Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gönüllü olarak Suriye’ye dönmek isteyenlere her türlü kolaylığı sağlayacaklarını belirterek, “Ancak kimseyi zorla göndermek gibi bir yanlışa da düşmeyeceğiz. Ülkemize katkı yapmak isteyen Suriyeli kardeşlerimizin elinden tutmaya devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde 10 Ocak İdareciler Günü nedeniyle düzenlenen program kapsamında valilerle bir araya geldi. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, devletin dininin adalet olduğunu belirterek, “Valilik milletin derdine derman olma makamıdır. Valilik devletin halka uzanan elidir, vicdan ve merhamet mevkiidir” dedi.
"Makam odalarınıza sıkışıp kalmayın"
Erdoğan, “Mülki idare amirliği sabah 08.00, akşam 18.00 arasında yapılacak bir görev değildir. Sizin vatandaşla hemhal, hemdert ve hemdem olmanız da beklenir. Her birinizden makam odalarınıza sıkışıp kalmamanızı özellikle rica ediyorum. Hizmet ettiğiniz şehirlerde hak ve hukuku gözetmeniz vazgeçilmez olmalıdır. Ne tek parti faşist zihniyetinin ne de hafızalarımızda derin yaralar açan 28 Şubat uygulamalarının günümüz Türkiyesi'nde yeri yoktur. Baskının, ayrımcılığın, millete karşı efendilik taslamanın meşru sayıldığı günler artık geride kalmıştır. Biz bu makamlarda bulunduğumuz müddetçe kimse o kötü günleri geri getiremeyecektir” diye konuştu.
"6 Şubat depremleri hızlı karar alabilen idarecilerin değerini gösterdi"
Erdoğan, 6 Şubat depremlerini anımsatarak, “Bu süreç bize aynı zamanda hızlı karar alabilen, çok boyutlu düşünebilen, elini taşın altına koyabilen idarecilerin değerini de gösterdi. Bir adım atmadan önce merkezden talimat bekleyen, gönüllere, hanelere giremeyen kimi yöneticiler maalesef devletimizin çabalarına da gölge düşürdü” ifadelerini kullandı.
"Suriye’de yeni bir döneme girilmiştir"
Erdoğan, Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’yi her açıdan ilgilendirdiğine işaret ederek, “Suriye’de 61 yıllık Baas diktatörlüğünün çökmesiyle birlikte artık yeni bir döneme girilmiştir. Sednaya Hapishanesi’nden yansıyan vahşet görüntüleri, Suriye’de yıllardır nasıl insanlık dışı bir zihniyetin hüküm sürdüğünü göstermiştir. Gün geçmiyor ki ülkenin bir şehrinden toplu mezar çıkmasın. Gün geçmiyor ki Baas rejiminin barbarlığına dair bir delil bulunmasın. 13 yıllık katliam politikasının bu ülkeye verdiği zarar 500 milyar doları aşıyor” dedi. Erdoğan, ekonomik ve sosyal düzenin ıslah edilmesinin gerektiğini belirterek, sağlık ve eğitim altyapısının oluşması, tarım ve sanayinin canlandırılması gibi uzun vadeli stratejilere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Vicdansızlıktan öte kara cehalet örneği"
"Ana muhalefet partisi genel başkanının 'Esed gitti, sığınmacılar da gitsin' ifadesi vicdansızlıktan öte bir kara cehalet örneğidir. Biraz dış politika, biraz ekonomi, biraz savaş tarihi okuyan bir kişi böyle bir cümle kurmaktan utanır, hicap duyar. Savaşın ve zulmün pençesinden kaçan Suriyeli mazlumlara 13 yıl boyunca kol kanat gerdik. Ana muhalefet onları geldikleri yere kovmanın gayreti içerisinde oldu. Bize canlarını, mallarını, onurlarını emanet eden mazlumlara sırtımızı dönmedik. Kimsesizlerin kimsesi olan bu necip millete Boraltan Köprüsü faciası utancını yaşatmadık.
"Gönüllü geri dönüşleri kültürümüze yakışan anlayışla yöneteceğiz"
Gönüllü, güvenli ve düzenli geri dönüşleri yine bize yakışan, tarihimize, inancımıza ve kültürümüze yakışan bir anlayışla yöneteceğiz. Muhalefet veya ırkçı çevreler ne derse desin. Ekonomimize, ticaretimize, üretimimize ve 13 yıllık insani politikamıza zarar verecek yaklaşımlar içinde olmayacağız. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde siyasi geleceğimizi riske atma pahasına sergilediğimiz duruşa kimsenin leke bulaştırmasına müsaade etmeyiz. Her insan kendi vatanında kök salar ve elbette orada yaşamak ister. Suriyeli kardeşlerimizin huzurla evlerine dönebilmeleri bizim için hem insani bir görev hem de bölgesel istikrar açısından stratejik bir önceliktir. Gönüllü olarak yurtlarına dönmek isteyen Suriyeli kardeşlerimize her türlü kolaylığı sağlayacağız ancak kimseyi zorla göndermek gibi bir yanlışa da düşmeyeceğiz. Ülkemize katkı yapmak isteyen Suriyeli kardeşlerimizin elinden tutmaya devam edeceğiz. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birlikteliğinin sağlanmasında üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getireceğiz. Özellikle sınır bölgelerimizdeki valilerimizden çok dikkatli olmalarını, süreci sahiplenmelerini bekliyorum.
"Terörsüz Türkiye idealimizi gerçekleştireceğiz"
Ülkemizde ve bölgemizde terörün hiçbir çeşidine yer olmadığını her fırsatta vurguluyoruz. Bir süredir uyguladığımız terörü kaynağında bertaraf etme stratejimizin meyvelerini içeride ve dışarıda toplamaya başladık. Amacımız, ülkemizin sırtına vurulan 40 yıllık kamburu ilanihaye ortadan kaldırmaktır. Suriye devrimi ile birlikte hem ülkemizin hem de bölgemizin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmıştır. Terörsüz Türkiye idealimizi inşallah gerçekleştireceğiz. Türkiye yüzyılını kardeşliğin, kalkınmanın, huzurun yüzyılı yapıncaya kadar çalışacağız.”