Gündem

TBMM Genel Kurulu... Leyla Şahin Usta: "Kürt vatandaşlarımızın araçsallaştırılmasına izin vermeyeceğiz, artık birilerinin de yeni şeyler söylemesi gerekiyor"

AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, TBMM Genel Kurulu'nda; "Bizim Kürt vatandaşlarımız ile hiçbir sorunumuz yoktur. Ötekileştirmenin, ayrıştırmanın acısını yakinen yaşamış biri olarak biz, iktidarlarımız döneminde hiç kimseyi, hiçbir zümreyi ötekileştirmedik. Türk-Kürt kardeşliğini bozmak isteyenlere fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Kimlik siyasetinin araçsallaştırılmasına izin vermeyeceğiz.

(TBMM) - AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, TBMM Genel Kurulu'nda; "Bizim Kürt vatandaşlarımız ile hiçbir sorunumuz yoktur. Ötekileştirmenin, ayrıştırmanın acısını yakinen yaşamış biri olarak biz, iktidarlarımız döneminde hiç kimseyi, hiçbir zümreyi ötekileştirmedik. Türk-Kürt kardeşliğini bozmak isteyenlere fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Kimlik siyasetinin araçsallaştırılmasına izin vermeyeceğiz. Aynı metinleri tekrar tekrar okuyarak Kürt vatandaşlarımızın araçsallaştırılmasına izin vermeyeceğiz. Artık birilerinin de yeni bir şeyler söylemesi gerekiyor" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde son görüşmeler yapılıyor. AK Parti grubu adına söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, bütçenin yalnızca rakamlar üzerinde kurulmuş teknik bir çalışma olmadığını, aynı zamanda devletin ufku, istikameti ve vicdanı olduğunu söyledi. Şahin Usta, "Bu bütçe; milletimizin refahı, ülkemizin kalkınması, vatanımızın güvenliği için atacağımız adımların teminatıdır. Bu bütçe; Türkiye’yi daha güçlü, daha müreffeh ve daha bağımsız hale getirecek bir iradenin yansımasıdır" dedi.

"AK Parti iktidarıyla birlikte kadınların toplumsal hayattaki yeri güçlendirilmiştir"

1990'lı yıllardaki başörtüsü yasaklarını hatırlatan Şahin Usta, şöyle devam etti:

"25 yıl önce, dönemin rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun imzasıyla İstanbul Üniversitesi’nde uygulanmak üzere bir genelge yayınlandı. Bu genelgeyle; başörtülü öğrencilerin derslere, stajlara, sınavlara, kütüphaneye alınmaları yasaklandı. Başörtülü olarak derse girdiğim için, sınava girmeye çalıştığım için hakkımda soruşturma açıldı ve okuldan atıldım. Haksızlığa uğradığımızın farkındaydık. Protestolar yapıp hakkımızı aramaya kararlıydık. 2015 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın artık kadınların seçme ve seçilme haklarını tam kullanabilmeleri, Cumhuriyet kazanımlarımıza ket vuranlara son vermek için önümüzü açmasıyla birlikte bizler de başörtülü kadınlar olarak milletvekili olabildik. 2015 yılında milletvekili oldum. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde bir dönem çalışmasından AİHM’de hakimlerin seçilmesiyle ilgili milletvekili olarak oy kullanma görevimizi yerine getirdik. 1999 yılında AİHM’e başörtüsü yasağının kaldırılması için başvuran bir öğrenciyken 2015 yılında AİHM’de hakim seçen bir milletvekili olarak görev yaptım. İşte bu yeni Türkiye’nin, AK Parti’nin başarısıdır. AK Parti iktidarıyla birlikte kadınların toplumsal hayattaki yeri güçlendirilmiştir.

"Suriye’deki kadınların başka yerlerde gördüğümüz muamelelere maruz kalmamasını çok önemsiyoruz ve takip ediyoruz"

Bu ülkenin inandığı gibi yaşamayı tercih etmiş kadınlarını seçimden seçime hatırlayanlar, en son genel seçimlerde helalleşme kampanyası başlatmıştı. Altılı masa ortakları ve Kılıçdaroğlu gidince helalleşme de bitti anlaşılan. Bu ülkenin kadınları artık özgürdür, eşittir ve yasaklardan kurtulmuştur. Artık yeni şeyler söylemenin zamanıdır. Yeni Türkiye’yi, güçlü Türkiye’yi de konuşma zamanıdır.

Yeni Türkiye’nin önündeki en önemli mevzulardan birisi de Suriye’de yaşananlar. Dünyada artan ırkçılık ve faşizm hastalığını ülkemizde de yaymak için çaba gösterenleri dikkatle izledik. Her türlü insani, vicdani sorumluluğunu bir kenarı bırakarak 3-5 oy fazla almak için siyaset yapanların öngörüsüz ve gelişmelerden uzak olduğunu bir kere daha gördük. Herkes Suriyelileri yalnız ve ölüme bırakırken, BM kör ve sağır olmuşken biz onları koruduk. Onun için Türkiye’ye ve Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorlar. Suriye’nin milli egemenliğine ve üniter bir devlet olmasına önem veriyoruz. Türk, Arap, Kürt, Alevi, Sunni, Şii... Kim varsa herkesi temsil eden bir yönetim olmalı. Suriye’deki kadınların başka yerlerde gördüğümüz muamelelere maruz kalmamasını çok önemsiyoruz ve takip ediyoruz. Suriye, Suriyelilerin olmalıdır. Bize düşen, huzur ve güven içerisinde Suriye’nin yeniden kurulması için destek olmak ve korumaktır.

"Bu ülkenin birliği ve beraberliği, bizlerin birliği ve beraberliği ile mümkündür"

Bizim Kürt vatandaşlarımız ile hiçbir sorunumuz yoktur. Ötekileştirmenin, ayrıştırmanın acısını yakinen yaşamış biri olarak biz, iktidarlarımız döneminde hiç kimseyi, hiçbir zümreyi ötekileştirmedik. Türk-Kürt kardeşliğini bozmak isteyenlere fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Kimlik siyasetinin araçsallaştırılmasına izin vermeyeceğiz. Aynı metinleri tekrar tekrar okuyarak Kürt vatandaşlarımızın araçsallaştırılmasına izin vermeyeceğiz. Artık birilerinin de yeni bir şeyler söylemesi gerekiyor. Bu konuda özellikle pek çok yenilikler yaptık, yeni şeyler söyledik. Kürtçe anadilde savunma hakkı verdik, Kürtçe görüşme imkanı sağladık, Kürtçe televizyon, radyo yayınları ve Kürtçe müzikler yayınlanmasının önünü açtık, seçmeli ders olarak Kürtçe’nin sunulmasını koyduk. Bunları ve daha birçok uygulamayı temel hak ve özgürlük olarak sunduk ve pek çok tabuyu da böylelikle yıktık. Bunları yok saymak, değersizleştirmek Kürtler için yapılacak en büyük hatalardan birisidir. Bu ülkenin birliği ve beraberliği, bizlerin birliği ve beraberliği ile mümkündür."