TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Saadet-Gelecek Grubu İstanbul Milletvekili Birol Aydın, “Yasadışı bahis ile yasal bahis arasındaki fark ne? Çocuklarımızı, gençlerimizi bahisten, kumardan kurtarmak mı istiyoruz yoksa vergilendirilmemiş parayı mı kurtarmaya çalışıyoruz. Futbol maçı izliyorsunuz, futbolcuların üstünde, tabelalarda ilanlar var. Bu akıl tutulması. Gençliğimiz sanal bahis çetelerinin girdabı içerisinde. İktidar mücadele de ediyor ama mesele yasadışı, yasa içi çerçevesinde kalıyor. Bunun üzerine gitmemiz gerekiyor” dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bütçelerinin görüşmeleri başladı. Bütçeye ilişkin söz alan Saadet-Gelecek Grubu İstanbul Milletvekili Birol Aydın, “İşte bütçe ortada, açık, faiz ortada, tarıma ayrılan miktar ortada. İthalat, ihracat rakamları ortada. Bütün bunlar ortada. Tabi ki biz Saadet Partisi olarak öldük, bittik demiyoruz. Ama durum iyi değil yani. ‘Siz şaha kaldık’ dediğiniz zaman bu cümleleri kurmayı vicdani gereklilik olarak görüyorum” dedi.
“Bilim insanlarından çok uyuşturucu baronlarını biliyoruz”
“Siz sokakta değil misiniz? Köye, kasabaya gitmiyor musunuz? Bu kadar işsiz, istihdam dışı insanımız var. Her açıdan dökülen bir tarafımız var” diyen Aydın, şöyle konuştu:
“Dünyanın tamamında bütün insanların özgürlük, güvenlik ve refah talebi var. İktidarların temel sorumluluğu da bu üç temel ihtiyacı yerine getirmektir. Zaman zaman iktidarlar birini diğerine tercih edebilirler. Bizim açımızdan bunlar birbirini tamamlayan şeylerdir. İktidar dönemsel olarak bunlardan bazılarını bir diğerini gerekçe göstererek ortadan kaldırıyor. Bir hukuk devletinde olmayacak kayyumlar meselesini hala devam ettiriyoruz. Ülkemizde siyasilerden, sanatçılardan, bilim insanlarından daha fazla bilinen çete liderleri, baronların olduğunu biliyoruz. Sokaklarımızda her gün bir başka cinayet işleniyor. Sanalda da durum hiç farklı değil. Sanal kumar ve bahis çetelerinin ne olduğunu aileler yakından biliyorlar ve son zamanlarda da çok gündemde. Telefonumuzu açtığımızda önümüze çıkan ilk reklamların ne olduğunu bildiğimizi zannediyorum. Yasadışı bahis ile yasal bahis arasındaki fark ne? Çocuklarımızı, gençlerimizi bahisten, kumardan kurtarmak mı istiyoruz yoksa vergilendirmemiş parayı mı kurtarmaya çalışıyoruz. Futbol maçı izliyorsunuz, futbolcuların üstünde, tabelalarda ilanlar var. Bu akıl tutulması. Gençliğimiz sanal bahis çetelerinin girdabı içerisinde. İktidar mücadele de ediyor ama mesele yasadışı, yasa içi çerçevesinde kalıyor. Bunun üzerine üzerine gitmemiz gerekiyor.
“Uyuşturucu illeti ortalığı kasıp, kavuruyor”
İçişleri Bakanlığı’nın son dönemlerdeki operasyonlarını kıymetli ve değerli görüyorum ama diyorum ki bataklıktaki timsahlara sıra ne zaman gelecek. Uyuşturucu illeti sandığımızdan daha fazla ortalığı kasıp, kavuruyor. Anneler, babalar çaresizlik içerisinde. Bunun zengini, fakiri, dindarı, dindar olmayanı değil bir an bulaştığınız zaman bundan kurtuluş yok. Kumar ve uyuşturucunun terörle eşdeğer tutulmasını gerektiğini düşünüyorum."
"28 bin liranın altında vereceğiniz tüm rakamlar sefalet, zulüm ücretidir"
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesine ilişkin Genel Kurul'a hitap eden Saadet-Gelecek Grubu Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün de asgari ücret tartışmalarına ilişkin şöyle konuştu:
"Ülkemiz, bölgemizde yaşanan gelişmeler nedeniyle stresli zamanlardan geçiyor. Böyle gerginlik dönemlerini sağlıklı yönetmek ancak halkının refahını öncelemekle, vatandaşın ekonomik direncini artırmakla mümkün olur. Ülkemizde ortalama bir ücret haline geldiği için asgari ücretin seviyesi toplumun geniş kesimlerini ilgilendiriyor. 2025 yılı için kaç yıldır tutturamadığınız hedef enflasyona göre hesaplayarak 20 bin 570 lira gibi bir rakam söyleyeceksiniz. Gerçekleşen hedef ortalaması almak gibi planlamanız var, öyle olduğunda da 22 bin 600 liralık bir rakama karşılık geliyor ama bunların hepsi sefalet ücreti.
Oysa bir yıl önce 17 bin lira olarak belirlediğiniz bugün satın alma gücü karşılığı 11 bin 500 liraya geliyor. Gerçekleşen enflasyon ortada, yüzde 44. Beklenen enflasyon da yüzde 21. Bunun toplamını alarak zaten 28 bin liranın altında vereceğiniz tüm rakamlar sefalet, zulüm ücretidir. Bunun üzerine refah payının da mutlaka ifade edilmelidir."
"Çalışma hayatımız hızla vasıfsızlaşma eğiliminde"
Silkin Ün, çalışma hayatındaki vasıfsızlaşma sorunu ve sürekli işçi kadrosuna alınan taşeron işçilerin yaşadığı problemlere ilişkin de şunları söyledi:
"2018 yılında yürürlüğe giren 696 sayılı KHK ile taşeron işçiler sürekli işçi kadrosuna alındı. Zorunlu emeklilik uygulaması 3 Mart 2023’te GSS ve 375 sayılı KHK’da yapılan değişiklikle çözüme kavuşturulmuş. Peki bu tarihler arasında zorla emekli edilenler ne olacak? 5 yıl içinde genç yaşlarda zorunlu emeklilik uygulamasına mecbur bırakılanların bu adaletsizliğine son vermeyi düşünüyor musunuz? Bu düzenlemede tayin yasağı da vardı. ‘Düzenlemede sürekli işçi kadrosuna geçirilenler çalıştıkları birimden geçiş yapılmadan istihdam edilebilirler’ diyor. Aradan 7 yıl geçmiş, farklı şehirlerde yaşayan eşler boşanmaya, aileler dağılmaya başlamışlar. Toplu iş sözleşmelerine güvenlik bürokrasisinde adli ve mülki makamlarda çalışanlara bir istisna konulmuş. Aile bütünlüğü sadece onları için mi önemli?
Çalışma hayatının karşı karşıya olduğu bir sorun var: Vasıfsızlaşma. Çalışma hayatımız hızla vasıfsızlaşma eğiliminde. Genç işsizliği kronik bir sorun ama daha acısı gençlerin eğitimleri arttıkça işsizlik oranları artıyor. İstihdam, sanayide gerilerken hizmetler ve tarım sektöründe artıyor. Katma değeri düşük bir istihdam piyasası oluşuyor. Eğitim seviyeniz arttıkça ücret artış oranınız azalıyor. Beşeri sermayemiz erozyona uğradıkça bu mesele, ülkemize dinamizmini kaybettirip büyük bedeller ödettirecek bir mesele."