Elazığ

EEFSO Başkanı Havabulut: "2025 için umudumuz yok, çünkü her geçen yıl, diğer yılları aratır hale geldi"

Elazığ Elektronikçiler, Fotoğrafçılar ve Saatçiler Odası (EEFSO)  Başkanı Mehmet Havabulut, "Elazığ 2020 yılında bir deprem yaşadı. Toparlanma sürecine girerken asrın felaketi ile yüzleşince toparlanma süreci sekteye uğradı. Esnaflarımız şu anda ekonominin vermiş olduğu sıkıntıyla beraber 4 yıldır hiç refah seviyesine ulaşamadı. Biz 2024 yılına kadar gerçekten zor bela geldik. Ama 2025 için umudunuz var mı derseniz maalesef yok diyeceğiz.

(ELAZIĞ)- Elazığ Elektronikçiler, Fotoğrafçılar ve Saatçiler Odası (EEFSO)  Başkanı Mehmet Havabulut, "Elazığ 2020 yılında bir deprem yaşadı. Toparlanma sürecine girerken asrın felaketi ile yüzleşince toparlanma süreci sekteye uğradı. Esnaflarımız şu anda ekonominin vermiş olduğu sıkıntıyla beraber 4 yıldır hiç refah seviyesine ulaşamadı. Biz 2024 yılına kadar gerçekten zor bela geldik. Ama 2025 için umudunuz var mı derseniz maalesef yok diyeceğiz. Çünkü her sene kötüye gitti ve her geçen yıl, diğer yılları da aratır hale geldi'' dedi.

Elazığ Elektronikçiler, Fotoğrafçılar ve Saatçiler Odası (EEFSO)  Başkanı Mehmet Havabulut, Elazığ esnafının yaşadığı sorunlara ilişkin ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu.

2020 yılında Elazığ ve 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli depremlerin Elazığ esnafını olumsuz etkilediğini ve depremlerden dolayı esnaf için alınan koruyucu tedbirlerin yeterli olmadığını belirten Havabulut, şunları söyledi:

''Elazığ 2020 yılında bir deprem yaşadı. Toparlanma sürecine girerken asrın felaketiyle yüzleşince toparlanma süreci sekteye uğradı. Esnaflarımız şu anda ekonominin vermiş olduğu sıkıntıyla beraber 4 yıldır hiç refah seviyesine ulaşamadı.Tabii ki devletimiz koruyucu tedbirler alsa da bunlar yeter kaldı.Çünkü ekonominin vermiş olduğu sıkıntı esnafı fazlasıyla zora soktu. Bunların başında vergi dilimlerinin yüksek olması, aniden fırlayan kiraların enflasyonun yüksek olması, vatandaşın alım gücünün düşmesi sonucu esnaf zorlu bir süreç yaşadı. Hala da yaşamakta. Biz 2024 yılına kadar gerçekten zor bela geldik. Ama 2025 için umudunuz var mı deseniz maalesef yok diyeceğiz. Çünkü her sene kötüye gitti ve her geçen yıl, diğer yılları da aratır hale geldi. Devletimiz bu süreçte esnafı koruyucu, kollayıcı tedbirler alırsa, daha düşük faizli kredilere de esnaflarımızı yönlendirirse, esnafımız en azından ayakta durabilme seviyesine gelecektir.''

''Bağ-Kur primleri artırılmasın''

Esnafın Bağ-Kur primlerini ödemekte zorlandığının da altını çizen Havabulut, yeni yılda asgari ücret artışı ile birlikte primlerin de yükseleceğine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bağ-Kur primlerinin yükselmesi esnafın işlerini arttırmıyor. Aksine esnafın gider kalemlerini daha da fazlalaştırıyor.Biz bu süreçte esnafın ana sorunlarının dışında en aznda devletimizden asgari ücrete gelen zamla birlikte Bağ-Kur primlerinin, vergi dilimlerinin yükseltilmemesini, 2025’te de aynı kalmasını talep ediyoruz. İnşallah bu söylediklerimiz hükümet tarafından duyulur ve en azından esnaflarımız bu konuda nefes alır.'' 

''Esnaflarımızın en büyük hakkı olan 7 bin 200'ün getirilmesi refahları içinsağlam bir adım olacaktır''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerden önce esnaflar için prim gün sayısının düşürüleceği yönündeki sözlerini hatırlatan Mehmet Havabulut, esnafın emeklilik hakkını alarak refah seviyesini yükseltmesi için prim gün sayısının 7 bin 200 güne düşürülmesi gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:

''Şimdi 7 bin 200 gün meselemiz de var. Sayın Cumhurbaşkanımızın seçimlerden önceki vaatlerinden biri de Bağ-Kur'lu esnafa 7 bin 200 günü getirmekti. Çünkü esnaflarımız şu anda işveren statüsünde oldukları için 9 bin iş günü üzerinden primlerini yatırıyorlar. Ama bu esnaflarımıza zor bir durum sayı olarak.Çünkü yanında çalışan işçi 7 bin 200 gün ile emekli olurken, işveren arkadaşlarımız 9 bin gün prim ödemek zorunda kalıyor. Esnaflarımızın en büyük hakkı olan 7 bin 200'ün getirilmesi hem esnaflarımızın refah seviyesi için, hem de en azından emeklilik hakkını alıp hayatlarını devam ettirebilmeleri için sağlam bir adım olacaktır.''

''Kefil, ipotek istendiği için çoğu esnaf kredi çekemiyor''

Esnaflara kredi kolaylığı sağlanması gerektiğini de belirten Mehmet Havabulut, şöyle devam etti:

''Esnaflarımız sonuç itibarıyla gündelik kazanç elde eden meslek kuruluşlarıdır. Çünkü dükkanına bir vatandaş gelip alış veriş edemezse o gün esnaf dükkanını siftah yapamadan kapatacaktır. İş yapamayan esnafımız oluyor mu? Muhakkak oluyor. Yapanlar da kazançları giderleri karşılamadığı için çoğu esnafımız kredilere başvuruyor. E kredilerde de yüksek enflasyon olduğu için ve faizleri yüksek olduğu için kredi çekemez duruma geliyorlar. Esnaf Kefalet Kooperatifleri aracılığıyla da kredilerin faiz oranları diğer bankalara nazaran düşük olsa da sonuçta şartların tutması gerekiyor. İpotek vermeleri, kefil vermeleri gerekiyor. Kimi esnaf bunu yerine getirirken, kimi de yenine getiremediği için kredi çekemiyor. Çekemediği için de öz sermayesini arttıramıyor. Arttıramadığı için de kazancı düşük kalıyor ve esnafımız sıkıntı yaşıyor.''