(TBMM) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmelerine ilişkin Meclis Genel Kurulu’nda konuşan İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, “Asgari ücrete yüzde 25 - 30 arasındaki zam kabul edilemez. Bu açlıktır, ölümdür, zulümdür. Zalim iktidarınızın bütçesinin içinde memur, öğrenci, esnaf, öğretmen, memur, polis, yok. Çünkü bu bütçede millet yok. Peki bunlar yok da bu bütçede kim var? Bu bütçede gelenden geçenden haracını alan Deli Dumrul var” dedi. İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş ise “20 yıldır doğum oranlarını artırmaya çalışan, en az 3 çocuk sahibi olmayı teşvik etmekle övünen iktidar maalesef doğum yapan kadınları adeta cezalandırıyor” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplanan Genel Kurul'da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığının bütçelerinin görüşmeleri başladı. İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, yeni asgari ücrette yüzde 25-30 arasındaki zammın yeterli olmayacağını söylerken, İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, tarım sektöründe sigortasız çalışan kadınlara dikkat çekti.
“İçinde her şeyin olduğu, bir tek milletin kendisinin olmadığı, basit usulde tutulmuş bir muhasebe defteri misali bütçenizi getirdiniz ve dayattınız. Eğer bu bütçenin içerisinde millet olsaydı, 16 milyon 154 bin emekliyi kök maaş mahkum etmezdiniz” diyen Yüksel Selçuk Türkoğlu, şöyle konuştu:
''Kök maaş belası şeytanın bile aklına gelmiyor. 12 bin 500 liraya mahkum ettiğimiz milyonlarca emeklilerin torunlarına maaş verememesi ve yüzünü yere eğlemesi, ilan ettiğiniz emekliler yılında olması perişanlıktır. Her şeyin yüzde 100 arttığı bir ortamda bu zamlar konuşulur mu? Bu zalim bütçenin içerisinde esnaf olsaydı, 7200 iş gününü dolduranların emeklilik talebini karşılamış olurdunuz. Bu bütçenin içinde adalet olsaydı, memura verdiğiniz seyyanen zammı bütün memur emeklilerine verirdiniz. Bu bütçede vatandaş olsaydı, intibak yasasını komisyonlarda süründürmezdiniz. Yapmadınız, yapamadınız, yapmak da istemediniz. İşçinin anayasal hakkı olan grev kararını engelliyorsunuz. Asgari ücrete yüzde 25 - 30 arasındaki zam kabul edilemez. Bu açlıktır, ölümdür, zulümdür. Zalim iktidarınızın bütçesinin içinde memur, öğrenci, esnaf, öğretmen, memur, polis, yok. Çünkü bu bütçede millet yok. Peki bunlar yok da bu bütçede kim var? Bu bütçede gelenden geçenden haracını alan Deli Dumrul var.”
"Sözde anneler teşvik ediliyor ancak uygulamada annelere yeterli haklar verilmiyor"
Tarım sektöründe çalışan kadınların yaşadığı sorunlara dikkati çeken İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Sigortalı olarak çalışma hayatına başlamadan önce çocuk sahibi olan kadınların bu süreleri emekliliklerine dahil edebilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgulamak istiyorum. 20 yıldır doğum oranlarını artırmaya çalışan, en az 3 çocuk sahibi olmayı teşvik etmekle övünen iktidar maalesef doğum yapan kadınları adeta cezalandırıyor. Sözde anneler teşvik ediliyor ancak uygulamada annelere yeterli haklar verilmiyor. Mevcut mevzuata göre doğum borçlanmasından yararlanabilmek için doğumun, sigortalı çalışmaya başladıktan sonra gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu durum, sigorta öncesi doğum yapan kadınların önemli bir bölümünü mağdur etmektedir. Kadınların, çalışma hayatından uzak kaldıkları dönemde emeklilik primine dahil edilmemesi sosyal adalet ve eşitlik ilkeleriyle uyuşmamaktadır. Bu düzenleme konusunda erkeklerin askerlik borçlanması düzenlemesi örnek alınabilir.
''Tarımda kadınlar, sosyal güvenceden yoksun''
Konuşmasında sigortasız tarım işçiliğine de dikkati çeken Türkeş Taş, şuyle devam etti:
''Benim seçim bölgem Adana’da da bu problem önemli bir boyutta hissedilmektedir. Tarım sektöründe çalışan kadınların çoğu sigortasız, düşük ücret ve zor çalışma koşulları altında istihdam edilmektedir. Gelir seviyesi düşük olan kadın çiftçilerimiz Tarım BAĞ-KUR primlerini ödeyememektedir. Tarımda kadınlarımız işgücünün önemli bir kısmını oluşturmasına rağmen, büyük bir kısmı sosyal güvenceden yoksundur. Sigortasız çalışan kadınlar yaşlılıklarında, emeklilik maaşı alamamakta, hastalık durumlarında sağlık hizmetlerine erişimde zorluk çekmektedir. Bu toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren, yoksulluk döngüsünü de sürdüren bir durumdur. Çözüm önerisi olarak öncelikle kayıt dışılığı azaltacak düzenlemeler yapılmasını gerektiğini düşünüyoruz. Tarım sektöründe çalışan kadınların sigortalı olmalarını teşvik etmek için kayıt dışı istihdamı azaltmaya yönelik etkin denetimlerin artırılmasını gerekmektedir.
SGK ve Çalışma Bakanlığı’nın tarımda denetimleri sıkılaştıracak sigortasız çalıştırmanın önüne geçmesi de çok önemlidir. Mevsimlik işçiler için sosyal güvenlik programları geliştirilmelidir. Daha esnek prim ödeme koşulları ve devlet katkılarıyla kadınların primlerini ödemeleri de sağlanmalıdır. Kadın tarım işçilerini sigortalı olarak çalıştıran işletmelere özel teşvikler verilmeli, kadın tarım işçilerine yönelik sosyal güvenlik haklarını ve sigortanın önemi hakkında eğitim kampanyaları düzenlenmeli.''