İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e; "Mülakat mağduru öğretmenlere Bakanlık önünde yapılan muamele utanç vericiydi. Gözlerinden sicim gibi yaş akan o vatan evlatlarını görünce yüreğiniz burkulmadı mı? Hiç mi vicdanınız sızlamadı? Bu gençleri dinleseydiniz ne olurdu? Peki, atanamadığı için intihar eden öğretmenlerimizi hatırlıyor musunuz" diye sordu.
TBMM Genel Kurulu'nda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri başladı. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, 2025 yılı Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin geçen yıla göre yüzde 33 arttığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtti.
Cari transferlere ilişkin sorusuna yanıt alamadığını söyleyen Sunat, "2024 yılında cari transferler için yaklaşık 28 milyar TL'lik bütçenin sizin tablolarınıza göre 21 milyar 290 milyonu kullanılmış. Kasım ayına kadar kullanılan bu kaynağın 4 milyar 133 milyon TL'si Maarif Vakfı dahil kâr amacı gütmeyen kuruluşlara aktarılan kaynak. Geriye kalan 17 milyar 100 milyon TL hane halkı ve işletmelere yapılan transfer olarak, -burs ve karşılıksız ödemeler- kimlere, hangi amaçla ve hangi kriterlerle yapılmıştır? Bu yıl cari transferlere ödenek 31 milyardır. 2024'ten geriye kalan 6 milyar 683 milyon TL nerede kullanılacaktır" diye konuştu.
"Devlet okullarında hiç olmazsa bir öğün yemek verilsin"
Sunat, her 100 çocuktan 42'sinin yoksul olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"Her üç çocuktan biri ciddi yoksul. Yeterli protein alamıyor ve düzgün beslenemiyorlar. Bu yüzden gelişemiyorlar. Veliler, beslenme çantasına ne koyacağını bilemiyor yokluktan. 2-3 çocuğu olan aileler ne yapsın kantinlerde bir tost 80 TL, su ise 10 TL. Çocuklarımızın büyük çoğunluğu aç gidiyor okullarına aç. Her öğrencinin yeterli ve dengeli beslenmeye erişiminin sağlanması, eğitim sisteminin ve bu ülkeyi yönetenlerin sorumluluğu ve görevidir. Senelerdir haykırıyoruz devlet okullarında hiç olmazsa bir öğün yemek verilsin diye. Projeler geliştirdik. Bu durumu gerçekten umursuyor musunuz? Bu çocuklar bizim evlatlarımız, bu çocuklar bizim istikbalimiz. Fırsat eşitliği nerede?"
"Cemaatlerin, tarikatların Kuran kurslarını iyi denetleyin"
"Sayın Bakan yerel yönetimlerle kavga edeceğinize yerel yönetimleri kreş açması için teşvik edin" diyen Sunat, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Siz, merdiven altı sıbyan okullarına karşı çıkın. Cemaatlerin, tarikatların Kuran kurslarını iyi denetleyin. Zorunlu eğitim çağında olmasına karşın, eğitim dışında kalan çocuk sayısı 613 bine yükseldi. İlkokulda her 100 öğrenciden 5’i okula gitmiyor. Ortaokulda her 100 öğrenciden 9’u okula gitmiyor. Orta öğretimde her 100 öğrenciden 12’si okula gitmiyor. Peki, bu çocuklar nerede? Neden okula gitmiyorlar? Eğitim, devletin sunduğu bir hak değil mi? Yoksa ekonomik zorluklarla boğuşan aileler, bu yükün altında çocuklarını çalıştırmak zorunda mı kalıyor? Neden zorunlu eğitimde olması gereken çocuklarımız, her yıl daha fazla sayıda okuldan kopuyor?"
“MESEM’lerde iş cinayetlerinin önüne nasıl geçilecek”
Sunat, çocuk işçiliğinin giderek arttığını belirterek, "2023’ten 2024’e kadar en az 66 çocuk işçi, çalışma koşulları nedeniyle hayatını kaybetti. Çoğu tarım ve sanayi sektörlerinde çalışan bu çocuklar, ağır koşullarda ekmek parası kazanmaya çalışırken can verdiler. Geçtiğimiz dönemde yaşları 14-17 arası değişen 11 çocuk MESEM için staj yaparken hayatlarını kaybetti. Eğitim sistemimiz, çocuklarımızı koruyamıyorsa, bu sistem neye hizmet ediyor? İş güvenliği ve sağlığının denetlenmediği MESEM’lerde iş cinayetleri ve kazalarının önüne nasıl geçilecek? Mesleki ve teknik eğitim ve MESEM’lerinin çok yönlü değerlendirilmesi gerekir" dedi.
