(MUĞLA)- Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) 6’ncı Uluslararası Dirençlilik Kongresi'ne katılan Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Dirençli kent sadece günümüzdeki sorunları çözmek anlamında değil, aynı zamanda kentleri geleceğe hazırlamak anlamında da kullanılıyor. Biz Muğla’da bunlar ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Türkiye Belediyeler Birliği koordinasyonunda düzenlenen 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi, “Sürdürülebilir Güçlü Gelecek” temasıyla Ankara’da başladı. Kongrede Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey yer aldı.
Kongrede konuşan Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, şunları söyledi:
"2021 yılında yangınlar ile mücadele ettik. Orman varlığımızın yaklaşık yüzde 10’unu kaybettik. Muğla, Türkiye’deki orman varlığı en yüksek 3 ilden bir tanesidir. Muğla’mız Akdeniz’deki konumu dolayısıyla aynı zamanda iklim krizinden en fazla etkilenen iller arasında yer alıyor. 2021 yılındaki yangınların bir nedeni de oldukça kuru bir hava, sıcak ve dengesiz rüzgârlardı. Büyükşehir belediyeleri orman yangınlarında görev ve yetki sahibi değildir. Orman yangınlarına Tarım ve Orman Bakanlığı müdahale eder. Orman yangınlarının önlenmesi, yetki ve sorumluluğu veya yangın olmadan önce alınacak tedbirlerin tamamı Tarım ve Orman Bakanlığı’na aittir. Belediyeleri orman yangınları konusunda eleştirmek doğru değil. Belediye, eğer Orman’dan bir talep gelirse ilgilenir. Özellikle yangın riski bulunan bölgelere hava gücü tesis edilemedi. Bakanlık bizden ne istiyorsa onlara her konuda destek oluyoruz. İtfaiyemizi orman yangınına müdahale edecek şekilde donattık. Biz de halkımızın kolektif bir şekilde bu çalışmalara katılması için mahalle afet gönüllüleri uygulamasını başlattık. Yangın zamanında kullanılmak üzere acil yardım konteynerleri, su tankerlerini hazırladık.
“Kentleşme hızlanıyor, dirençli şehirler için sosyal eşitsizlikleri de çözmeliyiz"
Kentleşme çok hızlandı ve bu durum birçok sorunu beraberinde getiriyor. BM’nin açıklamasına göre 2050’de toplumun yüzde 68’i kentlere taşınacak. Bu yüzden gerekli önlemleri alıp dirençli kent oluşturma konusunda çalışma yapmamız gerekmektedir. Dirençli kent sadece günümüzdeki sorunları çözmek anlamında değil, aynı zamanda kentleri geleceğe hazırlamak anlamında da kullanılıyor. Muğla’nın yüzde 68’ine maden arama ruhsatı verilmiş durumda. Doğamızı korumak için doğal afetlerin yanı sıra maden sahalarına karşı da mücadele ediyoruz. Dirençli kentler oluştururken, sosyal eşitsizliklerin giderilmesi de büyük önem taşıyor. Belediyelerimiz, bu eşitsizlikleri azaltmak için çeşitli projeler üzerinde çalışıyor.
“Kent vergisi çıkarılmalı”
Yaz döneminde yurt içinden ve yurt dışından 7,8 milyon civarında turist ağırlıyoruz. Bunun suyumuza, kanalizasyona, doğal kaynaklara, trafiğe getirdiği yük ortada. Bu yükü azaltmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kendi vatandaşlarımızın konforu için kullandığı bütün her şeyi turistler de kullanıyor ama bunun karşılığında bize bir kuruş gelmiyor. Kent vergisi çıkarılsın diye çalışmalarımızı sunduk.
Dirençli kent vizyonu için de MUPA’nın çalışmalarından faydalanacağız"
Dirençli kentler olarak her kentin kendi dinamiği var bizim dinamiğimiz tarım, turizm, kıyılar ve tabii ki kentin tarihi doğal güzellikleri. Her şeyin başı planlama biz de Muğla Planlama Ajansı’mızı kurduk. Planlama ajansı üzerinden veri topluyoruz ve o verileri işliyoruz. Bunları karar destek mekanizmalarına ve politikalara çeviriyoruz. Dirençli kent vizyonu için de MUPA’nın çalışmalarından faydalanacağız."
"Muğla’da yaşanan su sorunu denizden arıtma yöntemiyle çözeceğiz"
Finansman desteğinin önemine vurgu yapan Başkan Aras, “Muğla’da yaşanan su sorunu denizden arıtma yöntemiyle çözeceğiz. İlk planda günlük 21 metreküplük üretim yapabilecek bir tesis kuracağız. Üniteler halinde bir tesis olacağı için önümüzdeki süreçte kapasitesini arttırabiliyoruz. Aynı zamanda patlayan tüm boru hatlarını değiştiriyoruz. Yaklaşık 270 milyon liralık bir boru alımı gerçekleştirdik. 2011 yılında yapılan hatlar, mevcut nüfusun su ihtiyacını karşılamak için gerekli olan basınca dayanacak kapasiteye sahip değil. Onu da çözüyoruz. Birde yaptığımız arıtma tesislerinin hepsine geri dönüşüm mekanizmaları yerleştiriyoruz. Bu mekanizmayla gri suyu birçok alanda kullanıyoruz. Bizim suyumuz artık kritik seviyede, tüm ihtimalleri değerlendirmeliyiz" dedi.