(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Büyümeye gelelim, sadece tek bir yer büyüyor kim onlar; sizinkiler, yandaşlar, beşli çeteler, yeraltını, yer üstünü verdiğiniz çeteler. Dünya'daki gelir dağılımının en bozuk olduğu ülkeyiz. Yoksulun yoksulluğu bundan. En zengin yüzde 1'lik kesim yüzde 40'ı alıyor. Biz o yüzde 40 için bütçe yapıyoruz burada. Bundan utanmayacaksanız neden utancaksınız" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin tümü üzerine görüşmeler devam ediyor. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir'in konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
"Bugün de yüzde 50'yi alkışlıyorsunuz. Ne yaparlarsa alkışlıyorsunuz"
"Sayın Cevdet Yılmaz'ı yedinci keredir dinliyoruz asıl söylemesi gerekeni söylemiyor, sorularımıza cevap vermiyor. Adeta rakamları çarpıtma ustası. Ben bu bütçeye bir tıp doktoru olarak tıbbi bir yaklaşımda bulunacağım. Biz bir hasta geldiği zaman vital bulgulara bakarız; ateş, nabız, tansiyon. Bir bütçeye bakarken ne yapmamız lazım, ilk bakacağımız şey faiz, enflasyon, pahalılık, cari açık, ihracat. Bunlar dışında her şeyi anlattınız. Çocuğunuzun ateşi var acil servise götürdünüz. Ne yapmak lazım; ateş niye var diye bakmak lazım. Cumhurbaşkanı, diploması olup olmadığı belli değil ama doktor olmadığı kesin. 'Ben bu çocuğu tedavi ederim' diyor. Bu çocuğun ateşi niye çıkıyor çünkü enfeksiyon var, yerini bulacaksın. Ne demek bu; faiz sebep, enflasyon sonuç. Burada yüzde 19'luk faizi yüzde 9'a indirdiler diye alkışladılar burada. Bugün de yüzde 50'yi alkışlıyorsunuz. Ne yaparlarsa alkışlıyorsunuz.
"Sokaklardaki, mutfaktaki yangın bu işte. Bu yüzden sokaklara çıkamıyorsunuz"
Çocuğunuza doktor sadece ateş düşürücü yazıp yollasa 'bu nasıl doktor' demez misiniz? Bu nasıl ekonomi. yönetimi neden demiyorsunuz? Dünya'nın Venezuella’dan sonra faiz veren ülkesiyiz. Avrupa'daki en çok faiz veren ülkeyiz. Fakir fukaradan kestiğiniz vergileri para babalarına veriyorsunuz demek. Günde 5,4 milyar lira bu bütçede 1,950 milyar lira faize vereceksiniz. Siz faizcisiniz. Enflasyonu Dünya'daki dört ülke Arjantin, Suriye, Güney Sudan, Zimbabve'den sonra en büyük enflasyon bizde. Bundan utanmak lazım. Bunu söyleyemeyince gel burada binlerce rakam anlat. Bizim gerçeğimiz bu. Sokaklardaki, mutfaktaki yangın bu işte. Bu yüzden sokaklara çıkamıyorsunuz.
Büyüme öyle bir şeydir ki çok büyüyen bir şey daha zor büyür. O yüzden Avrupa ile kıyaslarsanız sanki iyiymişsiniz gibi görünebilir. Büyüme; Çin, Etyopya, Tacikistan, Kamboçya, Hindistan, Bangladeş ve Ermenistan'ın gerisindeyiz. Uyutuyor sizi bakan. Türkiye'nin büyümesini hesap ediyor, Cumhuriyet'in ilk dönemini katmıyor. Çünkü rakamlar yükseliyor. Sizin iktidarınızdaki büyüme 5,4, Türkiye Cumuriyetinin kurulduğu günden beri büyümesi 5,3. Olağanüstü bir büyüme yaptık demeniz tam bir palavra. Sizin o ilk 15 yılla mücadeleniz hiç bitmedi. Mustafa Kemal'i, devrimlerini dışlamanız hiç bitmedi. Onun gölgesinden dahi korkuyorsunuz.
"Biz o yüzde 40 için bütçe yapıyoruz burada. Bundan utanmayacaksanız neden utancaksınız?"
Enflasyon nasıl düşüyor, geçiş dönemine gelmişiz en kötüsü geride kalmış. Geçiş dönemi dediği baz etkisini beklediler. TÜİK'le zaten rakamlar makyajlı, baz etkisini beklediler. En kötüsü geride kaldı yalanına inanmayın, en iyisi geride kaldı. Bu milleti kara kış bekliyor.Türkiye'deki enflasyon talep kaynaklı değil. Emeklinin, asgari ücretlinin cebindekini alarak, onun boğazını sıkarak bu enflasyonu düşüremeyeceksiniz. Ama zengin ettiklerinize, peşkeş çektiklerinize, faiz ödediklerinizin üstüne gidemeyeceğiniz için her defasında yoksulun üstüne gidiyorsunuz.
Büyümeye gelelim, sadece tek bir yer büyüyor kim onlar; sizinkiler, yandaşlar, beşli çeteler, yeraltını, yer üstünü verdiğiniz çeteler. Dünya'daki gelir dağılımının en bozuk olduğu ülkeyiz. Yoksulun yoksulluğu bundan. En zengin yüzde 1'lik kesim yüzde 40'ı alıyor. Biz o yüzde 40 için bütçe yapıyoruz burada. Bundan utanmayacaksanız neden utancaksınız?
Bir hastane düşünün. Hastanenin yoğun bakımına olağanüstü bebek taşınıyor, olmayacak tedaviler veriliyor, ölümler oluyor. Sağlık Bakanı 7 defa denetledim, ölümleri anlamadım diyor ve bu doktor. Utanmadan söyledi. Eğer bir İl Sağlık Müdürü denetim yapıp bir sorun bulamamışsa o zaman biz bugün yoğun bakımdaki çocuklarımız ölüyorsa nereden bileceğiz?
Hala iki yıl geçmişken konteynerda kalmanın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz, hastane kapılarında beklemeyi bilmiyorsunuz, çürük sebze toplamanın ne olduğunu bilmiyorsunuz, halktan koptunuz. 31 Mart gecesi yere çakıldınız. Getirin sandığı 22 defa geldik demekle olmaz millet gereğini yapsın, sizi üstünden atsın."