Gündem

TBMM Genel Kurulu... CHP'li Arpacı’dan, Bakan Bolat’a bütçe eleştirisi: "Bu bütçe, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın zırhlı Mercedesleriyle yarışamayacak bir bütçe"

CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, TBMM Genel Kurulu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesiyle ilgili yaptığı konuşmada; "Savunma sanayide harikalar yaratacak, bizi dünyada uçuracak bakanlığımızın bütçesi 125 milyar lira. Bu bütçe öyle bir bütçe ki, devletin har vurup harman savurduğu yerde hiçbir şey değil. Toplam bütçenin binde 8’i. Bu bütçe savunma sanayiyi geliştirmek için kredi kartından yıllık 750 liraya muhtaç bir bütçe. Bu bütçe Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın zırhlı Mercedesleriyle yarışamayacak bir bütçe. Ali Erbaş’ın, Diyanet İşlerine 130 milyar lira verilen yerde, Türkiye sanayisi bu 125 milyar lira ile mi gelişecek Sayın Bakan" dedi.

(TBMM) - CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, TBMM Genel Kurulu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesiyle ilgili yaptığı konuşmada; "Savunma sanayide harikalar yaratacak, bizi dünyada uçuracak bakanlığımızın bütçesi 125 milyar lira. Bu bütçe öyle bir bütçe ki, devletin har vurup harman savurduğu yerde hiçbir şey değil. Toplam bütçenin binde 8’i. Bu bütçe savunma sanayiyi geliştirmek için kredi kartından yıllık 750 liraya muhtaç bir bütçe. Bu bütçe Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın zırhlı Mercedesleriyle yarışamayacak bir bütçe. Ali Erbaş’ın, Diyanet İşlerine 130 milyar lira verilen yerde, Türkiye sanayisi bu 125 milyar lira ile mi gelişecek Sayın Bakan" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor. CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Size verilen bütçenin tam faiz ödemesi yapıldı"

"Bugün Sanayi Bakanlığımızın yaklaşık 125 milyar liralık bütçesini konuşmak için buradayız. Üretimin, ihracatın, istihdamın kaynağı olan, tekstilciyi, konfeksiyoncuyu mobilyacıyı, kablocuyu, mermerciyi, makinacıyı hor gören, gözünü yüksek teknoloji ürünlerin bürüdüğü, savunma sanayide harikalar yaratacak, bizi dünyada uçuracak bakanlığımızın bütçesi 125 milyar lira. Bu bütçe öyle bir bütçe ki devletin har vurup harman savurduğu yerde hiçbir şey değil. Toplam bütçenin binde 8’i. Bu bütçe savunma sanayiyi geliştirmek için kredi kartından yıllık 750 liraya muhtaç bir bütçe. Bu bütçe Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın zırhlı Mercedesleriyle yarışamayacak bir bütçe. Ali Erbaş’ın Diyanet İşlerine 130 Milyar lira verilen yerde, Türkiye sanayisi bu 125 milyar lira ile mi gelişecek sayın Bakan?

Türkiye 2024’te tam 1 trilyon 200 küsur milyar lira faiz ödemesi yaptı. Size verilen bütçenin 10 katı. 2025’te 1 trilyon 950 milyar lira faiz ödeyecek. Yani sizin bütçenizin tam 16 katı faize gidecek. Komisyondaki görüşmelerde önünüzdeki masaya yerleştirdiğiniz güneş panelleri, arabalar, motorlar ile yaptığınız şovun ne yazık ki hiçbir karşılığının olmadığını bu bütçede gayet net görüyoruz. Ne diyelim Sayın Bakan, bütçeniz yok denecek kadar az. 

"Teşvikler sadece yandaşa gidiyor"

Özellikle tekstil sektöründe bölgesel teşvikler yüzünden haksız rekabet yarattınız. İş insanlarının bölgesel değil sektörel teşvik talebi var. İnsanlar işlerine, yeni teknolojilere yatırım yapıp dünya ile rekabet etmek istiyor. Siz ise sanayinin olmadığı bölgelerde sıfırdan fabrikalar kurup oraları geliştirmeye çalışıyorsunuz. Denizli’de, Adana’da, Antep’te tecrübesi, bilgi birikimi ile sektöre yıllarını veren, ihracat ve üretim yapan insanları göz ardı ediyorsunuz. Pasta zaten küçük, müşteri teşvikler sebebiyle malı daha ucuza üreten 100-200 km ötedeki başka bir fabrikaya siparişlerini taşıyor. Bunun ülke ekonomisine bir faydası var mı? Taşıma suyla değirmen döner mi? Teşvikler sadece yandaşa gidiyor. Peki bu teşvikler amacına ulaştı mı? Etki analizleri çıkardınız mı? AR-GE için bugüne kadar verdiğiniz teşviklerin karşılığında kazanımımız ne oldu?

"Sadece ekonomik değil, toplumsal çöküşle de karşı karşıya kalacağız"

Ben söyleyeyim ne olduğunu. 2002 yılında yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ihracatındaki payı yüzde 6 iken şu anda yüzde yüzde 3,5- 4 seviyesinde. Demek ki AR-GE, UR-GE, teknoloji destekleri ne yazık ki boşa gitti. Bugün Türkiye’nin asıl ihtiyacı olan şey, lüks tüketimi değil; üretimi, markalaşmayı ve teknolojik dönüşümü destekleyen bir ekonomik modeldir. Standart ve marka sadece sanayi için değil, bir ülkenin itibarı için de hayati önemdedir. Bugün Türkiye, çifte standartlarla yönetilen bir ülkedir. İnsanlar hayal kuramaz hale gelmiştir. Bu çarpık düzeni değiştirmezsek, sadece ekonomik değil, toplumsal çöküşle de karşı karşıya kalacağız."