Okullarda hijyen ve güvenlik ve sağlık konularında sorun olduğunu öne süren Sunat, "Temiz içme suyuna ulaşamayan, iyi beslenemeyen, sıralarda oturacak yer bulamayan öğrencilerden nasıl bir eğitim kalitesi bekleyebiliriz? Okullarda hijyenin sağlanması için yeterli temizlik görevlisi yok. Yıllardır okullarda ihtiyaç olmasına rağmen kadrolu yardımcı hizmetli görevlendirmesi yapılmıyor. Geçici yöntemlerle ancak günü kurtarabilirsiniz" diye konuştu.
Bakan Tekin'in laiklik açıklamasına tepki
Sunat, Bakan Yusuf Tekin'in laikliği hedef açıklamalarını da eleştirdi. Sunat şöyle konuştu:
"Sayın Yusuf Tekin, siz Türkiye’nin en büyük ve en önemli bakanlığının başındasınız. Özellikle Milli Eğitim Bakanları militan siyasetçi ağzı ile konuşmaktan kaçınmalı. Sizin göreviniz kutuplaşmayı derinleştirmek değil. Söylemleriniz ve eylemlerinizle tepkileri üzerinize çekmek Milli eğitime ne kazandırıyor? Laiklik ile ilgili çarpıtmalara ne gerek var. Bu tartışmalar yıllar önce bitti. İttihat ve terakkiyi yermek size mi kaldı? Üstelik tarih de bilmiyorsunuz. 1940 yılları siz hatırlıyor musunuz ki bunlar hatırlamaz diyorsunuz. Bu provokasyonlara gerek yok. Ne yapmak istiyorsunuz? Bırakın bu lafları.
Siz, 22 senelik iktidarınızda eğitim konusunda gerçekleştirdiğiniz tahribatlara cevap verin. Siz, teknolojideki hızlı gelişmeler doğrultusunda, geleceğin becerilerinin eğitim sistemine nasıl hızla entegre edileceğine kafa yorun. Siz, bozduğunuz okullar arası başarı ve imkan farklılıklarını nasıl düzelteceğinizi düşünün. Siz, yoksul çocuklara yönelik ne gibi tedbirler alacağınıza kafa yorun. Siz, giderek artan fırsat eşitsizliğini nasıl azaltabileceğinizi düşünün."
"İhtiyaç olan 68 bin öğretmeni atayın"
Sunat, öğretmen açığına ve atama bekleyen öğretmenlerin sorunlarına değinerek, "Sayın Bakan ihtiyaç olan 68 bin öğretmeni atayın. Bugün buradan müjde verin ama mülakatsız atayın. Alınacak branşlar dengeli olsun. Yıllardır kadrolu öğretmen olarak atanamayanlar geçici sözleşmelerle, düşük ücretlerle eğitimde çalışmak zorunda kalıyor. 2024 verilerine göre 71 ilde ücretli öğretmen sayısı ise 66 bin 780'dir. Öğretmen açığını ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerle kapatma çabası nereye kadar sürecek? Bu uygulamadan vazgeçin, tüm öğretmenler kadrolu olmalı" dedi.
Sunat, Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yapan mülakat mağduru öğretmenlere polisin müdahalesini hatırlatarak, şunları söyledi:
"Mülakat mağduru öğretmenlere Bakanlık önünde yapılan muamele utanç vericiydi. Gözlerinden sicim gibi yaş akan, o vatan evlatlarını görünce yüreğiniz burkulmadı mı? Hiç mi vicdanınız sızlamadı? Bu gençleri dinleseydiniz ne olurdu? Peki, atanamadığı için intihar eden öğretmenlerimizi hatırlıyor musunuz? Daha yeni ekim ayında bunalıma giren Bursa'da matematik öğretmeni Hakan Durgut’u, intihar notunun altında KPSS kitabı bulunan rehberlik öğretmen adayı Mustafa Kaya’yı, atanamadığı için pazarda seyyar satıcılık yapan İsmail Karahan’ı, Denizli’de hayatına son veren Merve İşler’i, Sosyal Bilimler öğretmenliği mezunu Merve Çavdar’ı, Cebinde 10 lira ile intihar eden Ersin Turhan’ı ve daha nicelerini… İsimlerini duydukça ürpermiyor musunuz?"