TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmelerinde konuşan İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, "Diyanet Vakfı'nın şeffaf olması lazım, şeffaf değil. Ben dindar olmaya çalışan birisiyim. Bu Diyanet bu milleti camilerden, dinden soğuttu. Diyanet Vakfının kurbana bakış açısı ne kadar kurban kesilirse o kadar kar elde etme üzerine. Kurbana böyle bir bakışla bakılmaması lazım. Varlık fonu ise tam bir karabatak, hiçbir kurumsallık yok. Buranın Sayıştay denetimine hemen tabii olması lazım" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe görüşmeleri devam ediyor. İYİ Parti grubu adına konuşan Samsun Milletvekili Erhan Usta'nın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
"Geçmiş sistemde başbakanlar gelir, bütçelerini sunardı. Eski sistemde bütçenin sahibi kimdi; kabineydi. Yeni sistemde kabine yok Cumhurbaşkanı var. Bu bütçenin sahibi de cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı gelip bütçesiyle ilgili iki kelam etmiyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bütün görüşmelere gelmesini beklemiyoruz hiç olmazsa ilk ve son gününde Cumhurbaşkanı'nın millet iradesine saygı açısından bunu yapması lazımdı.
Bugünkü uygulamada çok ciddi bir denetim açığı var. Bu denetim açığı kaynaklarımızın verimsiz kullanılmasına, yolsuzluklara sebep oluyor. Bu hükümet de bunu bilerek yapıyor. Bu hükümet denetimi sevmiyor, çok net. Neden sevmiyor çünkü kendisini denetleyecek bütün kanunları geriye götürdü. Yolsuzluk algı endeksinde Türkiye on yıl önce 53. sıradayken 115. sırada. Dünya'da bu kadar gerileyen başka bir ülke yok. Yolsuzluğun bu kadar arttığı başka bir ülke yok.
"Böyle bir devlet olabilir mi? Böyle bir şey kabilelerde olmaz"
Rusya bize ucuz petrol veriyor fakat bu ucuz petrol vatandaşa yansıtılmıyor. İçerideki akaryakıt fiyatları Cenova'ya göre belirleniyor. Bu aradaki yaklaşık 40 dolarlık marj kimin cebine gidiyor? Bunun hesabını veren yok. Harekete geçen bir tane savcı yok. Böyle bir ülke olur mu? EPDK'da hiçbir yarışma yapmadan yandaşa önceden haber verip başvuru sırasına göre lisans vereceğim diyorsun. En az 3 milyar dolar rantı yandaşın cebine aktarıyorsun. Bunları bakanların yüzüne söyledim, bir tanesi bir şey söyleyemedi.
Varlık Fonu'nda gördük ki Varlık Fonu devletin hazine parasına el koyuyor. Sayıştay denetimine tabii olsa böyle bir şey olur mu? 2020'den beri KDV'yi alıyorsun fakat bu KDV'yi Hazine'ye ödemiyor, Hazine'nin parasına çöküyorsun.Birileri geliyor 'Türkiye'ye 75 milyar dolar para getireceğiz' diyorlar Varlık Fonunun 25 milyon dolarını tokatlıyorlar. Böyle bir devlet olabilir mi? Böyle bir şey kabilelerde olmaz.
Devlet Planlama Teşkilatı bu ülkenin beyniydi. Cevdet Yılmaz'ın günahı çok. 2011 yılında Devlet Planlama Teşkilatından sorumlu bakandı. Müsteşarlık Kalkınma Bakanlığına dönüştürüldü, planlama lağvedildi. Bakanlık yapılacak en son kurum bakanlık yapıldı Bingöl'den kılını kıpırdatıp Ankara'ya gelmedi. Devletin kurumunun zarar görmesine müsade etti. Şu anda Türkiye'de resmin tamamını gören hem makro ekonomi hem de sektörlerin makrosu anlamında bir kurum yok. Beyinsiz bir organizma olmaz. Eski Devlet Planlama Teşkilatının yeniden kurulması lazım.
"Diyanet Vakfı'nın şeffaf olması lazım, şeffaf değil"
Diyanet Vakfı'nın şeffaf olması lazım, şeffaf değil. Ben dindar olmaya çalışan birisiyim. Bu Diyanet bu milleti camilerden, dinden soğuttu. Diyanet Vakfının kurbana bakış açısı ne kadar kurban kesilirse o kadar kar elde etme üzerine. Kurbana böyle bir bakışla bakılmaması lazım. Varlık fonu ise tam bir karabatak, hiçbir kurumsallık yok. Buranın Satıştay denetimine hemen tabii olması lazım.
İletişim Başkanlığı bu sene zaten bütçesinin üzerinde harcama yapmış kendisine 2025 yılı için verilen 6,2 milyar lira. Bizim oylayacağımız 227 tane devlet idaresi var. İletişim Başkanlığı'nın bütçesi 157 tanesinden fazla. Burası sadece Cumhurbaşkanının propogandasını yapan bir kurum. Devletin bütün planlamasını yapan Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın iki katı kadar personeli var. ''
"Şu ahlaksızlığı, çifte standardı görüyor musunuz?"
İsrail protestoları nedeniyle Burger King'in boykot edildiğini hatırlatan Usta, "Rize'de Şehir Hastanesine bir şubesi açıldı. Katılanlar AK Partililer. Şehir Hastanesine bir fast food zincirinin açılması zaten yanlış da boykot çağrısında bulunup İzmir'de, Adana'da, Rize'de açıyorsunuz. İzmir'de açılan işletmenin sahibi Abdurrahman Demirkesen. Bu adam 27. dönem AK Parti milletvekili aday adayı, Ankara Belediye Meclis üyesi ve Halkbank'ın avukatının babası. Şu ahlaksızlığı, çifte standardı görüyor musunuz? Ben AKP'den cevap istiyorum" dedi.