

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ise yüksek enflasyon karşısında alım gücünün eridiğini hatırlatarak şöyle konuştu:

"Biz enflasyon karşısında yaşam mücadelesi verirken, şirketler kar rekorları kırıyorlar. Bu koşullar altında TBMM’de 2025 bütçesi görüşülüyor. Bu bütçe görüşmeleri hepimizi yakından ilgilendiriyor. Bildiğiniz gibi bütçede gelirlerin kimlerden sağlanacağı ve kimler için harcanacağı belirleniyor. Anayasasında sosyal devlet yazan bir ülkede, olması gereken gelirlerin çoğunluğunun zenginlerden, sermayeden alınır. Sosyal devletlerde harcamaların çoğunluğu da işçiler, emekçiler, emekliler, yoksullar için yapılır. Ülkemizde ise maalesef durum tam tersi. Türkiye’de bütçeler yıllardır işçilerden, emekçilerden, emeklilerden, halktan vergi sermayeye, patronlara, zenginlere kaynak aktarmanın aracı olarak kullanılıyor. Ülkemizde gelir adaletsizliği büyüyor. Vergide adalet olmadan, gelirde adalet olmaz. Ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kardan, ranttan daha fazla vergi alınması için az kazanandan az, çok kazanandan çok ödediği bir vergi düzeni için, gelirde, ülkede adalet için halk için bütçe için kol kola omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz."