Gündem

TBMM Genel Kurulu... Bakan Göktaş'tan İstanbul Sözleşmesi tepkisi: "Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadı"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ,TBMM Genel Kurulu'nda; "Kadına yönelik şiddetle kapsamlı bir mücadele yürütürken, bu mücadelemiz ısrarla İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsediliyor. Ülke olarak, kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadığı gibi, ona bağlı olarak da kesintiye uğraması asla söz konusu değildir" dedi. 

(TBMM) - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ,TBMM Genel Kurulu'nda; "Kadına yönelik şiddetle kapsamlı bir mücadele yürütürken, bu mücadelemiz ısrarla İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsediliyor. Ülke olarak, kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadığı gibi, ona bağlı olarak da kesintiye uğraması asla söz konusu değildir" dedi. 

TBMM Genel Kurulu'nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçelerinin görüşmeleri devam ediyor. Yürütme adına Genel Kurul'a hitap eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

"5 bin 350 çiftimize 802 milyon lira kredi ödemesi gerçekleştirerek kurdukları yeni yuvalarına katkıda bulunduk"

"Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde bir Nüfus Politikaları Kurulu oluşturuyoruz. Bu kurul ile, nüfus politikalarını bütüncül yaklaşımla ele alarak ulusal bir Nüfus Eylem Planı hazırlayacağız. Bakanlığımız’da yeni kurduğumuz Aile ve Nüfus Politikaları Daire Başkanlığı’yla da, bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Aile ve Gençlik Fonu kapsamında Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Proje’mizi Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 5 ilimizde pilot olarak başlatmıştık. Doğurganlık oranları en düşük olan Zonguldak, Karabük ve Bartın ile Osmaniye’yi de dahil ederek proje alanını genişlettik. Proje kapsamında, bugüne kadar 5 bin 350 çiftimize 802 milyon lira kredi ödemesi gerçekleştirerek kurdukları yeni yuvalarına katkıda bulunduk. 12 bin 326 gencimize evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlığı hizmeti sunduk. Bakanlık olarak, aileleri tüm bireyleriyle güçlendiren bir perspektifle düzenlediğimiz evlilik öncesi eğitim ve aile eğitim programlarımızla 6,7 milyon kişiye destek olduk. Sosyal politikalarımıza yön vermesi amacıyla kuracağımız Aile Enstitüsü’nün çalışmalarında son aşamaya geldik.

"Kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı gibi tehditleri önceden belirlemek için erken müdahale sistemi oluşturuyoruz"

Bu yıl devrim niteliğinde iki yeni ve önemli mekanizmayı daha hayata geçiriyoruz. Bunların ilki Sosyal Risk Haritası’dır. Bu uygulamayla kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve bağımlılık gibi tehditleri önceden belirlemek için hane bazlı bir erken müdahale sistemi oluşturuyoruz. Şehir, ilçe ve mahalle düzeyinde hazırlayacağımız sosyal risk haritaları sayesinde koruyucu ve önleyici mekanizmalarımızı daha da güçlendireceğiz. Bu çalışma ile henüz vakalar ortaya çıkmadan müdahale kapasitemizi artırmış olacağız. Pilot illerde başlattığımız, ikinci yenilikçi uygulamamız ise Aile Rehberi Sistemi’dir. Talep eden her ailenin bir 'aile rehberi'ne sahip olmasını sağlayarak, vatandaşlarımıza sosyal hizmetlerimizi hızlı, güvenilir ve kolay bir şekilde ulaştırmayı amaçlıyoruz.

"Kadının şiddet gördüğü bir ortamda güçlü aile bağlarından, toplumsal huzurdan söz edebilir miyiz?"

Kadını ve aileyi birbirinin karşıtı gibi konumlandıran, birbirine rakip gibi gösteren görüşler dile getirildi. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Aileyi korumanın ve güçlendirmenin kadınların haklarını savunmaya yönelik bir tehdit olarak algılanması çok büyük bir yanılgıdır. Aksine biz, aileyi ve kadını, birbirini güçlendiren, birbirine güç veren, toplumumuzun iki temel unsuru olarak görüyoruz. Biri olmadan diğeri eksik kalır. Kadınların güçlenmesi, aynı zamanda hem toplumun hem ailelerin güçlenmesi demektir. Kadının şiddet gördüğü bir ortamda güçlü aile bağlarından, toplumsal huzurdan söz edebilir miyiz? Kadınlar özgürse, hakları korunuyorsa, o ailede çocuklar sevgi dolu bir ortamda büyür. Kadınlar eğitimli ve güçlü olduklarında, geleceğe güvenle bakan nesiller yetişir. Sağlıklı ve güçlü ailelerde kadınlar var olan potansiyellerini daha iyi açığa çıkarır. Bu nedenle, kadınların haklarını savunmak ile aileyi korumak arasında sahte çatışmalar yaratılmasına asla müsaade edemeyiz.

