DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Milli Savunma Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesini eleştirerek; "Savunma ve güvenlik sektörüne rekor bir bütçe tahsis edilmiş. Milli Savunma bütçesi yüzde 41 oranında arttı. Sağlığın ve eğitimin önünde bir bütçeden söz ediyoruz. Bu çatışma ve şiddete ayrılan bütçe aslında halkın sofrasından ayrılan bütçedir. 2025 yılında savunma ve güvenlik kurumlarına tahsis edilen bütçe 7 milyona yakın asgari ücretlinin yıllık maaşının toplamına denk gelmektedir. Bu savunma bütçesiyle toplumun diğer kesimleri için bir refah devrimi başlatabilirdik" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda bugün Milli Savunma Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçeleri görüşülüyor. DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Milli Savunma Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesine ilişkin söz alarak bütçeye ayrılan payı eleştirdi. Yakın dönemde Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin de konuşan Beştaş, Suriye ve Türkiye için barış çağrısında bulundu.
Danış Beştaş'ın yaptığı açıklamadan öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye son dönemlerde özellikle diplomasiye verilen önemi altını çizerek bütün dünyaya anlatıyor. Etiyopya ve Somali arasında imzalanan Ankara Bildirisi’nin çok büyük bir övünçle dünyaya anlatmaya devam ediyor. Filipin-Moro arasında anlaşmalarda yer aldı. Ukrayna-Rusya savaşını bitirmek için arabulucuk tekliflerinde sürekli bulunuyor, Libya’da barışçıl çözüm için çalıştığını iddia ediyor. Filistin ve İsrail arasında ateşkes çalışmaları için zaman zaman değişik bilgilendirmeler yapılıyor fakat dünyadaki bütün çatışmalarda ateşkes için çalışan, diplomatik girişimler için çaba harcayan ve bunun önemini anlatan Türkiye, maalesef Kürtlerle olan çatışmalarda ateşe devam ediyor, ateşkese karşı çıkıyor, barış ve çözüm ihtimalini reddediyor.
NATO, ‘bütçe artırın’ diye bütün üye ülkelere tavsiyelerde bulunuyor ama biz bu tavsiyeler yerine yaşam, demokrasi, adalet, hak ve özgürlükler için mücadelenin çok daha değerli ve insanlığa hizmet edeceğini biliyoruz.
"Rojava’daki halkları terörist diye nitelendiremezsiniz"
Suriye’de tarihsel bir dönemeç yaşıyoruz ama Suriye’ye ilişkin ‘3-5 füze sallarız’ meselesinin ötesinde derin bir strateji izlendiğini gayet yakından biliyoruz. Afrin’in işgal ve ilhak edildiğini bu parlamentoda yüzlerce kez tartıştık ve orada zeytin ağaçları, fabrikalar yerlerinden sökülüp taşındı, koskoca bir kent adeta yok edildi. Tel Rıfat, Münbiç, Kobani, Rojava bir bütün olarak ve Kürtlere yönelik yaklaşım hiç değişmedi. 2014 yılında Kobani kuşatması vardı, IŞİD canilerinin Kobani halkının Kobani halkını katliamdan geçirme tehlikesine karşı çıktıkları için çağrı yapan önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız ve MYK üyelerimiz Kobani kumpas davasıyla yüzlerce yıllık cezalara çarptırıldı.
Herkes terörist, meşru zemin buradan hareket edilerek tarifleniyor fakat şunu unutmayın Sayın Bakan, kendi yaşam hakkını savunanlar terörist değildir. Milyonlarca halk terörist değildir, olamaz. Rojava’daki halkları terörist diye nitelendiremezsiniz. Sizin bakanlığınız yaklaşık 25 bin mensubunu teröristlik suçlamasıyla ihraç etmiş bir kurum. Sizin başında bulunduğunuz kurumun bazı mensupları 8 sene önce bu Meclis’i savaş uçaklarıyla bombaladı. Bu nedenle sağa sola terörist damgası yapıştırırken birkaç kere düşünmenizi öneriyoruz.
"Sağlığın ve eğitimin önünde bir bütçe"
Türkiye’de 2025 yılında savunma ve güvenlik sektörüne rekor bir bütçe tahsis edilmiş. Savunma harcamaları için 913 milyar, iç güvenlik için 694 milyar lira ödenek ayrılmış, Savunma Sanayi Destekleme Fonu’nu da ekleyince 1 trilyon 608 milyar liralık bir bütçeden söz ediyoruz. Türkiye NATO üyeleri arasında en çok harcama yapan ülkelerin başında yer alıyor. Milli Savunma bütçesi yüzde 41 oranında arttı. Sağlığın ve eğitimin önünde bir bütçeden söz ediyoruz. Bu çatışma ve şiddete ayrılan bütçe aslında halkın sofrasından ayrılan bütçedir. 2025 yılında savunma ve güvenlik kurumlarına tahsis edilen bütçe 7 milyona yakın asgari ücretlinin yıllık maaşının toplamına denk gelmektedir. 500 bin öğretmene yüzde 50 maaş artışı yapılabilirdi. Bu savunma bütçesiyle toplumun diğer kesimleri için bir refah devrimi başlatabilirdik.
"Rojava'ya attığınız her bomba bizim kalbimize düşüyor"
Coğrafya değişiyor, haritalar yeniden çiziliyor ama siz Rojava’yı bombalamaya devam ediyorsunuz. Oradaki halkı terörist olarak nitelemek dışında bir söylem yok. Sizin oraya attığınız her bomba bizim kalbimize düşüyor, bizim kardeşlerimiz onlar. Bu hasımlık siyaseti yerine hısımlık siyasetini öneriyoruz. ‘Biz değiliz, SMO yapıyor bunu’ diyorsunuz. Bunu uçan kuşa sorsanız SMO’nun kim olduğunu gayet iyi biliyorlar. Silahından ayakkabısına iç çamaşırına kadar Türkiye tedarik edilen bir SMO var, bunun da adını koyalım. Türkiye’nin en uzun sınır ülkesi Suriye, bu sınırın dikenli tellerle, mayınlarla çevrili olması mı, bir barış iklimi mi? Barışa aralanan kapının güneşli olması ihtimalinden bahsediyoruz. Silahsız bir çözüm mümkün. Yıllarca adalet mücadelesi verdik ve barış için elimizden geleni yapmaya hazırız. Gerçeklere yüzümüzü dönelim, bırakın iki yakada da sevinç çığlıkları ile bastırsın insanlar topların sesini."