(ANKARA) - Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, "İsrail fırsattan istifade neredeyse Şam’ın burnunun dibine kadar silahlı gücüyle geldi. Hala bombalamaya devam ediyorlar. ABD ile İsrail aynı kimliğin, zulmün adresidir. İsrail ve Amerika’yı ayrı tutmak mümkün değildir. Birlikte hareket ettikleri aşikar ve tescillenmiştir'' dedi.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çayır, şunları kaydetti:

''Şu anda artık Türkiye yeni bir komşuyla evet yeni bir Suriye ile karşı karşıya. Bu Suriye’nin içerisinde Nüsayriler var Türkmenler var çoğunluğu Arap nüfusuna sahip Araplar var ve Kürtler var. Nasıl ki bizim coğrafyamızda kardeşlerimiz varsa orada da var. Akçakale’de de varlar Suruç’ta da var Araplar. Doğumuzda farklı şehrimizde kardeşlerimiz Kürt kardeşlerimiz var. Bunlar Türkiye’nin has evlatları has insanlarıdır. Dolayısıyla kimliklerimiz Türk şemsiyesi altında birlikte hareket etmemize engel değil güç katacak bir unsurdur. Ayrıştırıcı değil, birleştirici bir güçtür. Onun içinde Suriye yeni yapılanırken Türkiye’nin çok dikkatli olması gerekir. Kimi ülkelerin artık eskisi gibi Suriye’ye bakmaması gerekir. ABD’nin PKK ve PYD’ye Fırat’ın doğusunda destek vermesi, hami kesilmesini anlamaktayız. Amerika, Amerikalığını yapıyor. Amerika, bu coğrafyalarda huzur istemiyor, asayiş istemiyor, mutluluk istemiyor, kalkınma istemiyor. Her an şu veya bu şekilde huzursuzluk, kaos, belirsizlik Amerika emperyalizminin istediği bir ortamdır. Aynı şekilde İsrail için de bu geçerlidir.

İsrail fırsattan istifade neredeyse Şam’ın burnunun dibine kadar silahlı gücüyle geldi. Hala bombalamaya devam ediyorlar. ABD ile İsrail aynı kimliğin, zulmün adresidir. İsrail ve Amerika’yı ayrı tutmak mümkün değildir. Birlikte hareket ettikleri aşikar ve tescillenmiştir. Zaten söylüyorlar, söylememize bile gerek yok. Suriye’nin başkentinde kendisini konumlandıran İsrail, Suriye’nin doğusunda PKK ve PYD’yi korumaya çalışan ABD, denize doğru kendisine üs kurmuş olan Rusya, kendisine bu topraklarda kalmayı söz sahibi olma hakkını görürde 900 kilometreye sahip Türkiye’nin İsrail zulmünü şu veya bu şekilde lanetleyerek İsrail’in varlığını da reddederek kendi geleceğini Suriye’nin geleceği sayması, Suriye’nin huzurunu kendi huzuru bilmesi, Suriye’nin iç işlerine karışması anamızın ak sütü kadar bizim işimizdir, hakkımızdır. Kimse bize 'Suriye’de ne işiniz var' diyemez, diyen Türkiye düşmanıdır, diyen bu ülkenin selametini ve geleceğini istemeyenlerdir. 

Bu konuda sadece Münbiç sadece Deyrizor değil, orada işgal edilen ve hiçbir zaman PKK ve PYD’nin unsurlarının olmadığı yerleri Beşar Esad boşalttı 'hadi gelin işgal edin' dedi ama buna göz yumulamaz. Elbette orada bulunan halkların kendi geleceklerini kurması, kendileriyle ilgili karar vermesi varlıklarını sürdürmesi gereklidir. Buna kimse bir şey demez ve diyemez.''

"Sayın Cumhurbaşkanı'nın 'ben ve Putin kaldı' demesini tuhaf karşıladım"

Çayır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'ben ve Putin kaldı' sözüne ilişkin şunları söyledi:

''Demokrasilerde nöbetleşe ülke yönetilir, ömür boyu ülke yönetenlere başka isim takılır. Demokrasilerde nöbetleşe ülke yönetilir adı da demokrasidir. 'Beni millet seçiyor her dakika burada olayım, ben ölene kadar Cumhurbaşkanı olayım, ölene kadar partili olayım' aklı demokrasi ve vicdanla bağdaşır bir yanı yoktur. Övüneceksen yaptığın işlerden, adaletle yönetip yönetmediğinden övün. Ülkenin milli hasılasını eşit paylaşıp paylaşmadığından dolayı övün. Övüneceksen hastane kuyruğuna girip girmediğinden dolayı övün. Bundan dolayı bir sözün var mı? Sen vize almadan kaç ülkeye gidebiliyorsun? Türkiye vize almadan kaç ülkeye gidebiliyor? İspanya 190 küsür ülkeye gidebiliyormuş? Sen kaç ülkeye gidiyorsun? Bana bunu söyle itibarın burada. Pasaportu gösterdiğimizde saygı duyuyor mu sınırdaki yabancı bir memur? Senin itibarın burada. Onun için 'ben ve Putin kaldı' demesini tuhaf karşıladım. Gerçekten tuhaf, bundan övgü çıkarmak ancak ancak saflık olur. Sen ne yaptın ne yapmadın onlara bakmak zorundasın.

''Hani ekonomisttin, hani işi bilendin, doktordun, veterinerdin, ne oldu sana?''

Almanya’da Merkel yüzde 1,6 enflasyonla ülkeyi devretti 11 yıl kaldı nöbeti başkasına verdi. Fransa’da Sarkozy yüzde 1,3 enflasyonla ülkeyi devretti, yani beşer yıl kaldılar. Beş yıl falan yönettiler ülkeyi. İngiltere’de yüzde 3,5 enflasyon başbakan görevi bırakıp evine gitti. Yunanistan komşumuz yıllık enflasyon yüzde 2,4 bizimki gibi aylık değil yani yüzde 2,4’le gitti evine. Bizde enflasyon yüzde 100 şu an her ne kadar yüzde 40-50 diyorlarsa yüzde 100 sayılır. Çarşıdaki pazardaki enflasyonla TÜİK’in verdiği enflasyon aynı değil. Bizimkiler nerede? Devam ediyor. Sen ne hesap veriyorsun ne hesap veren bir ekip kurmuşsun. Neredeyse milleti suçlayacaksın pahalılığı bu hale getirdiği için. Sebze üreticisini, meyve üreticisini, mandıracıları, marketçileri suçlayarak suçunu başkalarına atmaya devam ediyor. Sende hiç suç yok mu ya? Hani ekonomisttin, hani iktisatçıydın? Hani işi bilendin doktordun, veterinerdin? Maşallah ne oldu sana?''

72 kişiye mezar olan İsias Otel davasında karar çıktı 72 kişiye mezar olan İsias Otel davasında karar çıktı

Asgari Ücret Komisyonu toplantılarını ''tiyatro başlayacak'' diye niteleyen Remzi Çayır, ''Yüzde 20, azami yüzde 25 bir asgari ücrete zam gelecek. Çünkü artık efendiler şöyle düşünmektedir; 'biz zam yaparsak enflasyonu azdırırız yine başa döneriz bir kısır döngü oluşur' diye bakıyorlar. Çünkü üretim yok, bu ülkede üretim. Bu ay geçen senenin bu ayına göre yüzde 4-5 civarı üretimimiz düşmüş, fakirleşiyorsunuz demektir. 200 liranız pul oldu mu" diye sordu.

 

Kaynak: anka