"Çocuk evleri sitelerinde 14 bin 561 çocuğumuza hizmet veriyoruz"

Bakanlık olarak, hayata geçirdiğimiz her projede, 'çocuğun üstün yararı' ilkesini esas alıyoruz. Çocuklarımızı donanımlı, özgüveni yüksek, ahlaklı, erdemli ve topluma katkı sağlayan bireyler olarak yetiştirmek için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Onların her türlü riskten korunmasını, sağlıklı, güvenli ve sevgi dolu bir ortamda büyümelerini sağlamak en büyük önceliğimizdir.  

Bu kapsamda, çocuklara yönelik koruyucu ve önleyici hizmetlerimizi daha da geliştiriyoruz. Kurum bakımında köklü bir dönüşüme imza attık. Koğuş tipi bakım modelinden ev tipi bakım modeline geçerek, çocuklarımıza aile şefkati hissettirecek bir yaşam alanı sunuyoruz. Ülkemizin dört bir yanında bulunan 1.366 çocuk evi ve çocuk evleri sitelerinde 14 bin 561 çocuğumuza hizmet veriyoruz. Yaklaşık 2 bin 229 çocuğumuzu farklı sanat dallarıyla, 6 bin çocuğumuzu sporla tanıştırdık. Şu an, 2 bin 134 çocuğumuz spor hayatını lisanslı olarak sürdürürken, 46 çocuğumuz milli sporcudur. Bu yıl, 421 çocuğumuz üniversiteye yerleşti. 2024 yılında, devlet korumasında yetişen 1.329 gencimizin kamu kurumlarına atamasını gerçekleştirerek, bugüne kadar kamuda istihdam edilen genç sayısını 63 bin 536’ya ulaştırdık.

"Tüm davalarda çocuğun üstün yararını gözeterek gerekli müdahaleleri ivedilikle gerçekleştiriyoruz"

Çocuklarımızı, her türlü istismardan ve tehlikeden korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. Ülkemizin herhangi bir noktasında risk altında bulunan bir çocuğu tespit ettiğimiz anda, zaman kaybetmeden gerekli önlemleri alıyoruz. Bakanlık olarak, müdahil olduğumuz tüm davalarda çocuğun üstün yararını gözeterek gerekli müdahaleleri ivedilikle gerçekleştiriyoruz. Herhangi bir ihmal ve suistimal şüphesi dahi olduğunda, anında soruşturmalarımızı açıyor, gereğini yerine getiriyoruz. ‘Çocuklar Güvende Programı’ kapsamında, 393 ekibimizle, risk altındaki çocuklara ve ailelerine koruyucu, önleyici ve destekleyici hizmetler sunuyoruz.

"16 yaşından küçük çocuklarımız için, sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz"

'Dijital yerli' olan çocuklarımız dijital dünyanın fırsatlarından yararlanırken aynı zamanda bu dünyanın türlü tehlikelerine de maruz kalıyor. Bilinçli dijital medya kullanımı olmadığında çocuklar; istismar, akran zorbalığı, zararlı içerikler ve nefret söylemi gibi risklere maruz kalırken, onların sosyal, duygusal ve akademik hayatları da ciddi zarar görüyor. Bugün artık ciddi bir soruna dönüşen dijital bağımlılık riskine karşı da çocuklarımızı korumak zorundayız. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planımız ile, dijitalleşmenin beraberinde getirdiği tehlikelerle mücadele ediyoruz. Bugün, birçok ülkenin çocukların sosyal medya kullanımına yönelik yasal düzenlemeleri gündeme aldığını ve hayata geçirdiğini görüyoruz. Biz de, göreve geldiğimiz günden beri, ülkemize özgü bir model geliştirmek için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. İlgili bakanlıklarımız, kurum ve kuruluşlarımızla yoğun istişarelerde bulunduk. Ve nihayetinde çocuklarımız için, dijital medya ve oyun platformlarına dair yasal bir düzenlemenin yapılmasının artık elzem olduğunu gördük. Fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de göz önünde bulundurarak, 16 yaşından küçük çocuklarımız için, sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz. Bakanlığımızın öncü rolü ve tüm tarafların aktif katılımıyla hayata geçirilecek bu yasal düzenleme ile çocuklarımıza daha güvenli bir dijital dünya sunmak istiyoruz.  

