Malatya’daki deprem felaketinin ardından hayata geçirilen “Rezerv Alan” uygulamaları, depremzedelerin haklarını gasp eden bir rant mekanizmasına dönüşmüş durumda. Öncesinde 160 metrekarelik geniş evlerinde yaşayan insanlar, şimdi 90 metrekarelik dairelere yönlendirilerek adeta bir “yerinden etme” politikasıyla karşı karşıya bırakılıyor. Bu durum, Malatya'da sadece bir barınma sorunu değil, aynı zamanda bir adaletsizlik örneği olarak halkın tepkisine neden olmakta.

Vali Seddar Yavuz:"Malatya'yı Depreme Dayanıklı ve Modern Bir Şehir Olarak Yeniden İnşa Ediyoruz" Vali Seddar Yavuz:"Malatya'yı Depreme Dayanıklı ve Modern Bir Şehir Olarak Yeniden İnşa Ediyoruz"

Malatya'da rezerv alan adı altında yapılan projelerdeki en büyük sorun, mevcut mülklerin gerçek değerlerinin hiçe sayılmasıdır. İnsanlar, ellerindeki mülklerin yerine aynı değerde veya büyüklükte bir yaşam alanı beklerken, küçülen evler ve daralan yaşam alanları ile karşılaşıyor. Üstelik, bu alanlarda deprem öncesinde 4-5 katlı binalar bulunurken, yapılan yeni binaların 6-7 kata kadar çıkarılması ve fazla dairelerin kime tahsis edileceğinin belirsizliği, rezerv alan uygulamasının arka planında büyük bir rant oyununun döndüğünü düşündürüyor.

Malatya'da depremzedeler, evlerini kaybetmenin acısını yaşarken, bir de hak ettikleri alanların ellerinden alınmasına tanık oluyoruz. Rezerv alan adı verilen bu sistem, bir çözüm olmaktan çok, mülkiyet haklarını hiçe sayan, insanları zorunlu şekilde küçültülmüş alanlara sıkıştıran bir mekanizmaya dönüşmüş durumda. Depremden önceki yaşam standartlarını kaybeden vatandaşlar, böylesine keyfi bir uygulama karşısında büyük bir öfke ve çaresizlik içinde.

Rezerv alan, teoride depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan bir düzenleme olarak sunulsa da, pratikte gerçek amacından sapmış bir sistemdir. Daha fazla dairenin inşa edilmesi ve bu dairelerin hak sahiplerinden çok başka kişilere yönlendirilmesi, bu sürecin tamamen rant odaklı bir anlayışla yönetildiğini açıkça göstermektedir. İnsanlar, kendi topraklarında yabancılaştırılmış, sahip oldukları haklardan mahrum bırakılmış durumdadır.

Deprem sonrası yaraları sarması beklenen devlet politikalarının, mağduriyetleri gidermek yerine derinleştirdiği bir tabloyla karşı karşıyayız. Malatya'da depremzedeler, şeffaflık ve adalet talep ediyor. Rezerv alan projelerinde hangi dairenin kime verileceği, fazla dairelerin ne şekilde değerlendirileceği gibi konular acilen aydınlatılmalıdır.

Malatya'da depremzedelerin talepleri nettir: Rezerv alan adı altında yapılan adaletsizliklere son verilmeli, geçmişte sahip oldukları mülklerin değeri ve büyüklüğü korunarak yeni yaşam alanları sunulmalıdır. Aksi halde, bu uygulama, bir rehabilitasyon değil, halkın haklarını gasp eden bir rant projesi olarak tarihe geçecektir. Rezerv alanın halkın gözünde “çözüm” değil, “sorun” olarak algılanmasının sorumluluğu, bu sistemi hayata geçirenlerdedir. Malatya'daki depremzedeler, bu uygulamanın adil bir şekilde düzeltilmesini ve halkın yararına bir politika izlenmesini beklemektedir.

Kaynak: 44medya.com