Gündem

DEM Partili Boz: ''Asgari Ücret Milyonların Mahkum Edildiği Bir Ölüm Harçlığıdır"

TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmelerinde konuşan DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, "Tam 1 trilyon 608 milyon TL'yi halkın ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılması gerekirken iktidar tercihini çözüm değil, çözümsüzlük, savaş ve çatışmadan yana yapmıştır. Halkın yoksullukla, işsizlikle boğuştuğu bu dönemde bu devasa bütçe milyonlarca insanın hayatını iyileştirmek için kullanılabilirdi.

(TBMM) - TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmelerinde konuşan DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, "Tam 1 trilyon 608 milyon TL'yi halkın ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılması gerekirken iktidar tercihini çözüm değil, çözümsüzlük, savaş ve çatışmadan yana yapmıştır. Halkın yoksullukla, işsizlikle boğuştuğu bu dönemde bu devasa bütçe milyonlarca insanın hayatını iyileştirmek için kullanılabilirdi. Açlık sınırı 20 bin, yoksulluk sınırı 66 bin iken asgari ücret milyonların mahkum edildiği bir ölüm harçlığıdır'' dedi. 

TBMM Genel Kurulunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bütçeleri görüşülüyor. DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, yaptığı konuşmada şu görüşleri dile getirdi:

"Bir yanda zenginleşen bir avuç sermaye diğer yanda açlık sınırının altında yaşamaya çalışan milyonlar var. Bu bütçe halkın emeğini sömürmekle kalmıyor aynı zamanda sosyal adaletin ölümünü temsil ediyor ve toplumsal barış umudunu yok ediyor. Bu bütçede kadınlar, çocuklar, emekliler, işçiler, gençler ve toplumun diğer ötekileri yok. Bu bütçe yok sayılanların cellatlığını yapıyor. Türkiye'nin iş gücü piyasası emeğin sistematik bir şekilde değersizleştirildiği politikaların arenası haline gelmiş durumda. Taşeron işçiler sosyal güvenceden yoksun bir şekilde çalışırken kıdem tazminatı gibi haklarını da alamıyorlar. 'Esneklik' adı altında güvencesiz çalışan işçiler patronların insafına bırakılmış durumda. 

Kadın emeği ise bu sistemin en büyük kurbanlarından biri. Kadınlar düşük ücretlere mahkum bırakılırken toplumsal ve kamusal alandan dışlanmaktalar. Hükümetin gündeminde 'kadının kariyeri anneliktir' masalı varken bizim gündemimizde kadın yoksulluğu var. Bir diğer konu 2024 ve 2025 yılları arasında emekli olacaklarda yüzde 35'lik maaş farkı olması gerçekten adaletin ne boyuta ulaştığının göstergesi oldu. Enflasyon maaşları eritmiş, aradaki farkı kapatmak imkansızlken kendi hayat tarzları ile emeklilerin, yoksulların hayat standartlarını karşılaştırma gafletine düşmek bile bir insanlık sınavıdır. İktidar bu sınavı verememiştir. 

"Hayatta kalmaya çalıştığı bir sefalet ücretidir"

Emekli maaşının yoksulluk sınırının yarısının altında olacağı bir masaya oturmak işçiyi ve 16 milyon emekliyi satmaktır. Büyük şirketlerin borçlarına af üstüne af verilirken söz konusu esnaf olduğunda 'ödeyemiyorsan o senin sorunun' diyerek sırtını çevirmiş durumda. Sosyal güvenlik hak değil, lütuf gibi sunuluyor. Asgari ücrete baktığımız zaman ise asgari ücret artık bir istisna değil, milyonlarca çalışanın hayatta kalmaya çalıştığı bir sefalet ücretidir. Açlık sınırı 20 bin, yoksulluk sınırı 66 bin iken asgari ücret milyonların mahkum edildiği bir ölüm harçlığıdır. 

Bütçenin en büyük payı ise silahlanmaya ve çatışmacı politikalara tahsis edilen korkunç bir meblağ var. AKP iktidarı savaş ve güvenlik harcamaları adı altında toplumu da barıştan uzaklaştıran bir konumdadır. Tam 1 trilyon 608 milyon TL'yi halkın ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılması gerekirken iktidar tercihini çözüm değil çözümsüzlük, savaş ve çatışamdan yana yaptmıştır. Halkın yoksullukla, işsizlikle boğuştuğu bu dönemde bu devasa bütçe milyonlarca insanın hayatını iyileştirmek için kullanılabilirdi. Elektirik faturasını ödeyemeyen, çocuğuna süt alamayan bir halk için bu paraya İHA'lar, SİHA'lar alındı ve asimetrik bir savaşın harcamaları gerçekleşti."