"Bakanlığımız bütçesinin yarısından fazlasını kadınlar için ayırdık" 

Ülkemizde son 23 yılda, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, istisnasız tüm kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda güçlenmelerini sağlayan birçok ilke imza attık. Yürüttüğümüz çalışmalarla bugün kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 37,8’e; kadın istihdam oranı yüzde 33,2’ye yükselttik. 12. Kalkınma Planımızla, 2028 yılı sonuna kadar kadının iş gücüne katılma oranını yüzde 40,1’e, istihdam oranını ise yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Kadın kooperatiflerini güçlendirmek için yürüttüğümüz eğitim programlarımızla 45 binin üzerinde kadına ulaştık. Bugüne kadar 1.207 kadın kooperatifinin kurulmasına destek olduk. Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesiyle, 1.200’ün üzerinde kız öğrenciye, kendilerini geliştirmeleri için önemli fırsatlar sunuyoruz. Bakanlık olarak, kadın çalışmalarımızı daha da hızlandırmak için, 2025 yılı bütçemizde sadece Kadının Güçlenmesi Programına yaklaşık 6 milyar lira ayırdık. Bakanlığımız bütçesinin yüzde 50,6’sını, yani yarısından fazlasını, kadınlar için ayırdığımızı özellikle ifade etmek istiyorum.

"Kadına yönelik şiddetle mücadelemizi ‘sıfır tolerans’ ilkesi doğrultusunda büyük bir kararlılıkla sürdürüyoruz"

Kadına yönelik şiddeti, ülkemizin geleceğini ilgilendiren, topyekûn mücadele etmemiz gereken hayati bir mesele olarak görüyoruz. Kadının temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden, toplum huzurunu bozan şiddet karşısında sessiz kalmadık ve asla da kalmayacağız. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ya da siber; hangi türde olursa olsun, kadına yönelik şiddetle mücadelemizi ‘sıfır tolerans’ ilkesi doğrultusunda büyük bir kararlılıkla sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz. Tek bir vaka bile bizim için fazla bir vakadır. Bu mücadelemizi her zaman siyaset üstü bir anlayışla yürütüyoruz. 81 ilde avukatlarımızla kadın, çocuk ve aile üyelerine yönelik her türlü şiddet, tehdit, istismar, ısrarlı takip vakalarını ve tüm iddiaları büyük bir titizlikle takip ediyoruz. Tüm davalarda Bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında biz varız. Kadına karşı şiddetle mücadelede; siz, biz yok, hep birlikte varız.

"ALO 183 hattını, 112 Acil Çağrı Merkezine entegre ediyoruz"

Vakalara müdahale gücümüzü artırmak adına, İçişleri Bakanlığımızla iş birliğinde, ALO 183 hattını, 112 Acil Çağrı Merkezine entegre ediyoruz. Böylece, kolluk kuvvetlerimiz ve sağlık kuruluşlarımız ile eşgüdümümüzü güçlendirerek, vakalara daha etkin ve hızlı müdahale edeceğiz. Ayrıca, elektronik kelepçe ve KADES uygulamalarıyla, GAMER ve diğer kurumların iş birliğiyle kadına yönelik şiddetle mücadelemizi sürdürüyoruz. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz bir insan hakları mücadelesidir. Kadına yönelik şiddetle kapsamlı bir mücadele yürütürken, bu mücadelemiz ısrarla İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsediliyor. Ülke olarak, kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadığı gibi, ona bağlı olarak da kesintiye uğraması asla söz konusu değildir. Sözleşmeden çıkmanın şiddeti arttırdığını iddia etmek art niyetli bir yorumdur.  Bu iddia herhangi bir bilimsel veriye de dayanmamaktadır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahip olduğumuzu vurgulamak isterim."