Elazığ'da medikal sektöründe faaliyet gösteren firmalar, medikal malzemelere gelen zamlar ve devletin geri ödemelerinde yaşanan gecikmeler nedeni ile sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Elazığlı medikal firma yetkilisi Halil Demir, "Bizi en çok zorlayan şey ödeme noktasında belli taahhütler veriliyor. Onlar zamanında ödenmediği için fiyatlarımızı artırmak zorunda kalıyoruz" dedi.

Elazığ'da bir medikal firması yetkilisi Halil Demir, medikal malzemelerde hasta katkı payı geri ödemelerinde yaşanan gecikmeler nedeniyle  birçok medikal firmasının sıkıntı yaşadığını söyledi. Sağlık Uygulama Tebliği'nin güncellenmesi gerektiğini belirten Demir, şöyle konuştu:

''Herkesin etkilendiği gibi medikal sektörü ekonomi krizden daha çok etkilendi. Çünkü bildiğiniz gibi ürünler yurt dışından bir Amerika'dan ya da Uzakdoğu'dan Çin'den gelen ürünler. Bölgemizde ciddi bir savaş var. Bu savaştan dolayı gemi maliyetleri çok arttı. Geçenlerde 10 lira aldığım ürünü şu anda 18 liraya alıyorum. Sebebi de şu; gemi dünyayı dönerek geliyor ve bu maliyetlere yansıyor. Bir şey diyemiyoruz. Haklı olarak bazı alanlar sıkıntılı olduğu için yollar uzuyor. Burada ek vergiler de ekleniyor. Bunun dışında bazı ülkeler vergiden dolayı ek fiyatlandırma yapıyor. Bunun dışında bizim yerli üretimimiz birkaç parça malzemenin dışında yok. Biz ne üretiyoruz; korse üretiyoruz. Tekerlekli sandalyeyi bile dışarıdan getiriyoruz. Çok net söyleyeyim. Burada bütün malzemelerimiz, hasta bezinde bile ürünün ham maddesi dışarıdan geliyor, burada yapılıyor ham maddelerle. Bundan dolayı maliyetler olarak yurt dışına bağlıyız.

"Hasta cebinden almak zorunda kalıyor"

Hasta bezi çok artışlı gider çünkü hasta yoğun bakıma düştükten sonra ciddi bir şekilde hasta bezi ihtiyacı var. Bunun dışında diyabet ürünleri çok gidiyor. Diyabette hasta, çocuk bebek yetişkin hasta olanlar, yaşlı hasta olanlarımız var. Bunların ödemesinde, misal vereyim 3 ayda bunun 3 bin 750 lirasını hasta karşılıyorsa bin 850 lirasını devlet karşılıyor. İnsanlar bir lira için bile çok zorlanırken, iki katını vatandaş hasta bezine vermek zorunda kalıyor. Öyle ürünler oluyor ki; bir yara yapıştırıcısı malzememiz var. Hasta bizi aramış. Normalde bunun devletin karşılaması lazım. Ama hasta cebinden almak zorunda kalıyor. Yaklaşık 10 bin lira sadece bir yapıştırıcı malzemesine verdiği para."

En çok zorlandıkları konunun ödeme konusunda verilen taahhütlerin gecikmesi olduğunu belirten Halil Demir ''Bizi en çok zorlayan şey ödeme noktasında belli taahhütler veriliyor. Onlar zamanında ödenmediği için fiyatlarımızı artırmak zorunda kalıyoruz. Bunu devlete satarken de, vatandaşa satarken de mecburen fiyatlara yansıtmak zorunda kalıyoruz. Çünkü insanlar bir ödeme planı hazırlayıp buna göre ödeme yapmak zorunda kalıyor. Bu da vaktinde dönmediği için mecburen farklı şekilde ya banka kredi kullanması gerekecek, ya da maliyetlerini artıracak. Bundan dolayı sıkıntılarımızın göz önünde bulundurulmasını istiyoruz" diye konuştu.

''Birçok iş arkadaşımız dükkanı kapatıyor''

Elazığ’da hırsızlar girdikleri iki evi soydu: Musluk başlıkları ile kombiyi bile çalmışlar Elazığ’da hırsızlar girdikleri iki evi soydu: Musluk başlıkları ile kombiyi bile çalmışlar

Devletin ürünlere verdiği katkı paynın yetersiz olduğunu söyleyen başka bir medikal firması yetkilisi Fethi Kılıç ise geri ödemelerin gecikmesi nedeniyle birçok firmanın iflas noktasına geldiğini belirterek, şunları söyledi: 

''Ürünlere devletin verdiği katkı payı yetersiz. Geri ödeme çok zor oluyor. Bir senede, 2 senede bir ancak bu para geri geliyor. Yani burada bu çarkın dönmesi için biraz sermaye lazım. O da devletten gelmeyince tabii ki bir çok iş arkadaşımız iflas ediyor, dükkanı kapatıyor. Bu gün saat olmuş 12 hala siftah etmedik. Vatandaşta para yok, alma gücü yok. Her şey başını almış gidiyor. Pahalılık çok. Fakat insanların alma gücü çok azaldı. Burada insanların yüzde 20'si ancak nakit parayla alışveriş yapılıyor. Geri kalan şeyler kredi kartıyla. İkisini hangi insana bakıyorsun cebinde 10 tane kredi kartı var. Oradan alıp oraya veriyor. Yani biz zor bir durumdayız, zor bir şeyle ayakta duruyoruz. Çark dönmüyor.''

Kaynak: anka